“Mens Sana In Corpore Sano”- Decimus Iunius Iuvenalis *
Yani Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur." Türkçede "sağlıklı bir vücutta sağlıklı bir zihin" anlamına gelen Latince bir deyimdir. Bu ifade spor ve eğitim bağlamlarında fiziksel egzersizin zihinsel ve psikolojik sağlığa önemli katkılarda bulunduğu fikrini ifade etmek için yaygın olarak kullanılır.
Takım oyunlarını izlemek çok keyifli, zaman zaman oynamayı da severim ama bireysel yapılan sporlara karşı daha fazla ilgi duyuyorum. Bu ilgim sporun yarışma, ödül ve izleyici kapsamının dışında, “zaman geçirmeye yönelik” basit bir etkinlik olmaması fikrine dayanıyor. Bireysel yapılan sporlar sadece fiziksel değil aynı zamanda ve çoğunlukla ruhsal/zihinsel sporlardır da diyebiliriz. Beni cezbeden kısım burası!
Bütün sporların temelinde kuşkusuz hareket eylemi var. Yüzmek, sıçramak, yürümek, koşmak… Tüm bu eylemlerin tetiklediği ya da bu eylemleri tetikleyen zihinsel bir hareket var. Nietzsche bu durumu şöyle ifade eder:
“Yalnızca dolaşan düşüncelerin değeri vardır”.
Sadece fiziksel değil aynı zamanda zihinsel dolaşmadan bahseder ki, yaşamında sürekli uyguladığı bir yaklaşımdır. Yürürken yazar, düşünürken yürür. Zerdüşt’ü böyle yazmıştı. Biri sabah, öteki öğleden sonra olmak üzere günde iki yürüyüş yolu izlediğini yani çok uzun yürüyüşler yaptığını ve iki yıl boyunca Zerdüşt’ün kişiliğinin kafasında oluştuğunu söyler. Martin Luther King’in ünlü sözü aslında aynı şeyi anlatır:
"Uçamıyorsan, koş; koşamıyorsan, yürü. Eğer yürüyemiyorsan sürün ama hareket etmeye devam et.”
Sporun, kuşkusuz fiziksel sağlık, zihinsel denge, yaşama kuvvetinin korunması gibi yaşamsal gerekliliğini kabul edenler, en basitinden yürümek eylemini gerçekleştiriyordur.
Ya koşmak?
İnsan neden koşar?
Koşmak eyleminin felsefesini başka bir yazı konusu olarak buraya not düşelim. Bir spor dalı olarak atletizme naçizane giriş yapalım. İşin biraz da etimolojik tarafına bakarsak, atlet kelimesi Fransızca athlète άθλον "sporcu" sözcüğünden alıntıdır. Fransızca sözcük Eski Yunanca athletēs αθλετης "yarışçı" sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yunanca áthlon "yarış" sözcüğü ile eş kökenlidir. Yunanca sözcük Eski Yunanca athléō αθλέω "yarışmak" fiilinden türetilmiştir.
Atletizm, koşular, yürüyüş, atlamalar, atmalar, çoklu branşlar, kros, ve dağ ve yamaç koşularından oluşan temel bir spor dalıdır. Modern atletizmde yer alan branşlar kısaca;
Koşular (sprint, orta mesafeler, yol koşuları, yürüyüş, uzun mesafeler, engelli koşular ve bayrak yarışmaları), atmalar (disk atma, çekiç atma, gülle atma ve cirit atma), atlamalar (üç adım atlama, uzun atlama, sırıkla atlama ve yüksek atlama), çoklu branşlar (dekatlon (onlu yarışma), heptatlon (yedili yarışma), kır koşuları (kros- mesafesi 10 kilometreye kadar varan ve irtifa yüksekliğinin 300 metreyi aştığı versiyonu dağ koşusudur), dağ ve yamaç koşuları (dağ koşusunun parkuru, kros yarışına göre çok daha engebelidir).
Tabi antik çağdan modern çağa atletizmin bir spor dalı olarak hem felsefi olarak hem de yarışma ve ödül bağlamında birçok değişime uğradığını söylemek gerekir. İlerleyen zamanlarda farklı bakış açılarıyla bu sporun amatör, profesyonel ve özellikle takım/bireysel olarak yarışma, ödül, izleyici kavramlarından bağımsız fikirlerimi paylaşacağım. Zaman zaman, alanında uzman konuklar da katılacak bu yazılara. Antik spordan modern spora geçişin, tıbbın kuvvetlice önerdiği sağlıklı yaşama yansıması, sporcular, yarışmalar, kulüpler, parasal boyut, sporun kimyası(doping), eşitler arasında rekabet boyutu, ulusal/uluslararası organizasyonlar ve koşmaya dair her şey…
Tüm bu yazdıklarımı girizgâh olarak kabul ediniz lütfen, bir sonraki yazıya…
*Decimus Iunius Iuvenalis ya da Juvenal, Yergiler adlı yapıtı ile bilinen ve Latin edebiyatının gümüş çağının önemli kişiliklerinden olan Romalı şair.
Comments