Herkese merhabalar! Galatasaray Spor Kulübü'nde Futbol A Takımı Medya ve İletişim Yöneticisi olarak görev yapan sevgili Coşkun Gülbahar ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Değerli vaktini bize ayırdığı için sevgili Coşkun Gülbahar'a şahsım ve Linesman ekibi adına çok teşekkür ediyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim!
Sizi tanımayanlar için kendinizden kısaca bahseder misiniz?
Merhabalar, ben Coşkun Gülbahar. 3 Nisan 1989, İstanbul doğumluyum. Eğitim öğretim hayatıma Bilfen Koleji'nde başladım. Sonrasında Saint Benoit Fransız Lisesi'nde devam ettim. Üniversite'yi ise İstanbul Üniversitesi'nde Fransızca Tercümanlık bölümünü okuyarak tamamladım. Lise sondayken spor akademisine girme hayalim vardı ve basketboldan hazırlanıyordum. Ancak üniversite sınavına 1.5 ay kala el bileğim kırıldı. Bu sebeple spor akademisine giremedim.
Dil bölümünden İstanbul Üniversitesi'ne girdikten hemen sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde muhabir olarak çalışmaya başladım, orada Galatasaray muhabiri olarak görev aldım. Sonrasında "Kartal Haber" ismiyle Beşiktaş haberleri yapan bir oluşumda görev aldım. Devamında ise Beşiktaş'tan teklif aldım ve orada görev başladım. Üç farklı menajerle çalıştım; Samet Aybaba, Slaven Bilic ve Şenol Güneş. Ben ayrıldıktan birkaç ay sonra Beşiktaş şampiyon oldu. Orada yarım şampiyonluğum var diyebilirim.
O yaz Avrupa Şampiyonası'nda içeriklerden sorumlu bir görevli olarak çalıştım. Turnuvada yer alan tek Türk isim bendim. Devamında Başakşehir'de görev aldım, tam 5 yıl çalıştım. 2020 yılında şu anda çalıştığım Okan Buruk'la birlikte şampiyonluk yaşadım. Bu sezon başında da Galatasaray'dan teklif aldım. Şu anda da Galatasaray'da çalışmaya devam ediyorum.
Spor medyası her zaman öncelikli hedefiniz miydi?
Spor sektöründe çalışmak öncelikli hedefimdi, evet. 5-6 yaşımdan beri sporla iç içeyim. Birçok spor dalını hem takip ettim, hem o spor dalının bir parçası oldum. Yüzme, basketbol, futbol ilgilendiğim spor dalları oldu. Tabii, ilk olarak hedefim sporun içerisinde kalmaktı. Sporcu olamayınca antrenör olmak istedim fakat gerçekçi bir hedef olmayacağını anlayınca spor medyasına yöneldim.
Spor sektör dışında bireysel hedefleriniz var mı?
Tabii ki, var. Fakat spor sektörü içerisinde bu hedeflerim. Bunlardan birisini de gerçekleştirmiş bulunuyorum. O da Galatasaray ile şampiyon olmak. Beşiktaş'ta elde ettiğim yarım şampiyonluğu da katarsak 3 farklı takımda şampiyonluk yaşayan ilk kulüp çalışanı oldum sanırım. (Futbolcuları ve oyuncuları çıkardığımızda kalan ekipten söz ediyorum.)
Üç büyük kulübümüz yeni medyada oldukça etkili. Dünya çapında da büyük takımlardan bile fazla etkileşim alıyorlar. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Bunun ana sebebi bizim sosyal medyayı fazla kullanmamız. Ülke olarak üzerine çok düşmüş durumdayız sosyal platformların. UEFA'nın resmi sosyal medya hesapları bile fazlasıyla Türk takımlarını paylaşırlar. Bunun ana sebebi biziz diyebilirim.
Medya sektörüne girmek isteyen arkadaşlarımıza ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?
İlk olarak şunu söylemem gerek. Siyasi veya tuttuğunuz takımla ilgili paylaşımlarınız varsa silin, yoksa da bu konular ile ilgili paylaşımlarda bulunmayın. Çünkü hiçbir şey sizin kariyerinizden önemli değil. Sonrasında başınızı ağrıtacak paylaşımlardan kaçının kısacası.
Ben siyasi olmasada geçmişte Galatasaray atkılı bir fotoğrafımı paylaştığım için Beşiktaş'ta görev alırken zor durumlarda kalmıştı. Twitter'da benim kovulmam yönünde çalışmalar olmuştu.
Bu durumlar haricinde kendi hayatınızı ikinci plana koyduğunuzu da unutmayın. Herkes tatil yaparken siz mesleğiniz gereği çalışmak zorunda kalabilirsiniz. Medya sektörününde zorlu taraflarından birisi bu diyebilirim.
Şu anda Galatasaray’da görev alıyorsunuz. Hatta 1 yıldan daha az bir süre oldu göreve gelişiniz. Nasıl bir ilk yıl geçirdiniz?
Rüya gibi bir ilk yıl geçirdim. Az öncede bahsettiğim gibi benim çocukluk aşkım Galatasaray. Galatasaray taraftarlarının sürekli söylediği bir marş var. "Çocukluk aşkımsın, sen ilk göz ağrımsın. Kimseyi kimseyi sevmedim senin gibi. Sevdanın uğruna terkettim herşeyi,
hayatın anlamı Galatasaray." Tam olarak böyle bir yıl geçirdim.
Sevgili Murat Bereket beni bu göreve getirdi. Ona da sizin vasıtanızla teşekkürlerimi bir kez daha ileteyim. Medya da şu anda birincisi sıradayız. Çok harika bir süreç geçiriyoruz. Şampiyonlukla noktalamakta benim için ayrı bir gurur oldu.
Galatasaray haricinde Beşiktaş ve Başakşehir gibi önemli kulüplerde de bulundunuz. Ne tür deneyimler kazandınız?
Türkiye'nin 3 güzide kulübünde çalıştım. 2011 yılından beri görev bu işin içerisindeyim. Tam tamına 12 yıl diyebiliriz. Büyük kulüplerde çalışmış 2. bir medya çalışanı bulunmuyor açıkçası. Sürekli kulüplerde çalışanda tek kişiyim sanırım. Önemli deneyimler elde ettim.
Birçok menajerle, birçok yönetimle görev aldım. Hepsi tabii ki birbirinden farklı ve değerliydi. Benim için harika zamanlardı. Her durumdan farklı farklı deneyimler elde ettim.
Beşiktaş dönemim piştiğim, Başakşehir dönemim olgunlaştığım, Galatasaray dönemim ise tecrübelendiğim yıllardı.
Üç şampiyon takımda çalıştınız. İlla ki birbirlerinden farklı yanları vardır. En temel farklılıkları nelerdi?
Galatasaray ve Beşiktaş, nispeten daha yakındı yapı olarak. Başakşehir ise çok daha farklıydı. Orada medya ile ilgili her şey neredeyse benim kontrolüm altındaydı. Her hangi bir görev dağılımı yoktu. Fakat Galatasaray'da da Beşiktaş'da da bu durum daha farklı. Birlikte çalıştığımız bir ekip var. Herkesin görevi ve çalışacağı alanlar belli.
Tabii, baskı da çok farklı bir etken. Doğal olarak Galatasaray'da ve Beşiktaş'ta taraftar baskısını fazlasıyla hissedebiliyorsunuz. Bu durum Başakşehir'de daha farklı. Taraftar sayısı daha az olduğu için rahat bir çalışma ortamınız oluyor.
Sevgili Coşkun Gülbahar ile sizler için güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz paylaşarak bize destek olabilirsiniz. Önerilerinizi de yorum kısmına bekliyoruz. Linesman'le kalın!
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Comments