Ligue 1’de bu sezon RC Lens, birçokları tarafından mucize olarak görülen Şampiyonlar Ligi biletini almaya hak kazandı. Sezonun en flaş ve yükselişiyle diğer mütevazı takımlara örnek olan ekip, hayal edilemeyecek bir noktaya geldi. Franck Haise önderliğinde Fransa’da adeta fırtınalar estirip bu noktaya kadar geldiler. Ligin bitimine 1 hafta kalmış durumda ve 37 maçlık lig serüveninde 81 puan toplama başarısına ulaşmış bir takımdan bahsediyoruz. Maç başı puan ortalaması 2.19 olan mükemmel bir form grafiğine sahipler. Böylesine bir puan ortalaması neredeyse şampiyonluğa yetecek düzeyde. 65 gol atarak 1.76 maç başı ortalaması bulunuyor. Asıl başarılarının ise yenilen gol ortalamalarında olduğunu görüyoruz. Sezonun 37 haftalık diliminde sadece 28 kez topu ağlarında gördüler. Bu istatistik bize RC Lens’in ligin en az gol yiyen ekibi olduğunu gösteriyor. Takım defansını kompakt bir şekilde yapabilmeleri bize böyle başarılı bir sonuç gösteriyor.
Başarının Mimarı - Franck Haise
Teknik direktörleri yöneten kişi olarak tanımlayan, yönetici becerilerinin bu devirde teknik adamlar olduğunu belirten Haise, eski algıları kırmıştır. Her takımın kendine ait bir sistemi olması gerektiğini belirtiyor. Bu üzerine değinilmesi gereken bir konu aslında. Kendi oynattığı taktik anlayışında başarılı olan hocalar, bu sistemi her gittiği takımlarda deniyorlar ve sonuç hedefledikleri gibi olmuyor. Haise, üçlü formasyonlarda kendini kanıtlamış bir teknik adamdır fakat esnek bir taktik anlayışına sahiptir. Farklı oyun sistemlerini deneyen ve en doğrusunu takıma benimsetmeyi amaçlar. Her takımın ayrı bir sistemi olduğuna inandığını söylediği gibi bunu gerçekleştiren de biridir. Bu devirde oyuncular üzerinde iletişiminde ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. İnsan iletişimi konusunda başarılı olduğunu görüyoruz. Tüm takım, kendisine güvenerek hocanın sistemini benimsemiş bir şekilde hareket ediyorlar. 2017-2020 arası Lens B takımını çalıştıran teknik adam, kariyerindeki yükselişin başlangıç zamanlarını geçirdikten sonra RC Lens takımının başına getirildi. Kendisini biraz daha oyuncu yetiştiren, yeni roller kazanmasını sağlayabilen biri olarak tanımlayabiliriz.
Kadro Yapılanması
Takımdan ayrılan oyuncuların yerini potansiyelli isimler ile doldurdular. Club Brugge takımından Lois Openda gibi ileri uçta hareketliliği ve reaksiyonu yüksek bir isim takıma katıldı. Zaman zaman gizli santrfor rolünde görev alıyor bazen de kanat bölgesine kayarak kendine alan yaratmaya çalıştığını sahada görüyoruz. Bu sezon da attığı 20 gol ile takımını başarıya taşıyan isim oldu. Lens’in en önemli noktasının orta sahası olduğunu düşünüyorum. Enerjisi bitmek bilmeyen, dominant ve takımı her daim ayakta tutabilen ikili Abdul-Samed ve Seko Mohamed Fofana, bu sezonun kahramanları olduğu ortadadır. Özellikle Fofana’nın seneye büyük bir takıma transferi söz konusu olabilir. Orta saha oyuncusundan 9 gol katkısı alabilmekte önemli bir detaydır. Adam Frankowski ve Machado’dan kanat bek bölgelerinde çok iyi verim aldı. Takım kimyasının oluşturulmasında başlıca kriterin öğrenmeye açık oyuncular ile olduğunu belirtiyor. Bu isimlere her zaman aynı rollerden ziyade farklı, esnek görevler vererek verim almaya çalışıyor. Zeki oyuncuların bu tarz görevleri hızlıca kavrayıp icraata geçirebileceğini düşünüyor.
Ligue 1’de PSG dominasyonunu yıkmak o kadar kolay değil, hele böylesine mütevazı bir takımın milyon dolarlık bir kadroya karşı bu kadar az puan farkı ile ligi bitirmesi bile bir başarıdır. Şampiyonlar Ligi’ne 20 sene sonra katılım hakkı kazanmaları ne kadar yükseldiklerini kanıtlıyor. Artık Franck Haise’in öğrencilerinden oturttukları bu sistemi büyük kulvarlarda gösterme fırsatını göreceğiz.
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Yorumlar