Spor, medeniyetler serüveni içerisinde her zaman kendine yer bulmuş, hatta çoğu zaman en önemli olgular arasına girmiştir. Antik dünyada, Orta Çağ’da ve Modern dünyada sporun her bir çeşidi toplum için oldukça yol belirleyici olmuştur. Spor, günümüz dünyasının da en önemli olgularından biri olurken, tarihi ve geleneği ile ön plana çıkan Çevgan oyunu günümüzde de belirli bölgelerde, belirli değişikliklerle oynanmaya ve o geleneksellik sürdürülmeye devam edilmektedir. Bugünkü yazının rotası tarihi Çevgan Oyunu!
Etimoloji
Çevgan kelimesinin kökeni Farsçaya uzanmaktadır. Anlam olarak “sopa/değnek” ifadesini taşıyan bu kelime oynandığı medeniyetlere göre de farklı isimlerle de anılmıştır. Türkler bu oyuna “çöğen”, Yunanlar “tzygan/tzyganion” ve Araplar ise “savlecan” dese de oyun hep aynıdır. Oyunun yine tam ismi Farsça top-çomak anlamına gelen “guy-ü çevgan” olmaktadır.
Tarihi
Oyunun ortaya çıkışı ve oynanışı ile ilgili en eski bilgiler Pers kaynaklarında geçmektedir. Firdevsî, Şehnâme’de Turan hükümdarı Efrâsiyâb’ın Gersiyuz’u, Keyâniyân sülalesinden Siyavuş’un yanına gönderdiğini ve onların birlikte çevgan oynadıklarını anlatır. Nizâmî-i Gencevî’nin Hüsrev ü Şîrîn adlı eserinde de “Hüsrev ile Şîrîn’in Çevgân Oynaması” bölümünde verilen bilgilerden kadınların da çevgan oynadığı anlaşılır. Şirâzî’nin kaynağı Yunanca olan bir mesnevisinin bir bölümünde Absâl’ın iyi çevgan oynadığından söz edilmektedir.
Türk kültüründe de oldukça önemli bir yere sahip olan çevgan oyunu ile ilgili bilgilere Orhun yazıtlarında rastlanılmamaktadır. Ancak 11. yüzyıl Karahanlı dönemi eserlerinden Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ü Lügati-t Türk adlı eseri ile Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eserlerinde bu oyun “çöğen/çöğen” adı ile geçmektedir. Oyun Türkler arasında oldukça önemli bir konumda idi; Kutadgu Bilig adlı eserde elçilerin vasıfları sayılırken “çevgan oyununda mahir/iyi olmak” sayılmakta idi. Çevgan oyunu aynı zamanda Anadolu Selçukluları arasında da oynanmış, ardından Osmanlı toplumu içerisinde de (sıklığı bilinmemekle birlikte) oynandığı görülmüştür. Osmanlı toplumu tespit edilen özel alanlar içerisinde şenliklerde çeşitli spor faaliyetlerine yer vermekteydi. Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de yer verdiği gibi bu oyun Anadolu topraklarının Bitlis ve yöresinde oynanmış ve hatta Evliya Çelebi oyunun oynanışı hakkında da derleyici bilgiler yazmıştır. Bunlarla beraber Türk Edebiyat kültürünün önemli parçalarını oluşturan “mesnevi” eserlerinde çevgan oyunu ile ilgili anekdotlara da rastlanılmaktadır. Karahanlı ve Selçuklu döneminde sıklıkla oynanan bu oyun aynı zamanda Babürler aracılığı ile Hindistan coğrafyasına, Memlukler aracılığı ile de Mısır coğrafyasına taşınmış ve oralarda da oldukça popüler ve yaygın olmuştur.
Arap dünyasında da Lahmiler (M.S.300-602), Emeviler (M.S.661-750) ve Abbasiler (8.yüzyıl – 13.yüzyıl) arasında da saray eğlenceleri adı altında oynanmış ve bu oyun pek çok Fars ve Arap kaynaklarında kendisine yer edinmiştir. Bunlarla birlikte oyunun Batı’ya yolculuğu da Bizanslılar ile birlikte olmuştur. İmparator Theodosios II (M.S.401-450) imparatorluk sarayının önüne bir oyun meydanı yaptırmış ve bu meydan içerisinde Greklerin “Tzygan” adı verdikleri oyunun oynandığı bilinmektedir. Bu alana sonradan Michael III (824-867) tarafından büyük kubbeli ve mermerlerle süslenmiş ahırlar eklenmiştir. Basileios I ise (867- 886) buraya bir kilise inşa ettirmiş ve bu sebeple oyun alanı Marmara’ya doğru uzanmıştır. Latin işgali sonrasında başkent Konstantinopolis’e elçi olarak giden İslam elçileri oyunun Bizans toplumunda ve saray eğlenceleri adı altında oynandığını bildirmişlerdir. Böylelikle çevgan oyununun Bizans’ın son devirlerine kadar oynandığı anlaşılmaktadır.
Çevgan Nasıl Oynanır?
Çevgan at üstünde değnekle karşılıklı iki takım arasında dört köşe bir sahada oynanan oyundur. Çevgan oyununun iki çeşidi vardır. Bunlar; değneklerin ucundaki kepçe ve çekiç yönünden ayrılan oyunlara, kepçe ile olana “kepçe polosu”, çekiçle oynanana “çekiç polosu”
denir. Kepçe polosu daha çok Japonya, Çin ve Hindistan gibi Uzakdoğu ülkelerinde oynanırdı. Oyuncular at sırtında ellerindeki değneklerle sürdükleri topu hedeften/kaleden geçirerek sayı yapar ve aslında oyunun nihai amacını gerçekleştirmiş olurlar. Takımlar genellikle dörder kişiden oluşmakta ancak bu sayı oyun alanının büyüklüğüne göre de artabilmektedir. Takımlardan birinin diğerine üstünlük sağlaması, yedi topu hedeften/kaleden geçirmekle gerçekleşir. Oyunda kullanılan ucu eğri ve hafif değnekler 1,20 veya 1,50 m. uzunluğunda olmaktadır. Toplar 10-15 cm. çapında olup söğüt veya akça ağaçtan yapılır. Ayrıca küçük bir çakıl taşının çevresine pirinç samanı sarılarak üzeri bir deri ile kaplanmış toplar da kullanılır. Her iki takım için de tek hedef/kale vardır. Çevgan oyuncusuna çevganbaz, değnekle çevgan topuna vurana çevganzen, çevgan takımına hizmet edenlere/taraftarlara ise çevgandar denir.
Modern Polo Oyunu
Günümüzde düzenli bir şekilde hem Dünya Kupası organizasyonları hem de Kıtasal Şampiyonaların düzenlendiği Polo oyunu kökünü, dinamiğini ve geleneğini Çevgan oyunundan almaktadır. Oyunun Batı ile tanışması her ne kadar M.S. 4. yüzyıllara dayansa da tam anlamı ile Avrupa kıtasına taşınması ve yaygınlaşması 19. yüzyılda olmaktadır. İngilizlerin bu yüzyıl içerisinde Asya’da yaptığı işgal girişimleri sırasında Kuzey Hindistan bölgesi ve Afganistan bölgesinde aktif olarak oynanan Çevgan oyununu kendi kültürlerine ve sonrasında Avrupa arenasına taşımışlardır. Böylece Avrupa’da ilk kez 1872 yılında İngiliz ordusunda askerler tarafından oynanmıştır. “Polo” kelimesi ise Tibet dilinde “top” anlamına gelen “Bolo/Pulu” kelimesinden gelmektedir.
Uluslararası Polo Federasyonu (FIP) 1982’de kurulmuş bir organizasyon olup, 1987 yılından itibaren düzenli aralıklarla Polo Dünya Kupası gerçekleştirmektedir. Açılış turnuvası 1987 yılında Arjantin’in ev sahipliğinde düzenlenmiş ve turnuvayı Arjantin kazanmıştır. Aynı zamanda Arjantin, turnuvanın günümüzde en çok kazananı durumundadır. Ardından turnuvayı
3 kez kazanan Brezilya turnuvanın en başarılı ikinci takımıdır. 2022 yılında gerçekleşen son Polo Dünya Kupası’nı ise İspanya kazanmıştır.
Dünyanın en eski takım sporlarından köklerini alan modern Polo oyunu da geleneksel olanı ile aynı kurallara ve oynayış stiline sahiptir. At üzerinde dörderli iki takım oyuncuları, ellerindeki oyun sopaları ile 10 cm çapındaki topa vurarak rakip kaleye ulaştırmak aslında bir nevi futbol tabiri ile “gol” atmaktır. Oyunların ortalama süresi ise iki saattir. Modern Polo oyunu Açık Hava Polosu/Saha Polosu ve Kapalı Polo/Arena Polo olarak ikiye ayrılmaktadır. Arasındaki farklar ise Arena Polosu daha küçük bir sahada oynanır, daha küçük kaleler ve toplar bulunur, oyun içi cezalar da farklıdır.
Birleştirici Dil; Spor!
Kökeni tarih öncesi dönemlere kadar uzanan ve ilk zamanlarda savaş olmayan dönemlerde sarayın ve üst sınıfın ortak noktası olarak doğan, Doğu’nun kültürel tüm ögelerini içinde barındıran kadim spor Çevgan’ın, günümüzde Batı dünyasında profesyonel olarak oynanması ve ayakta tutulması, sporun evrensel olduğunun sonsuz kanıtlarındandır. Sporun dini, dili ve ırkı olmadığını gözler önüne süren bu sentez, spora bakış açımızı tekrar tazelemeli!
Comments