Lige ara verilip milli araya girilmesiyle beraber UEFA Uluslar Ligi, Lig C Grup 1’de gol yemeden namağlup lider bulunan Türkiye’nin geçiş sürecindeki kadrosu ve son durumu ile alakalı siz değerli okurlarımız için bir yazı hazırlamak istedim. Dilerseniz hemen başlayalım!
Katar’da düzenlenecek olan 2022 Dünya Kupası’nı kaçırdığımız ve hedefsiz kaldığımız şu dönemde UEFA Uluslar Ligi’nde alınan sonuçlar her ne kadar yüzümüzü güldürse de pek fazla tatmin edici değil. Zayıf rakiplerimize karşı gol dahi yemeden alınan galibiyetler eminim ki hiçbirimizi tatmin etmiyordur. “Altın Jenerasyon” denilen Milli Oyuncular’ın EURO 2020’de sıfır çekmesi, Dünya Kupası hasretimizin 2022’de devam etmesi ve Stefan Kuntz’un yerine başka isimlerin konuşulması her ne kadar sonuçlar iyi olsa da Türkiye’nin hala çalkantılı ve soru işaretli bir dönemde olduğunun göstergesi. Bu dönemin sebepleri:
Sorgulanan Kadro Mühendisliği
Artık Milli Takım’da “kronik sorun” haline gelmiş aday kadroların açıklandıktan sonra “x” neden yok “z” neden alındı soruları. Yıllardır süregelmiş bu sorun Milli Takım’ın başına Guardiola gelse bile artık çözülmeyeceğini düşünüyorum. Süper Lig’de takım tutan her taraftarın kendi oyuncusunu diğer oyunculardan üstün görmesi, Milli forma altında bile olsa rakip takım oyuncularının sahiplenilmemesi bu sorunlara yol açmakta. Örnek verecek olursak; EURO 2020’den beri Uğurcan veya Altay’ın rakip takım taraftarları tarafından eleştirilmesi, bu iki oyuncunun da aslında tatlı bir forma rekabeti içinde olduğunu ve milli formayı taşıdığının unutulması. Bunun yanında bana kalırsa yanlış tercihler olduğu doğru olsa da artık Türk Milli Takımı’nın bütün bir ülke tarafından desteklenmesinin vakti geldiğini düşünmekteyim.
Yabancı Kuralı
Yabancı kuralının uygulanmasıyla beraber ülke futbolunun ve oyuncuların değerinin artacağı düşünülüyor ancak tam tersi. Yabancı kuralı öncesi Cengiz, Merih, Çağlar, Yusuf Yazıcı ve daha birçok oyuncunun kendini göstermesiyle beraber Avrupa’ya açılmaları, Türk pazarının Avrupa’daki scoutların dikkatini çekmesi ve birçok oyuncunun Avrupa havasını solumasından sonra gelen yabancı kuralı, ederinden fazlası istenen birçok oyuncu ve Milli Takım’ın kalitesinin düşmesine sebep oldu. Böylece birçok potansiyelli yıldızın Avrupa yerine yabancı kuralı sebebiyle Süper Lig’in büyük kulüplerine imza atıp yedek kulübesine mahkum oldular.
Lider Oyuncu Kıtlığı
Portekiz maçının sonunda yaptığı konuşmayla Milli Takım’ı bıraktığını açıklayan kaptan Burak Yılmaz’ın ayrılığı sonrasında takımdaki lider oyuncu sayısının azalması da bence büyük problemlerden bir tanesi. Merih, Çağlar, Hakan Çalhanoğlu gibi Avrupa’da tanınan birçok yıldız oyuncuya sahibiz ancak özellikle hücum hattında Hakan Çalhanoğlu, Cengiz Ünder gibi kendini kanıtlamış oyuncuların artık Türk Milli Takımı’nda daha çok ön plana çıkması kanaatindeyim. Burak Yılmaz’ın Milli Takım’ı bırakırken yaptığı açıklamada "Bugün milli takım kariyerime son noktayı koyuyorum. Çünkü bir bayrak değişimi gerekiyor. Bakıyorum Enes, Umut, Serdar Dursun, Halil, Cenk, Kenan Karaman... Biz bu işi nasıl biz devraldıysak, ben de onlara bu formayı bırakıp dışarıdan destek vermek istiyorum." sözleri aslında sadece burada adı geçen oyuncuların önünü açmak değil, az önce ismini saydığım Hakan, Cengiz gibi oyuncuların da bu takıma liderlik etme vaktinin geldiğini söylemekteydi. Ayrıca daha genç yaşında Feyenoord’un kaptanlığı yapmaya başlayan Orkun Kökçü’nün artık Milli Takım’ın vazgeçilmezlerinden biri olduğunu söylemek mümkün. Orkun’u da eğer bu denklemin içerisine katabilirsek daha farklı sonuçlar elde edebiliriz.
Sonuç
Sonuca gelecek olursak, daha saymaya fırsat bulamadığım Kerem, Yunus, Mert Müldür, Enes, Rıdvan, Ferdi vb. birçok oyuncuyu Milli Takım’ın şablonunun tamamen içerisine alıp bir rekabet ortamı oluşturabilirsek, kadro mühendisliğini oturtursak, yabancı kuralını bir engel olarak kaldırırsak ve son olarak birkaç oyuncumuz elini taşın altına koyarak liderliğini gösterirse EURO 2024’ü oyuncularımız televizyon karşısında izlemek yerine Almanya’da olabilirler.
Yazımızın sonuna geldik. Elimden geldiğince Milli Takımı ve Türk futbolunu ele almaya çalıştım. Vakit ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Millilere Lüksemburg ve Faroe Adaları karşısında başarılar dileriz. Diğer yazılarımızda görüşmek üzere!
Comentários