Euroleague’de normal sezonunun ardından play-off maçları da geride kaldı ve Final Four dönemine girildi. Bu dönemle birlikte geride bıraktığımız normal sezonun enlerine verilen ödüller de sahiplerini buldu. Biz de bu yazımızda verilen ödülleri ve ardından yaşananları sizler için derledik.
Yükselen Yıldız Ödülü
EuroLeague koçlarının oyları ile belirlenen ve 22 yaşından küçük oyunculara verilen bu ödülün sahibi ALBA Berlin’in İtalyan oyuncusu Gabriele Procida oldu. Procida, bu sezon 8.3 sayı, 1.6 ribaund, 0.9 asist ve 1.4 top çalma istatistikleri ile ödülün sahibi oldu.
Yılın Savunmacısı Ödülü
EuroLeague’de Yılın Savunmacısı ödülünü ise Olympiacos’tan Thomas Walkup kazanırken bu ödül kariyerinde ki ilk Yılın Savunmacısı ödülü olmuş oldu. Sezon boyunca 60 top çalan Walkup, 1.5 top çalma ortalamasıyla bu alanda lig üçüncüsü konumundaydı.
İlk iki ödül açıklandığında çok fazla itiraz eden ya da aksi yönde bir yorumda bulunan olmadı. Ancak “Yılın Koçu” ve özellikle “Sezonun En İyi Beşleri” açıklandıktan sonra sosyal medyada spor yorumcularıyla birlikte oyuncular da ödüller hakkında yorumlarını belirten paylaşımlarda bulundular.
Yılın Koçu Ödülü
İlk olarak bu ödüle bakacak olursak EuroLeague’de Yılın Koçu, Real Madrid Baş Antrenörü Chus Mateo oldu. Mateo yönetiminde Real Madrid normal sezonu lider bitirirken oynadığı 34 maçın 27’sinde parkeden galibiyetle ayrıldı. Ardından play-off’ta Baskonia ile eşleşen Madrid ekibi, oynanılan 3 maç sonunda rakibini 3-0 ile geçerek adını Final Four’a yazdırmayı başardı.
Mateo’nun ardından ise sıralamada Panathinaikos koçu Ergin Ataman gelirken 3. sırada da Maccabi koçu Oded Kattash yer alıyordu. Kimilerine göre ödülün asıl sahibi Ergin Ataman olmalıydı. Çünkü Koç Ataman, 3 sezondur play-off yapamayan Panathinaikos’u henüz ilk yılında normal sezonu da 2. sırada bitirerek play-off’lara katılma başarısı gösterdi. Bunun üstüne 12 yıldır Final Four da göremeyen bu takımı buraya da taşımayı başardı ancak normal sezon ödüllerinde 34 maç baz alındığını varsayarsak Final Four başarısını bir kenara bırakalım. Normal sezonda gösterilen performans bence bu ödül için yeterli olacaktır. Üstüne geçen sezonu 17. sırada bitirmiş bir takımdan bahsediyoruz. Tabii ki geçen sezonun kadrosuyla şu anki mevcut kadro arasında dağlar kadar farklar var bunu kabul ediyoruz ancak bunu henüz ilk kez birbirleriyle oynayan oyuncularla başarmak hiç de kolay olmasa gerek.
Ergin Ataman’ın yanı sıra temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya sezon ortasında gelen Saras Jasikevicius da bu ödülü alması gereken isimler arasında çokça zikredildi. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi de kendisinin kurmadığı bir kadro ile play-off başarısı göstermesiydi. Çünkü Saras, bir önceki koç Itoudis tarafından kurulan bir takıma geldi ve geldiğinde sezonun geri kalanında Fenerbahçe’nin hedefi hangi yönde olacağı belirsizlik içerisindeydi. En kötü play-in potasına girip oradan play-off’a uzanılabilir planları konuşulurken Saras planları tamamen değiştirmeyi başardı. Özellikle kendi evi Ülker Arena’yı tam bir geçilmez kaleye dönüştüren Fenerbahçe, burada yakaladığı galibiyet serileriyle sezonu 6. sırada bitirmeyi başarmıştı. Sonrasında play-off’ta Monaco ile karşılaşan temsilcimiz seriyi 3-2 kazanarak adını Final Four’a yazdırmayı başardı.
Sezonun En İyi Beşleri
En İyi Beş ve En İyi İkinci Beş olmak üzere toplam 10 oyuncunun yer aldığı bu ödülde isimler ise şöyleydi;
Euroleague Sezonun En İyi Beşi
Facundo Campazzo (Real Madrid)
Mike James (AS Monaco)
Kendrick Nunn (Panathinaikos)
Nigel Hayes-Davis (Fenerbahçe)
Mathias Lessort (Panathinaikos)
EuroLeague Sezonun En İyi İkinci Beşi
Kostas Sloukas (Panathinaikos)
Mario Hezonja (Real Madrid)
Walter Tavares (Real Madrid)
Wade Baldwin IV (Maccabi Tel-Aviv)
Lorenzo Brown (Maccabi Tel-Aviv)
Beşlerin açıklamasının ardından bazı oyuncular da bu seçimlere sosyal medya hesaplarından tepki gösterdi. Anadolu Efes’ten Shane Larkin ve Baskonia’dan Chima Moneke de bu isimler arasında yer alıyor. Larkin seçimleri sadece gülücük emojiyle karşılarken, Moneke “Takımları Kim Seçtiyse Kendisinden Utanmalı” diyerek bir paylaşımda bulundu.
Olaya ilk önce Larkin tarafından bakalım. Shane Larkin, kadro yapılanması, oyuncu ve koç performansı vb. birçok açıdan sezonun son dönemleri haricinde vasat bir görüntü sergileyen takımının kurtarıcısı rolündeydi. Normal sezonu 31.7 dakika ortalamalarıyla oynayan Larkin, sezonu da 16.8 sayı ve 5.1 asist ortalamalarıyla tamamlamıştı. Tabii ki sezon boyunca Larkin de takımdan bağımlı ya da bağımsız düşüşler yaşadı ancak en sonunda bitti denilen sezonu Anadolu Efes, Larkin önderliğinde play-in’e götürmeyi başardı. Elbette play-in, 2 EuroLeague şampiyonluğu yaşamış bir takım için başarı sayılmaz ve sayılmamalı ancak kötü giden bir sezonu en azından buraya taşımak ligi dipte bitirmekle kıyaslanırsa gayet iyi bir son oldu. Böyle olunca da Larkin’in en azından ikinci en iyi beşte yer almasını beklemesi doğal karşılanabilir.
Moneke tarafından baktığımızda ise onun tepkisi büyük ihtimal sadece kendisinin seçilmemesi değil takım arkadaşları Markus Howard ve Codi-Miller McIntyre’ın da takımlarda olmamasının da etkisi vardı. Her ne kadar Baskonia inişli çıkışlı bir grafik sergilese de sezonu 8. bitirerek play-in oynama şansı yakalamış ardından adını play-off’a yazdırmış ancak Real Madrid’e 3-0 yenilmekten kurtulamamıştı. Oyuncuların bireysel performanslarına baktığımızda ise Moneke 13.6 sayı, 6.6 ribaund ve 1.4 asist ortalamalarıyla oynadı. Hadi Moneke beşlere girmek için yetersiz sayıldı diyelim. Markus Howard normal sezonu 19.4 sayı ortalamasıyla tamamlarken bu istatistiği ile ligin lideri konumundaydı. 125 üçlük isabeti ile bu alanda da liderlik kendisine aitti. Bunların üstüne +30 sayı bulduğu birçok maç oldu. Durum böyleyken beşlerde yer almaması tabii ki tepkilere yol açtı. Bir de McIntyre’a baktığımızda 9.6 sayı, 4.4 ribaund ve 7.2 asist ortalamasıyla normal sezonu bitirirken asist alanında sezonun lideri kendisiydi. Sezon içerisinde bir maçta en çok asist rekorunu da eline geçirmişti. Bunları henüz ilk sezonunda yapması cidden büyük bir başarıyken üstüne en azından bir ödülü de hak ediyordu diyebiliriz.
Genel olarak baktığımızda bazı takımlardan ikişer oyuncu bile seçilirken Baskonia’dan hiçbir oyuncunun olmaması EuroLeague izleyicisinin kendi takımları haricinde çok fazla maç izlemediğini bir kez daha bize göstermiş oldu.
Yılın En Değerli Oyuncusu
Markus Howard’ın En İyi Beşler’de olmaması acaba MVP mi olacak sorularını akla getirmişti ancak beklenen olmadı. EuroLeague’de sezonun MVP’si AS Monaco’dan Mike James oldu. Amerikalı guard, 17.9 sayı, 4.1 ribaund ve 5.1 asistlik performansıyla ödülün sahibi olmayı başardı. Hemen hemen her sezon aynı istikrarlı performansı sergileyen Mike James en sonunda MVP ödülünü aldı. Ayrıca sezon içerisinde EuroLeague tarihine de geçmeyi başarmıştı. Ligin 28. haftasında Monaco'nun Sırbistan temsilcisi Kızılyıldız'ı 98-80 yendiği maçta 20 sayı kaydeden oyuncu, 10 sezonluk EuroLeague kariyerinde 4.464 sayıya ulaşmış ve bu alanda Vassilis Spanoulis'i geçerek EuroLeague tarihinin en skorer isimleri listesinde zirveye yerleşmişti.
Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
Commentaires