Premier League bu sezon zirve yarışında, beklenin dışında olayların yaşandığı bir lig oldu. Liverpool ve Chelsea’nin olağandışı kötü performansı, Newcastle’ın yükselişi, Manchester City’nin kolay puan kayıpları, Arsenal’i bu yarıştan sıyırmış gibi bir görünüyor. En iyi sezon başlangıcını yapan Arsenal bugün, sezona çalkantılı başlangıç yapan ama sonrasında oldukça istikrarlı bir görüntü veren Manchester United’ı konuk edecek.
Her büyük maçta yaptığım gibi bu maçta da veriler üzerinden sizlere bu maç hakkında yorumlarımı sunmaya çalışacağım. Tabii bu verilere bakmadan önce Arsenal ve M. United’ın oyun anlayışlarına bir göz atmak gerek.
Arsenal sezon başında, Arteta’nın geçmişte gösterdiği performanstan ötürü sıralama olarak çok yüksekte bitiremeyeceği takımlardan biri olarak görülüyordu. Şu anda oynanan oyun bunun tam aksini göstermiş durumda. Geride kalan 19 haftada sergiledikleri şahane oyunla rakiplerine çoktan gözdağı verdiler ve durdurulamaz bir rakip gibi görünüyorlar.
Son oynadıkları Tottenham maçında da açıkça gördüğümüz gibi, Arsenal rakip sahaya geçerken ve rakip baskıyı kırarken neredeyse hiç zorlanmıyor. Bunun sebebi Arteta’nın bekleri ve Odegaard-Xhaka ikilisini kullanış şekliyle alakalı. Futbol, sayısal üstünlüğü sağlayanın kazandığı bir oyun. Bu hem skor tabelasında böyledir, hem puan durumunda, hem de sahada. Arsenal hücuma çıkarken, Xhaka ve Odegaard ikilisi rakibin orta saha ve savunma hattının arasına, “half space”lere yerleşiyor. Bekler ise Xhaka ve Odegaard’ın normalde beklenen konumuna kadar yükseliyor. Bekleri defansif oyun kurucu gibi kullanırken, Xhaka-Odegaard ikilisiyle de kanatlarda sayısal üstünlüğü yakalamaya ve bağlantı oyununu uygulamaya çalışıyorlar. Beklerin oyun kurucu gibi kullanılması, Arsenal’in ilerde çoğalmasını kolaylaştırırken, rakibin savunma hatlarını da kırıyor. Xhaka-Odegaard ikilisinin topla buluştuğu konum genelde bu iki hat arasında oluyor. Bu durumda zaten ileride 5 kişi çoğalmış bir takım varken, iki tehlikeli ayağı merkez hattın arkasında, savunma hattının önünde topla buluşturmak rakibi ciddi sıkıntılara sokuyor.
Yukarıdaki şemada görebileceğiniz gibi. Xhaka ve Odegaard iç koridorda konumlanmış durumda. Stoperler Nketiah’ı savunurken, bu stoperlerden birinin Xhaka ve Odegaard’a çıkması savunma hattında Martinelli ve Saka’nın koşu atabileceği alanların oluşmasına sebep oluyor. Ayrıca geriden oyunu kuran bek oyuncularının pas opsiyonu sadece bu ikili de değil. Nketiah’ın bazı anlarda bağlantı oyununu sağladığını da görüyoruz. Bekler sadece oyunu kurmuyorlar, hücuma da katılıyorlar. Zinchenko’nun Martinelli kanadına attığı koşularda kanatta sayısal üstünlüğü eline alan Arsenal, genelde 3v2 kalıyor. Bu durumda iç koridorda bulunan oyuncu kaleyi cepheden gören yayda veya iç koridordan ceza alanına attığı koşuyla kendini gol pozisyonunda buluyor. Bunu geçtiğimiz Tottenham maçında gördük.
Manchester United ise Erig ten Hag ile birlikte yeni bir kimliğe bürünmeye çalışıyor. Genel anlamda rakibini karşılarken merkezi oldukça kapatan bir yapıya dönüştüklerini görüyoruz. Rakip geriden oyun kurarken, ileri üçlünün iç koridor ve merkezi kapattığını, rakibi kanatlara yönlendirdiklerini söylemek mümkün. Hücuma çıkarken ise merkezde Casemiro, B. Fernandes ve Eriksen üçlüsünün oldukça birbirine yakın oynadığını ve tek paslarla hareket ettiklerini söyleyebiliriz. Bunu yaparken de sürekli olarak hareket halinde olmaları, rakibin onları savunmasında güçlük çıkartıyor. Arsenal’de gördüğümüz senaryonun bir benzerini B. Fernandes için de söyleyebiliriz. Daha çok serbest 10 gibi oynuyor Fernandes ve birebir eşleşmelerden böylece kaçmış oluyor. Hücumun her alanında onun oluşu United’ın ileride üretken olmasını sağlıyor. Fernandes-Eriksen-Casemiro üçlüsünün birbirlerine neredeyse sırt sırta oynaması merkezde oyunu güçlü kılarken, rakip merkeze onları savunmaya geldiğinde ise kanatlarda United’lı oyuncuların alan bulmasını kolaylaştırıyor.
Büyük maça Opta verileri üzerinden bir göz atalım.
Arsenal’de oyun anlayışına uygun olarak beklendiği gibi Odegaard, Saka, Martinelli ve Xhaka’nın hücum katkısının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Ayrıca takımın en önemli hücum silahının Odegaard olduğunu da veriler bize gösteriyor. United’ın bu maçta Casemiro-Odegaard eşleşmesini yapacağını düşünüyorum. Casemiro’nun hem agresifliği hem de fiziksel üstünlüğü Odegaard’ın oyundan düşmesinde bir faktör olabilir.
M. United da ise yukarıda bahsettiğim gibi Bruno Fernandes takımın en çok hücum katkısı veren oyuncusu. Genel olarak Arsenal ile kıyasladığımız da hücum katkısının sayısal anlamda daha düşük olduğunu görüyoruz. Arsenal bir şekilde B. Fernandes’i durdurmayı başarırsa United’ın hücum üretkenliğinde sorun yaşayacağını söyleyebiliriz.
Arsenal’de top taşıma verilerine baktığımızda öne çıkanlarda yine aynı dört ismi görüyoruz. Daha çok kanat organizasyonu diyebileceğimiz bir oyun anlayışının oluşu böyle bir verinin ortaya çıkışında çok büyük bir etken elbette. Ancak Saka ve Odegaard’ın anahtar pas verilerinin dikkate değer olduğunu söylemek mümkün. Top taşımaları bu tarz anahtar paslarla bitirmek, kanadı bu kadar çok kullanan bir takım için büyük bir silah. United’a sorun yaşatacak durumların başında geliyor.
M. United’da ise dikkat çeken isim Rashford. 27 şans yaratan top taşımanın 20’sini şutla bitirmiş. Bunları zaten oyuncu profili gereği sıkça yapan bir isim Rashford. Elbette bu kapalı savunmalara karşı veya geçiş oyununda iyi bir silah olarak görülebilir. Oyunun tıkandığı durumlarda iş de yapabilir ancak B. Fernandes’in bu kadar az sayıda anahtar pas atmış olması, United’ı biraz zora sokabilir gibi görünüyor. Üretkenliği sağlayan ana faktörden böylesine düşük bir sayı -elbette bu United’ın oyunuyla da alakalıdır- hakikaten de Arsenal savunmasını aşmak da sıkıntı yaratabilecek gibi duruyor.
Son olarak rakibe göre topla oynama yüzdelerinin alanlara dağılımına bakalım.
(Mavi: Rakibe göre topla oynamanın %55’ten fazla olduğu, Kırmızı: Rakibin topla oynamasının %55’ten fazla olduğu bölgeler.)
Arsenal’in alan kullanımına baktığımızda kendi bölgesinde merkezde, rakip yarı alanda kanatlarda etkin olduğunu görüyoruz. Bunu yazının başında da belirtmiştik. Buna ek olarak rakibini kendi ceza alanına hapseden bir yapıya büründüklerini de rahatlıkla görüyoruz. M. United’ın sağ kanadının rakibe daha fazla topla oynama şansı tanıdığını söyleyebiliriz. Bu durumda Arsenal’in Martinelli-Xhaka ikilisiyle daha tehditkâr olabileceğini söylemek bu haritalara göre yanlış olmayacaktır. M. United’ın ise rakip alanda sol kanatta daha etkin olduğunu görüyoruz. B. White’ın merkeze geldiği senaryolarda kapılacak toplarla birlikte buradan daha etkili gelebileceklerini söyleyebiliriz. Ayrıca M. United'ın Arsenal’e göre rakibin kendi alanında pas yapmasına daha fazla müsaade ettiğini de söyleyelim. Bu durum böyle yüksek seviye bir maç için geçerli olmayacaktır belki ama yine de Arsenal’in oyun kurulumunda buna izin verirlerse, Arsenal’in gol tehditleri üretmesi çok da zor olmayacaktır.
Zirveyi yakından ilgilendiren dev bir maç bizleri bekliyor. Arsenal’in şampiyonluk hedefi için kritik virajlardan birisi de bu maç olacak. M. United ise belki uzak bir ihtimal olsa da şampiyonluk yarışı içinde olmak ve ligi ilk üçte bitirmek için ciddi bir sınava çıkacak. Maçın Arsenal’in sahasında oynanması Arsenal adına büyük bir avantaj gibi görünüyor. M. United ise bu deplasmandan puanla dönmek isteyecektir. Keyifli bir maç olmasını diliyorum.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Comments