Değerli Linesman takipçileri, EuroBasket 2022 rehberinizin 3. bölümüne hoş geldiniz. Bu bölümümüzde Sırbıstan ve Fransa’yı ele alacağız. Keyifli okumalar!
Sırbistan; Hollanda, Finlandiya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, İsrail’in de yer aldığı D grubunda mücadele edecek ve Nikola Jokic, Vasa Micic, Vladimir Lucic, Niko Kalinic, Marinkovic, Marko Guduric, Jaramaz, Nikola Milutinov ve Dobric gibi güçlü oyuncuları kadrosunda bulunduruyor.
Euroleague MVP’si Micic ve NBA MVP’si Jokic’e sahip olmaları onları hiç şüphesiz madalyanın en büyük favorilerinden birisi yapıyor. Başrolde olacak bu ikilinin, yetenek sınırsızlığı birçok basketbolsever tarafından biliniyor. Hareketli veya sabit perimetre ve orta mesafe atışı, akıl almaz asistler, drive etme, post up oynama gibi birçok hücum stilini başarıyla uygulayan iki komple oyuncudan söz ediyoruz. Özellikle hem uzundan kısaya hem de kısadan uzana yapılan asistlerin çokluğu bu ikili sayesinde gerçekleşiyor. Sırbistan’ın son iki maçta toplam 45 asist yapması da oldukça kritik bir istatistik. Dolasıyla söz ettiğimiz hücum zenginliği, başarının gelmesini pek de sürpriz kılmayacak.
İlk beşin yan oyuncularını ise Lucic, Marinkovic ve Kalinic. Lucic, Avrupa’nın en iyi forvetlerinden birisi. Oyunun her iki yönünü de yönetmekte güçlük çekmeyen Lucic, Sırbistan’ın en özellikli yardımcı rol oyuncusu. Hem potaya hücumda hem de sabit şutör olarak kullanıldığında rahatlıkla takımının 3 numaralı skoreri. Kalinic ise agresif ve temaslı savunma denince akla gelen ilk isimlerden. Sertlik dozajını arttırarak takım arkadaşlarını ateşleyen ve hücumda da sorumluluktan kaçmayan tecrübeli oyuncu için “Savunma Bakanı” diyebiliriz. Vanja Marinkovic, Sırbistan’ın şutör gardı. Onun gününde olması takımı adına işleri bir nebze daha kolaylaştıracak. Üçleriyle maçları koparma derecesine kadar getireceğini düşünüyorum.
Sırbistan özelinde üzerinde durmak istediğim başka bir konu, bench katkısı. Jaramaz, Milutinov ve Guduric benchten gelip üst düzey verim sağlayarak Jokic ve Micic’in oyunda olmadığı sürelerde Pesic’in elini epey rahatlatıyor. Star ikili oyunda değilken takım zaman zaman üretkenlikte problem yaşasa da skorun bir şekilde tutulması başarılıyor. Öte yandan bench, sahadaki beşin değişkenli olmasını ve farklı kombinasyonların denenmesini sağlıyor. Micic, Yunanistan maçında sakatlandıktan sonra oyuna Jaramaz girdi. Geçtiğimiz sezon inişli çıkışlı performans sergileyen Jaramaz bu maçtaki oyunuyla gerektiğinde milli takım için başrole geçebileceğinin sinyallerini verdi. Aynı maçta Jokic’in sahada olmadığı anlarda Milutinov pota altında kontrolü elden bırakmamıştı. Keza 79-72 kazanılan Türkiye maçında ortaya Marko Guduric çıktı. Guduric’in %50’lik 3 sayılık isabet oranı, başta bahsettiğim bench katkısına gönderme yapan türden bir istatistik. Bu takımda ipleri eline alacak 2-3 isim illaki çıkıyor. Bu sebeple en zor maçları son saniyeye kadar götüreceklerdir.
Sırbistan, hücum takımı olduğu için agresif savunmalı takımlara karşı problem yaşanmasını bekliyorum fakat bunun da üstesinden geleceklerini düşünüyorum. “Savunma maçları” olarak adlandırdığımız müsabakalarda oyun ister istemez psikolojik düzeyde oynanıyor. Burada da devreye sakinlik, soğukkanlılık ve özdenetim giriyor. Bahsettiğim üç terimde zamana ve mekâna göre değişkenlik gösterse de üçünün de üstesinden gelen isimler Jokic, Micic ve Lucic. Kalinic ise bu anlarda problem yaşayan oyuncu. Dolasıyla Sırbistan bu açında da eli güçlü olan takımların başında geliyor.
Fransa, turnuvanın en zor grubunda boy gösterecek. Almanya, Macaristan, Slovenya, Litvanya ve Bosna Hersek grupta yer alan diğer takımlar. Macaristan hariç diğer 4 takım ilk 4’ü sonuna kadar zorlayacaklardır. Evan Fournier, Thomas Heurtel, Rudy Gobert, Yabusele, Vincent Poirier, Luwawu Caborrot, Okobo ve Amath M’Baye kadronun güçlü oyuncuları.
Fransa, pivot pozisyonunda iki yıkıcı güce sahip: Rudy Gobert ve Vincent Poirier. İkiliye savunmaları açısından bakalım. İkisi de pota altında üst düzey blok tehditleri. Rakipler bu sebeple dış şuta kalıyor ve işleri biraz da o günün formda olunmasına bakıyor. Son oynadıkları Bosna Hersek maçı hariç 5 maç sonucunda potalarında gördükleri sayıların ortalaması 68,5. Özellikle Rudy Gobert, ters eşleşme de kalsa dahi asla kolay sayıya izin vermiyor. Savunma aktifliğinin normalin epey üzerinde olması ona 3 kez yılın savunmacısı ödülünü kazandırdı NBA'de.
Fransa’da iki isme daha değinmeden olmaz: Thomas Heurtel ve Evan Fournier. Heurtel yıllar içerisinde oyununu asist üzerine kurdu. Bu özelliği Fransa’nın birinci silahlarından birisi olacaktır. Gobert veya Poirier ile arasındaki ilişki ciddi bir önem arz ediyor. Onlar üzerinden şekillenecek hücumları aklımızda canlandırdığımızda Heurtel’in alley-opp pası havada süzülüyor. Öte yandan Heurtel’in kafası sahada olduğu zamanlarda ne kadar tehlikeli bir oyuncu olduğunun altını çizmek isterim. Kariyerinde koçlarla zaman zaman sorun yaşadı ve bu durum aklının bazen sahada olmamasına sebep oldu. Turnuva içerisinde de koç Vincent Collet arasındaki kimya ekstra değerli olacak. Evan Fournier ise Fransızların en büyük beklentisi olan isim. Onu en önemsiz maçlar dahil olmak üzere şoför koltuğunda göreceğiz. Dış şutlarını rahat olarak kullandığında apayrı bir seviyeye yükseliyor. Keza o rahatlığı sağlama konusunda Gobert ve Poirier’e büyük bir iş düşüyor. Bakalım, Fransa adına turnuvaya damga vuracak isim kim olacak, merakla izleyeceğiz.
Sevgili Linesman takipçileri 3. bölümümüzün sonuna geldiniz. Okuduğunuz için teşekkür ederiz. Son bölümde Türk Milli takımımızı irdeleyeceğiz. Linesman’la kalın.
👏👏👏👏