İlirya topraklarının ilk sakinlerinin yerleşim yeri olan, dünya sahnesinde güçlü kalmış topraklara ev sahipliği yapan Arnavutluk, günümüzde ekonomi anlamında Doğu Avrupa’nın en güçsüz ülkeleri arasında yer almaktadır. Dövizin, ülkenin resmi parası Lek üzerindeki gücü, ülkedeki alım gücünü ve refah seviyesini etkilemektedir. Ancak Arnavutluk’taki futbol sevgisinin tarihi, gücü ve yoğunluğu başarı ile ölçülemeyecek cinsten gözükmektedir. Rota Arnavutluk!
Tarihe Işık
Resmi adı Arnavut dilinde “Republika e Shqipérise/Arnavutluk Cumhuriyeti” olan bir Balkan ülkesi olan ülke halkının kökeni ise İliryalılara dayanmaktadır. Kabileler halinde yaşayan İliryalıların, günümüz Arnavutluk sınırlarının tamamı ve kuzey Balkanları kapsamaktadır. Kendi dillerinde “Shqipéria” şeklinde telaffuz edilirken, bu tanımın anlamı “kartallardır”. Latincede ise Albananses, Slav kaynaklarda Arbanaci, Yunan kaynaklarda da Albanoi/Arbanitai şeklinde geçmektedir. Osmanlılar ise daha önce Yunancadan Arvanid şeklinde almış, daha sonra Türkçeye uyarlayarak Arnavud veya Arnavut şeklinde kullanmışlardır. Arnavutluk coğrafyasının yerlileri İlirya halkının, Yunan kolonileri ile tanışması MÖ. 7. yüzyılda sahillere yerleşen koloniler ile olmuştur. Yunan şehir devleti/polis sistemi bu coğrafyada da görülmeye başlanmıştır. M.Ö. 6. yüzyıl içerisinde kurulan ve en eski Arnavutluk şehir devletlerinden biri ise Apollonia’dır ve kent günümüzde Vlore/Avlonya kenti sınırları içerisindedir. Arnavutluk coğrafyası MS. 167 yılında ise Romalıların kontrolü altına girmiş ve Romalılar burada İlirya Eyaleti kurmuştur. Başlangıçta, özgür yaşayan İlirya halkı bu hakimiyet altında çeşitli isyan girişimlerinde bulunmuşsa da bunlarda başarısız olarak Roma hakimiyetini kabul etmişlerdir. MS. 2. yüzyılda, Roma bir dünya imparatorluğu haline geldiğinde, coğrafya Via Egnetia yoluyla bir ticaret bölgesi haline gelmiş ve devletin katkıları ile bir kalkınma geçirmiş, köylerin refah seviyeleri artmıştır.
Arnavutluk coğrafyası sonraki dönemlerde, MS. 5. yüzyıl itibari ile, Batı Roma’nın çöküşü ile birlikte Bizans İmparatorluğu hakimiyetine girmiştir. Orta Çağ boyunca Slavlar, Gotlar ve Bulgarlar gibi birçok kavmin akınlarına uğramış bölgede, MS. 7. yüzyıldan itibaren Romalılaştırma süreci sonra ermiş, mevcut halk tamamen Slavlaştırma sürecine girmiştir. Halk içerisindeki bu değişim, yönetim tarafı olan Bizans İmparatorluğu’na da büyük sorunlar yaşatmıştır. İlk binyılın ardından bölgede karışıklıklar ve mutlak hakimiyet eksiklikleri devam etmektedir. MS. 12. yüzyıldan itibaren Sırplar bölgenin kuzeyini işgal ederek hakimiyet
kurmaya çalışmıştır. Osmanlılar ise bölgede etkilerini 14. yüzyılda göstermeye başlamış, Venedikliler arasında 1415-17 yıllarında gerçekleşen bir savaşın ardından Osmanlılar galip gelerek Arnavud-ili adıyla bilinen sancağı kurmuşlardır. Bu sancağa bağlı vilayetler arasında Ergiri Kasrı, Klisura, Kanina, Berat, Timorince, İskarapar, Pavlo-Kurtik, Kartalos ve Akçahisar bulunmaktaydı. Ardından, Fatih döneminde, Elbasan Kalesi inşa edilerek yeni bir sancak kuruldu. Daha sonra güneyde Avlonya sancağı, doğuda Ohri sancağı ve Kuzeyde de İşkodra sancağı kurulmuştur. Gelecek yüzyıllarda Osmanlı Arnavutluk coğrafyası üzerinde baskınlığını korumuş ve halkın Müslüman olmasında etkili olmuştur. Arnavutluk, 1912 yılında Avlonya’daki bildiri ile bağımsızlığını ilan edene dek, Osmanlı bölgede hem sosyo-kültürel hem de politik olarak varlığını sürdürmüştür.
Arnavutluk’ta Futbol
Balkanlarda yaklaşık 2,8 milyon kişilik nüfusunun yanı sıra eşsiz coğrafyası ile Arnavutluk, futbolla 20. yüzyılın başında, ülkenin en büyük ve en eski şehirlerinden olan İşkodra’da tanıştı. Tarihler 1908 yılını gösterdiğinde Maltalı bir rahibin (Gut Ruter) şehre futbol topu getirmesi, ülkede futbolu teşvik eden hareketlerin başında gelmektedir. Ardından 1912 yılında yine İşkodra’da Paloke Nika’nın önderliğinde ülkenin ilk futbol kulübü olan Indipendenca Shkoder kurulmuştur. Şehirde düzenlenen ilk futbol müsabakası ise 1913 Ekim’inde Indipendenca Shkoder ile Avusturya – Macaristan işgalci kuvvetleri arasında oynanmıştır. Shkoder maçı 2-1 kaybetse de golü atan Paloke Nika, bir nevi ülkesinin ilk yabancılara karşı oynanan maçında gol atan futbolcu olmuş oldu.
Şehirde ve ülke çapında artan futbolun popülaritesi beraberinde futbol takımlarının kurulmasına olanak sağlamıştır; 1919 yılında İşkodra’da KF Vllaznia, 1920 yılında ise KF Tirana kuruldu. 1930 yılına kadar ülkenin Elbasan, Durres, Vlore gibi kentlerinde futbol takımlarının kurulması, 1930 yılında Arnavutluk Futbol Federasyonu’nun (FSHF) kurulmasına yol açmıştır. Aynı yıl düzenlenen açılış şampiyonası 6 takımın katılımı ile sağlandı; KF Tirana, KF Vllaznia, Skenderbeu, KS Elbasani, Sportklub Vlora (Flamutari), KF Teuta. Bu şampiyonanın galibi ise KF Tirana takımı olmuştur. Arnavutluk Futbol Federasyonu, II. Dünya Savaşı’nın gölgesinde 1939, 1940 ve 1942 yıllarında üç şampiyona daha düzenlemiştir. KF Tirana 1939 ve 1942 yıllarında şampiyon olurken KF Vllaznia 1940 yılında şampiyon olmuştur.
II. Dünya Savaşı’nın ardından ülke futbolunda gelişmeler yaşanmıştır. Siyasi rejimlerin ve askerlerin takımları sahneye çıkarken Arnavutluk Futbol Federasyonu da 1954 yılında UEFA Kurucu Ülkeler tanımlaması ile güç kazandı. FK Partizani Tirane, 1946 yılında askeri
organizasyonlar tarafından Tiran’da kurulan ve günümüzde de Kategoria Superiore (En Üst Lig) mücadele eden bir takımdır. Bu kulüpten yaklaşık 4 yıl sonra, 1950 yılında, Komünist rejim Enver Hoca’nın destekçileri tarafından FK Dinamo City kurulmuştur. Tiran merkezli kulüp günümüzde de Arnavutluk’un en başarılı futbol kulüplerinden biridir. Bu takımlar Savunma Bakanlığı (Partizani Tirana) ve İçişleri Bakanlığı (Dinamo City) tarafından yönetilir ve maddi olarak güçlü durumdadır. Günümüzde KF Tirana ile birlikte en fazla Arnavutluk Ligi’ni kazanan takımlar olmuşlardır. Panajot Pano, Arnavutluk’un en önemli futbolcularından biridir ve 1960 – 1975 yılları arasında 15 sezon Partizani Tirana’da forma giyerek, birçok şampiyonluk yaşamıştır.
Arnavutluk takımları, 1930 yılından itibaren resmi olarak oynanmaya başlayan Kategoria Superiore’de (En üst seviye lig) başarılı olmak için mücadele etmektedir. Bu süreç içerisinde Arnavutluk’un ilk kulüpleri olan Vllaznia Shkoder ile KF Tirana’ya rakip olarak Dinamo City ve Partizani Tirane’nin yanı sıra Skenderbeu, KS Elbasani, Teuta, Flamurtari Vlore ve Kukesi şampiyonluk yaşayan kulüplerdir. KF Tirana 26 şampiyonluk ile en yakın rakibi olan Dinamo City’nin 8 şampiyonluk önünde, ülkenin en itibarlı kulübü olmayı sürdürmektedir. 2022 – 2023 sezonunun şampiyonu Partizani Tirane ise 17 şampiyonluk ile arkalarından gelmektedir. Kartalların en eski futbol kulübü olan İşkodra merkezli Vllaznia Shkoder ise aldığı 9 şampiyonluk ile taraftarlarının yüzünü güldürmüştür. Ardından gelen takımlar ise; Skenderbeu 8, KS Elbasani 2, Teuta 2, Flamurtari Vlore 1 ve Kukesi 1 şampiyonluk ile adından söz ettirmişlerdir.
Shqipërisë Avrupa’da
Arnavutluk’un siyasi durumları ülkenin futbolunda çok etkili olmuştur. Bu durum zaman zaman ülkenin Avrupa arenasında temsil edilmesinin önüne geçmiş, takımlar maçlardan çekilmek zorunda kalmıştır. Ancak siyasi olayların dışında Arnavutluk takımlarının Avrupa karnesi nispeten zayıftır ve ülke bu arenada oldukça az temsil edilmiştir. Arnavutluk takımları 1950’li yıllarda resmi olmadan düzenlenen Komünist Ülkeler Kupası’nda boy göstermiştir. Tarihler 1962 – 1963 sezonunu gösterdiğinde, Avrupa futbolunun ilk Arnavutluk temsilcisi sahneye çıkmıştı; KF Partizani Tirane. Ülkenin, II. Dünya Savaşı sonrasında askeri güçleri tarafından kurulan takımı, artık ülke sınırları dışında, futbol sahasının içinde savaş verecekti. Norrköping’e karşı İsveç’te 2-0 kaybeden ekip, Tiran’da 1-1 berabere kalarak kupadan elenmiş olsa da Kartalların ilk adımını atmışlardı.
1980’ler ise İliryalıların futbolu için oldukça başarılı sayılabilecek bir dönem olmuştur. KF Tirana 1982 – 83 sezonunda Avrupa Kupalarında ilk kez son 16 turuna kalma başarısını göstermiştir. Kuzey İrlanda ekibi Linfield’ı deplasman golü ile geçen ekip, son 16’da Dinamo Kyiv ile eşleşmiş ancak siyasi sebeplerden dolayı KF Tirana çekilmek zorunda kalmıştır. 1988 – 89 ve 1989 – 90 sezonlarında son 16 turuna katılma başarısını göstermiş ancak bu turda elenmişlerdir. Aynı başarıya yaklaşan Flamurtari, 1985 – 86 sezonunda Barcelona ile eşleşmiş, iki turda da beraber kalarak, deplasman golü kuralı ile turnuvaya veda etmişlerdir.
1990 yılından sonra ülkede yaşanan siyasi rejim değişikliği, ülkenin birçok noktasını etkilemiştir. Futbol arenasında da yaşanan mali kayıplar, istikrar sorunları nedeni ile takımlar, 1980’li yıllardaki kadar Avrupa’da başarılı olamamışlardır. Tarihler 2015 – 2016 sezonunu gösterdiğinde, Arnavutluk’un ulusal ve tarihsel kahramanı Skender Beg’in futbol arenasındaki yansıması Skenderbeu, ilk kez hem UEFA Şampiyonlar Ligi play-offlarına katılmış hem de ilk kez bir Arnavutluk temsilcisi olarak UEFA Avrupa Ligi gruplarında boy gösterme hakkı elde etmiştir. Ülke futbolunun Avrupa’daki resmi için önemli adımlar olarak görülmektedir. UEFA Şampiyonlar Ligi play-off'larında Dinamo Zagreb’e elenen ekip, Avrupa Ligi’nde L. Moskova, Sporting Lisbon ve Beşiktaş’ın olduğu gruba düşmüş, 3 puanla son sırada yer alarak macerasını sonlandırmıştır. Aynı başarıyı 2017 – 2018 sezonunda da tekrarlayan Skenderbeu, ülkenin Avrupa’daki en başarılı yüzü olmayı başarmıştır. Bu sezonlar dışında gruplarda mücadele etme hakkı kazanamayan Arnavutluk takımları, önümüzdeki sezonlarda bu istatistiği geliştirmek için mücadele edecekler.
Güncel Durum
10 takımlı Abissnet Kategorie Superiore Liginde, 2023 - 2024 sezonu oldukça yakın geçen şampiyonluk mücadelesine tanık olmuş, son 3 haftaya girilirken Durres takımı KF Egnatia 60 puanla en yakın rakibi köklü KF Vllaznia’ya 5 puanlık fark atmıştır.
Arnavutluk Milli Takımı
Tarihin en eski yerleşik kabilelerinin yaşadığı topraklardan günümüze gelen Arnavutlar, futbolda pek istedikleri başarıyı yakalayamamış olsalar da küçümsenmeyecek bir kültürleri, gelenekleri olduğunu gösterme şansı elde etmişlerdir. Hem de çok defa... 2016 yılına kadar en büyük başarısı 1964 Avrupa Kupası’nda son 16 turuna kalmak olan Arnavutların, 2016 yılındaki beklenmedik başarısı takdir toplamıştır. Ancak başarının öyküsü 2011 yılına uzanmaktadır. Komşusu, tarihsel düşmanı ve dostu İtalya topraklarında doğan Gianni Di Biasi’nin teknik direktörlük pozisyonuna getirilmesi ile bir süreç oluşturulmuş ve bu sürecin
sonunda, 2016 Avrupa Şampiyonasına katılım hakkı elde edilmiştir. Turnuvada Fransa, İsviçre ve Romanya ile eşleşen Arnavutlar, bu grupta Fransa’ya 2-0, İsviçre’ye 1-0 kaybetmiş, gruptaki tek galibiyetini ise Karpatların takımı Romanya’ya karşı Armando Sadiku’nun attığı gol ile 1- 0’lık skorla elde etmiştir.
Asıl önemli başarılarını ise çok yakın tarihte, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemelerinde yakalamış ve eleme gruplarında çok baskın bir futbol oynayarak Almanya biletini ceplerine koymuşlardır. Thomas Strakosha, Elseid Hysaj, Berat Gjimshiti, Marash Kumbulla, Nedim Bajrami, Kristjan Asllani, Rey Manaj, Ernest Muçi ve Armando Broja gibi oyuncuların bulunduğu “Altın Nesil” ile Brezilyalı teknik direktör Sylvinho ve Arjantinli eski futbolcu ve takımın yardımcı antrenörü Pablo Zabaleta idaresinde yakaladıkları uyum, parmak ısırtan cinsten. Elemelerde eşleştikleri Çekya, Polonya gibi Avrupa’nın önemli takımlarının yanı sıra Moldova, Faroe Adaları gibi nispeten zayıf rakiplerin olduğu gruptan 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyetle lider çıkan Kartallar, 2024 Avrupa Şampiyonası öncesi kolay lokma olmadıklarını, sürprize açık bir kadro olduklarını gösterdiler.
Son Söz
Balkanların ekonomik anlamda zor günler geçiren ülkelerin başında gelen köklü ülkenin sokaklarında dolaştığınızda, her şeye rağmen ülkedeki futbol sevgisini görebilmek mümkündür. Esnafların dükkânlarında, evlerin balkonunda, sokakta oynayan çocukların üstünde, araçlarda, sokaklarda... Kısacası mümkün olan her yerde futbol ile ilgili bayrak, flama, forma vb. unsurların asılı olduğunu görmek mümkündür. Ekonomi ülkenin refahını ne kadar düşürse de futbol, insanları bir arada tutmakta ve ortak bir nokta olarak benimsenmektedir. Bu topraklarda 1930 yılından beri profesyonel olarak oynanan futbol, önümüzdeki yıllarda bu topraklarda hiç olmadığı kadar başarılı olabilecek mi? Bu sorunun cevabı ise ülkenin kendi ellerindedir.
Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
Comments