Savunma Gerçekten Kazandırır Mı?
- Mustafa Eren Tepedelenli
- 2 gün önce
- 3 dakikada okunur
Bütün spor branşlarında yıllardır süregelen bir tartışma konusu vardır; savunma mı yoksa hücum mu? Kimileri hücum etmenin daha doğru olduğunu düşünürken, kimileri de savunma yapmanın hücumdan daha etkili olduğunu savunur. Bu konuyu basketbol özelinde konuşursak, bu sezonun NBA ve Euroleague şampiyonları savunmaları ile öne çıkan takımlar oldu.

Bilindiği üzere bu sezon Euroleague’de Fenerbahçe Beko mutlu sezona ulaştı. Bu yolculukta Fenerbahçe Beko’yu diğer takımlardan ayıran birçok unsur vardı. Direkt akla gelenler; sezon boyunca uzun alınmaması, yaşanılan sakatlıklar olabilir. Burada bahsedilecek şey bunlar değil. Burada Fenerbahçe Beko’nun diğer takımlardan ayrıştığı en önemli şey olan savunmasını konuşacağız. Euroleague’de Fenerbahçe Beko’nun yapabildiği ve diğer takımlardan ayrışmasını sağlayan durum, adam değişme savunmalarını kusursuza yakın yapabiliyor olmalarıydı. Bunu sağlayan en önemli bileşen ise; forvet oyuncularının kısaları ve uzunları rahatlıkla savunmaları oldu. Özellikle Nigel Hayes - Davis’in bir numaradan beş numaraya kadar her pozisyonla bire bir oynayabilmesi ve kısa beşlerde pivot oynayabiliyor olması takımın elini güçlendiren en önemli unsurdu. Dyshawn Pierre, Bonzie Colson ve Nicolo Melli ve yer yer Khem Birch’ün perde sonrası kısalar ile eşleşmelerinde kısaları savunabilmesi de Fenerbahçe Beko’yu diğer takımlardan ayrıştırdı. Tabii savunmalardan bahsederken Tarık Biberovic’e parantez açmadan olmaz. Saras’ın takıma katılmasıyla birlikte oyunu savunma anlamında da oldukça mesafe katetti. Geçen sezonda rakibin en önemli skorer oyuncusunu savunurken adeta delinen Tarık, bu sezon savunmasının üstüne oldukça koydu ve rakibini çok daha iyi savundu. Fenerbahçe Beko, savunmasıyla olduğu kadar rotasyonuyla da öne çıktı. Kenarda oturan oyuncuları ile sahada olan oyuncuları arasında kalite bakımından çok fark olmayışı şüphesiz koç Sarunas Jasikevicius’u rahatlatan bir başka önemli unsur olmuştur. Euroleague arenasında takımınızda birden fazla pozisyonu - zorlansa da - iyi savunan oyunculara sahip olduğunuzda hayat sizin için kolaylaşabiliyor ki koç Saras için de durum temelde bundan ibaretti.
Son NBA şampiyonu Oklahoma City Thunder’da da durum pek farklı değildi. İstatistiklere bakıldığında NBA tarihine geçecek türden savunma yaptıklarını görebiliyoruz. Bunu sağlayan en önemli unsur; NBA basketbolu bu kadar kısalar üzerine evrilmişken takımdaki neredeyse herkesin kısa savunabiliyor olması. Hatta durum o ki, takımda savunması kötü bir veya iki oyuncu sayabiliriz. Luguentz Dort, Shai Gilgeous - Alexander, Alex Caruso, Chet Holmgren gibi üst düzey savunmacıların olduğu takımda Jalen Williams ve Cason Wallace gibi iyi savunmacılar da bulunuyor. Burada OKC’nin diğer takımlardan ayrıştığı en önemli unsur ne peki? OKC oldukça aktif bir savunma yapıyor. Topun karşısında kaldıkları yetmiyor gibi bir de top yere vurulduğu andan itibaren sürekli topa el uzatıyorlar. Bu da rakip takımın top kaybı istatistiğini ister istemez arttırıyor. İstatistiğe bakacak olursak; rakiplerinin maç başına kaybettiği 17 topun 10.3 kadarını OKC elden aldı. Bu top çalma istatistiği de yarı sahada hücum sorunu yaşayan takıma sezon boyunca adeta ilaç oldu. Takım yaptırdığı 17 top kaybına karşılık maç başı sadece 11.7 top kaybı yapması da aslında topun ne kadar değerini bildiklerini bize gösteriyor. Aynı zamanda rakiplerini top kaybına zorlayamasalar bile kaliteli şut vermemeleri, rakiplerinin iyi hücum edememesini de sağlamış oluyor. Sonuç olarak; NBA basketbolunda da, kadronuzda birden fazla pozisyonu savunabilen oyuncular varsa maç içinde rahat edebiliyor ve sezonun iddialı ekiplerinden birisi konumuna gelebiliyorsunuz.

Peki savunma bu sene olduğu gibi yakın geçmişte de kazandırdı mı? Euroleague için bu cevap “ Evet. “ olur. Önceki dönem Euroleague şampiyonlarına bakılırsa oyunlarının belirleyici noktası olarak savunmaları olduğunu görebiliriz. Kaldı ki Avrupa basketbolu; savunmadan enerji alan bir basketbol türü. Takımlar genelde savunmaları kadar başarılı olabiliyor. Savunmaları ne kadar iyiyse, sezonu da o kadar yukarıda bitirdiklerini görebiliriz. NBA basketbolunda ise işler biraz daha karmaşık. Bunun da en büyük nedeni; NBA’de normal sezonda çok daha fazla maç oynanıyor olması. Takımlar bu süre zarfında kimi zaman hücumlarıyla, kimi zaman da savunmalarıyla ön plana çıkıyor. İşler normal sezonun bitmesiyle belli oluyor. Play - off başladığı zaman takımlar kemer sıkma politikasına giderek savunmaları olabildiğince sıkıyor. İşte burada hangi takım ne kadar iyi savunma yapıyorsa şansı o kadar yüksek oluyor. Hücumda da bildiğiniz gibi, hangi takımın hücum planı daha iyiyse ya da oyuncuları bu konuda ne kadar becerikliyse günün sonunda kazanmaya daha yakın oluyor. Asıl önemli olan; hücumunuzu savunmanızla ne kadar harmanlayabildiğiniz. Zira hücum olmadan savunma tek başına bir şey ifade etmiyor.
2025-26 sezonunun başlamasına kısa bir süre kalmışken, Avrupa ve NBA basketbolunda savunmanının mı hücumun mu daha önde olduğunu, hangisinin sizi ileriye götürüp şampiyonluğa yaklaştıracağına değinmeye çalıştım. Unutmamalıyız ki basketbol birden fazla değişkene sahip bir spor. Bu da her sezonun aynı olmadığının bir sezon daha iyi savunma kazandıysa, diğer sezonda daha iyi hücumun kazanabileceği anlamına geliyor. Bunu da hep birlikte izleyerek göreceğiz. Sağlıkla kalın, Linesman’le kalın...
Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
Comments