Arama Sonuçları
Boş arama ile 1253 sonuç bulundu
- UFC 315'de Yeni Bir Şampiyon Var!
UFC 315 Türkiye Saati ile bu sabaha karşı Montreal’de yer alan Bell Centre’de yapıldı. Gecenin ana karşılaşmasında Jack Della Maddalena büyük sürprize imza atarak yeni UFC Yarı Orta Sıklet (Velter) şampiyonu olurken Valentina Shevchenko 10. kez bir kemer galip ayrılarak UFC tarihine geçti. Gecenin ana karşılaşmasında şampiyon Belal Muhammad kemerini korumak için Jack Della Maddalena ile karşılaştı. Sadece Yarı Orta Sıklet için değil bir alt sıkletin –hafif sıklet- geleceğini belirleyecek bir karşılaşma olacaktı. Şayet Belal kazanırsa farklı senaryo, Della Maddalena kazansa farklı senaryo olacaktı. Maça Belal baskılı başlayıp vuruşları bularak puanları topladı. İkinci raunttan itibaren ise Della Maddalena rüzgarı vardı. JDM, hem doğru adımlayarak hem de vuruşlarıyla Belal’in baskısını kırdı. Belal zaman zaman takedown deneyerek baskıyı geri almaya çalışsa da başarılı olamadı. Şampiyonluk raundlarında dördüncü raundda Belal ilk takedown’ını alıp puanı ve raundu alsa son raundda Belal sarsıldı ve yüzünde ciddi açılmalar meydana geldi. Bitiriş gelmeyince hakemlere gittik. Hakemlerde 48-47, 48-47 ve 49-46 skor kartlarıyla maçı Della Maddalena’ya puanlayınca Della Maddalena ortak kararla yeni UFC Yarı Orta Sıklet (velter) şampiyonu oldu. Jack Della Maddalena Maçtan sonra Della Maddalena çok mutlu olduğunu belirtti. Maç sonu röportajını yapan efsane Daniel Cormier’in olası Islam Makhachev maçı sorusu üzerine “Volkanovski’nin intikamını alacağım.” cevabını veren Della Maddalena’nın bir sonraki rakibi çifte kemer yolunda yürüyen Islam Makhachev olması bekleniyor. Della Maddalena ayrıca UFC tarihindeki 3. Avustralyalı şampiyon oldu.Belal Muhammad ise maçtan sonra üzgün olduğunu ve iyi dövüşemediğini belirtti. Puanlamaya katılmasa da dövüşü kaybetttiğini kabul etti. Bu yenilgiyle birlikte olası Shavkat maçı iptal olurken tüy sıklet kemerini bırakan Ilia Topuria’nın rakibi de değişmiş oldu. Ilia’nın yüksek ihtimalle UFC 317’de rakibi Charles Oliveria olacak. Maçın ise geçici kemer maçı olması bekleniyor. Gecenin yan ana karşılşmasında UFC Kadınlar Sinek Sıklet Şampiyonu Valentina Shevchenko, Manon Fiorot’yu hakemlerin ortak kararıyla (48-47 x3) yenerek ikinci kemer hanedanlığında ilk kez kemerini korumayı başardı. Toplamda 10. Kez kemer maçında galip ayrılan Valentina UFC tarihine geçti. İlk rauntta Fiorot striking’i ile etkili olunca takedown alan Valentina rakibi yerde kontrol ederek ilk raundu cebine koydu. İkinci rauntta Fiorot aynı şekilde cevabı verdi. İyi striking’nin yanında bir de takedown ekleyen Fiorot ikinci raundu aldı. Üçüncü raunt yakın geçse de net vuruşları bulan Fiorot idi. Şampiyonluk rauntlarında knockdown’a ulaşan Valentina son rauntta da net vuruşlar bulunca maçı kazanmayı başardı. Valentina Shevchenko Maçtan sonra çok mutlu olan Valentina Shevchenko sıradaki rakibini beklediği söyledi ayrıca horoz sıklete tekrardan yükselme kapsını da açık bıraktı. Valentina’nın bu ay sonunda yapılacak olan Maycee Barber-Erin Blanchfield maçının galibi ile karşılaşması olası ancak UFC 316’daki Julianna Pena-Kayla Harrison maçının sonucuna göre UFC ona ikinci kemer maçını da verebilir. Aynı zamanda bu önemli gecede bir de emeklilik vardı. Rio Kralı Jose Aldo bu gece kaybettiği Aiemann Zahabi maçından sonra emekli olduğunu açıkladı. Rio’nun Kralı’na bu spora kattığı her şey için teşekkür ediyor ve hayatının geri başarılar diliyoruz. Jose Aldo Son olarak Türk Dünyası’nın önemli dövüşçülerinden olan “Turan Savaşçısı” lakaplı Kazak Türk’ü Bekzhat Almakhan Umar Nurmagomedov maçında yaşadığı sakatlığın ardından kafesteydi. Alt kartın açılış maçında rakibi Brad Katona’yı ilk rauntta nakavt ederek maçı kazandı. Kendisini tebrik ediyoruz. SÜRPRİZLERİN GECESİ UFC 315 GERİDE KALDI Beklentilerin üstünde geçen bir UFC 315’i geride bıraktık. Artık yeni senaryolar var ve hepsinin düğümü yazın ve yılın sonuna doğru çözülecek. Linesman ekibi olarak da bu süreçte yine sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz. Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- UFC Mayıs Ayı (2025) Panoraması
UFC Mayıs ayında 3’ü dövüş gecesi 1’i de ana etkinlik olmak üzere toplamda 4 etkinlik gerçekleştirecek. İki kemer maçına tanık olacağımız bu ayda UFC, tarihinde ilk kez Des Moines’te dövüş gecesi düzenleyecek. BİLGİLENDİRME: Bu ayki panorama yazımız Mayıs ayının son etkinliğindeki ana kart geç belirlendiğinden gecikmiş olup geçtiğimiz hafta yapılan Snadhagen vs Figueierdo kartının sadece sonuçları bu yazıya dahil edilmiştir. Gecikme için özür diler ve keyifli okumalar dileriz. UFC on ESPN 67: Sandhagen vs Figueiredo (3 Mayıs – Des Moines, IA) Gecenin ana karşılaşmasında Cory Sandhagen, Deiveson Figueiredo’yu, Figueiredo’nun yaşadığı sakatlık sonrasında ikinci rauntta teknik nakavtla yendi. Sandhagen galibiyetle geri dönüş yaparken Figueiredo ise horoz sıklette üst üste ikinci yenilgisini aldı. UFC on ESPN 67: Sandhagen vs Figueiredo (3 Mayıs – Des Moines, IA) Gecenin yan ana karşılaşmasında Reiner De Ridder, tartışmalı UFC yıldızı (!) Bo Nickal’i ikinci rauntta nakavt etti. Ridder, UFC’deki üçüncü maçını da kazanırken Nickal ise MMA kariyerinin ilk yenilgisini aldı. UFC 315: Muhammad vs Della Maddalena (10 Mayıs – Quebec, Kanada) Gecenin ana karşılaşmasında UFC Yarı Orta Sıklet (velter) Şampiyonu Belal Muhammad (24-3-1 NC) kemerini Jack Della Maddalena’ya (17-2) savunmaya çalışacak. Belal’i artık biliyoruz. O bir şampiyon ve kemerini ilk kez savunacak. Belal sağlam bir güreşçi. Dolaysıyla güreşini kullanıp puanla maçı almak isteyecektir. Maddalena ise iyi bir striker. Nakavtı aramak isteyecektir. Belal’in daha birinci saniyeden takedown’a gitme ihtimali oldukça yüksek. Maddalena ise mesafede kalarak ve güreşi savunmaya çalışarak nakavt aramaya çalışacaktır. İyi bir maç. Keyifli seyirler. UFC 315: Muhammad vs Della Maddalena (10 Mayıs – Quebec, Kanada) Gecenin yan ana karşılaşmasında UFC Kadınlar Sinek Sıklet Şampiyonu Valentina Shevchenko (24-4-1) kemerini Manon Fiorot’ya (12-1) savunmaya çalışacak. Valentina komple bir dövüşçü. Cephaneliğinde her şey var. Fiorot ise elit bir striker. Elleri güdümlü füze gibi çalışıyor. Hem sert hem de isabetli. Valentina için zor bir test. Çünkü fiziksel olarak oldukça dezavantajlı. Fiorot bu sıklette çok iri kalıyor. Shevchenko maçı Alexa’ya karşı olduğu gibi yere alarak kontrol ederek götürmek ve kazanmak isteyecektir. Fiorot ise yere alınmadan mesafede isabetli yumruklarla maçı almak isteyecektir. Süper bir maç olacak. Keyifli seyirler. UFC Vegas 106: Burns vs Morales (17 Mayıs – Las Vegas, NV) Gecenin ana karşılaşmasında Gilbert Burns (22-8) ile Michael Morales (17-0) karşı karşıya gelecek. Burns artık 38 yaşında. Genelde bu yaşta iseniz ve yenilgi serileriniz varsa –ki Burns 3 maçtır yeniliyor- artık gatekeeper olma zamanınız gelmiştir. Genelde size yırtıcı, acımasız akbabalar gibi rakipler verirler. Morales de onlardan biri. 17-0’lık kusursuz bir karne ile geliyor. 12 kez de rakiplerini nakavt etti. Burns açısında oldukça zorlu bir maç. Morales gözünün yaşına bakmayacaktır. Burns için tek çıkar yol hemen takedown alıp Morales’i pes ettirmek çalışmak. Onu başarabilirse Morales’i yenecektir. Yoksa işi gerçekten zor olacak. Yaşlı aslan yerini almak isteyen genç aslana karşı. Keyifli seyirler… UFC Vegas 106: Burns vs Morales (17 Mayıs – Las Vegas, NV) UFC Vegas 107: Blanchfield vs Barber (31 Mayıs – Las Vegas, NV) Gecenin ana karşılaşmasında Erin Blanchfield (13-2) ile Maycee Barber (14-2) karşı karşıya gelecek. Kemer yolunda önemli bir karşılaşma. Blanchfield kemere giderken geçen yıl ona Fiorot dur demişti. Şimdi Fiorot kadar tehlikeli bir striker ile karşı karşıya gelecek. Maycee Barber. Barber sıkletin en iyi striking’ine sahip isimlerden. Bu nedenle Blanchfield’a oldukça zorluk çıkartabilir. Blanchfield, mesafeyi kapatarak işi çözmek isteyecek, Barber ise striking’i ile bunları savuşturup galibiyeti almak isteyecektir. Zevkli bir eşleşme. Keyifli seyirler. UFC Vegas 107: Blanchfield vs Barber (31 Mayıs – Las Vegas, NV) UFC’DEN ŞAHANE İLKBAHAR KAPANIŞI UFC, Mayıs ayında bizleri iyi kartlarla eğlendirip yazın ateşine doğru uğurlayacak. Linesman ekibi keyifli seyirler dileriz. Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Filenin Sultanları'nın FIVB Milletler Ligi Kadrosu
Herkese yeni bir Filenin Sultanları sezonundan merhaba! Kulüp sezonunun sona ermesiyle artık milli takım maçları için gün saymaya başladık. Bu yıl oyuncularımızın dinlenmek için geçen yıllara nazaran daha çok süresi var. O yüzden geçen yıllarda mayıs da ilan edilen kadro bu yıl nisanda ilan edildi. Son yıllarda normalimiz olduğu için kadro konusunda tartışmalar ve farklı fikirler elbette var. Bugün sizlerle ligi, maç takvimini ve hepimizin gözbebeği oyuncularımızı konuşalım istiyorum. Hazırsanız başlayalım! Milletler Ligi turnuvası yani bilinen adıyla VNL; FIVB tarafından düzenlenen 16 takımlı bir milli takım turnuvasıdır. Öncelikle üç hafta olarak planlanır. Bu üç haftanın her birinde takımlar 4 adet maç oynar. Galibiyet ve mağlubiyet sayılarına göre sıralanan takımlardan ilk sekiz sırayı alanlar final etabında mücadele etmek için hak kazanır. 1-8 eşleşmesi şeklinde başlayan çeyrek finaller sona kalan iki takımın final oynamasıyla son bulur. Neredeyse bir aydan fazla süren bu zorlu ligi kazanan takıma ‘’VNL Şampiyonu’’ unvanı, altın madalyaları ve kupaları teslim edilir. Son şampiyon 2024 yılında İtalya oldu. Filenin Sultanları 2025 yılının millilerimiz için ilk haftası 4 - 8 Haziran tarihleri arasında Çin’de başlayacak. İkinci hafta 18 – 22 Haziran tarihlerinde İstanbul’da üçüncü hafta ise 9 – 13 Temmuz tarihlerinde Hollanda’da oynanacak. Final etabı ise 23 - 27 Temmuz tarihlerinde Polonya’nın Lodz kentinde düzenlenecek. Bu uzun ligde takımlar oynayabilir oyuncu olarak önce bir geniş kadro ilan eder. Hafta hafta oyuncu değişikliğinde bulunabilirler. Geniş kadroda toplamda 30 isim bulunur. Sizinle bu 30 isme ve sezonlarının nasıl geçtiğine bir göz atalım. Pasörler: Buse Ünal: Kariyerinde daha çok süre almak ve oyununu stabil hale getirmek için yeni bir yol arayan genç pasör geçtiğimiz sezonun sonunda Fenerbahçe’den ayrılarak Bahçelievler’e transfer oldu. Sezona oldukça etkili ve şok etkisiyle başlayan takımın en etkili oyuncularından biri oldu. İkinci yarıda oyunları düşse de Buse kendi kalitesini göstermeye devam etti ve birkaç yılın ardından tekrar milli takım kadrosuna davet edildi. Cansu Özbay: Son milli takım sezonunda sakatlıklarından dolayı bir türlü oyuna dönemeyen oyuncu sezonun yarısını da bu sakatlıklarla boğuşarak geçirdi. Aralık ayından itibaren düzenli oynamaya başladı. Bunun etkisiyle de kendisini bulması biraz uzun sürdü ama lig finallerinde oldukça etkili performans göstererek Sultanlar Ligi MVP’si seçildi. Milli takımda da iyi olacağından şüphemiz yok. Elif Şahin: Eczacıbaşı’nın as pasörü olarak sezonu oynayan genç oyuncu kendini kanıtlamaya devam ediyor. Sezon içinde oyunuyla ilgili çeşitli dalgalanmalar olsa da sezonu iyi bitirdi. Milli takımda da yeniden yükselişine devam edecektir. Dilay Özdemir: Beşiktaş’ta genç yaşında as pasör olarak sezona başlayıp bu görevi iyi bir şekilde tamamlayan oyuncu kendisinden beklenen ışığı göstermeye başladı. Düzenli süre alıp kendisini geliştirmesinin de etkisiyle geçen yıl olduğu gibi bu yıl da milli kadroya davet edildi. Sıla Çalışkan: Bu yıl Vakıfbank’a yedek pasör olarak transfer oldu. Cansu’nun uzun süren sakatlığında sezonun ilk yarısını as pasör olarak ikinci yarısının büyük bir kısmını da Cansu’yla değişmeli olarak oynadı. Sezonda oldukça iyi iş çıkarttı ve aday kadroya davet edildi. Pasör Çaprazları: Alexia Carutasu: Bu yıl yeniden Galatasaray’a döndükten sonra eski formuna ve kalitesine yaklaşan oyuncu takımının uzun yıllar sonra ilk dörde girebilmesinde de etki gösterdi. Vargas’ın milli takımda 4 yılı doldurmasıyla birlikte iki devşirme oyuncu da kadroda bulunabilecek. İyi geçen sezonunun ardından özellikle ilk haftalarda milli takımımız için iyi bir ekleme olacaktır. Defne Başyolcu: Sezona Aydın BSSK takımında başlayan 2006 doğumlu genç oyuncu burada kendi için yeterli süreyi alamadığı için kendi isteğiyle Karşıyaka’ya kiralandı. Her ne kadar burada da anlamlı süreler bulamasa da gelişimini devam ettirmiş oldu. Geçen yılın ardından bu yıl da geniş kadroya seçildi. Filenin Sultanları Ebrar Karakurt: Yazları smaçör kışları pasör çaprazı olarak voleybol kariyerine devam eden oyuncumuz bu yıl sezon içinde hatta maç içinde dahi bu iki pozisyonu bir arada götürerek yeni şeyler denedi. Dalgalı geçen sezonunun ardından Rusya Ligi finallerine damga vurdu. Final serisinde 2-0 geride çıktıkları üçüncü maçta da setlerde 2-0 geriye düştükten sonra oldukça epik bir performans göstererek maçın 3-2 kazanılmasını sağladı. Sonraki iki maçı da alarak Lokomotiv Kaliningrad takımına şampiyonluk getirdi. Rusya ligine birçok sansasyonel olay ve etkileyici bir geri dönüşle alınmış altın madalyayla veda etti. Melissa Vargas: Sezona fırtına gibi başladıktan sonra dizinden yaşadığı sakatlık neredeyse bir aydan fazla süre parkelerden ayrı kalmasına sebep oldu. Sonrasında yavaş yavaş ritmine geri dönmeye çalışarak sezonu ilerletti. Sezon sonunda kendisinde pek görmediğimiz derecede performans dalgalanmaları yaşasa da dünyanın en iyi oyuncularından biri olduğu gerçeği aklımızın bir köşesinde kazılı. Olimpiyatlarda en skorer oyuncu olarak bırakmıştı yine aynı seviyeden VNL’e geri dönecektir. Tutku Burcu Yüzgenç: Kendi adına cesaretli bir karar verip Güney Kore’nin Incheon Heungkuk Life Pink Spiders takımına transfer oldu. Sultanlar Ligi'nden de tanıdığımız Koç Abbondanza ve Kim Yeon-Koung gibi isimlerle şampiyon olarak altın madalyayı aldı. Önceki yıllarda olduğu gibi geniş kadroda kendine yer buldu. Smaçörler: Ayşe Çürük: Kuzeyboru’ya transfer olan genç oyuncu oldukça gelişim gösterdiği bir yılı tammaladı. Özellikle Avrupa yolculuğundan kendisinden beklenenin üstünde performans gösteren genç sporcu bu yıl ilk defa milli kadroya davet aldı. Derya Cebecioğlu: Yıllardır kendisine aşina olduğumuz başarılı oyuncu bu yıl da Vakıfbank’ın önemli anlarında sahaya çıkarak kendisini gösterdi. Kulüp sezonunun ardından yeniden milli takım kadrosuna seçildi. Ege Melisa Bükmen: Nilüfer Belediye Spor’un genç yıldızı parlamaya devam ediyor. 2024 yılında U23 milli takımıyla altın madalya alan oyuncumuz sultanlar ligine başlangıç yaptığı ilk seneden farkını ve etkisini gösterdi. 21 yaşındaki genç smaçör bu yıl ilk defa milli takıma davet edilen oyunculardan biri oldu. Hande Baladın: Olimpiyat maçlarında sakatlığı yüzünden oynamakta zorluk çeken oyuncu sezona da bunun etkileriyle uğraşarak başladı. Oldukça dalgalı bir sezon geçirdi. Bazen koç tercihiyle bazen oyun durumuyla alakalı olarak az süre aldı. Sezon sonunda da yıllardır formasını giydiği Eczacıbaşı kulübüne veda etti. Kariyerinde yapacağı yeni başlangıca milli takımda başlamasını ve eski günlerine dönmesini umut ediyoruz. İlkin Aydın: Galatasaray’ın kaptanı, sezonun en skorer yerli oyuncusu olan İlkin, kendi takımının bu yıl en önemli oyuncusu oldu. Özellikle hücumu konusunda bu yıl seviye atlayan oyuncu yeniden milli takım serüvenine devam etmek için yaz sezonuna başlayacak. Meliha Diken: Milli takımımızın tecrübeli smaçörü biraz aranın ardından olimpiyatlarda formasına yeniden kavuşmuştu. Orada gösterdiği performansın ardından bu yıl da yeniden kadroya davet edildi. Saliha Şahin: Sezonu Beşiktaş’ta tamamlayan oyuncu özellikle ilk yarıda oldukça iyi performans gösterdi. Sezonun ortalarında yaşadığı sakatlığın ardından geri dönüşünde yaşadığı performans sıkıntıları kendisini olumsuz etkiledi. Yine de seviyesini korumaya çalışan oyuncu geçen yıl olduğu gibi bu yıl da geniş kadroda kendine yer buldu. Yaprak Erkek: Yılın belki de en büyük çıkışını yaşatan Yaprak, tüm voleybol severleri kendisine hayran bıraktığı bir sezonu tamamladı. Önceki sezonlarda sadece servislerde oyuna giren bir oyuncuydu ve sezona da Eczacıbaşı’nın dördüncü smaçörü olarak başladı. Sezon boyunca o kadar büyük ve etkili bir gelişim gösterdi ki insanlar bir yerden sonra Yaprak’ın yanında kim oynayacak diye sormaya başladı. Yılın en yüksek yüzdeyle top öldürebilen ve yüksek sayılar alabilen oyuncularından biri olan oyuncu milli takım geniş kadrosuna davet edildi. Daha fazlasının olup olmayacağını kimse bilemiyor çünkü Yaprak, kimsenin beklemediği bir anda formayı alabilir herkesten. Orta Oyuncular: Aslı Kalaç: Sezonu kendi standartlarında tamamlayan tecrübeli orta oyuncu kaldığı yerden devam etmek için milli takım sezonuna başlayacak. Ayçin Akyol: Ayrı kaldığı birkaç yılın ardından milli takım kadrosuna geri dönen oyunculardan biri de Ayçin. Sezonun ilk yarısında pek süre bulamasa da Timmerman’ın sakatlığından sonra aldığı formayı en üst performansla giymeye devam etti. Özellikle Fenerbahçe ile oynadıkları yarı final maçlarında tek ayak performansıyla alkışları aldı. Böylelikle geniş kadroda yer buldu. Bahar Akbay: Vakıfbank’ta oynayan oyuncu geçen yılın ardından milli takım kadrosuna yeniden katıldı. Berka Buse Özden: İlk defa sultanlar ligi sahnesine adım basan 2004’lü genç yıldızımız Aydın BBSK takımıyla ortalığı kasıp kavurdu. Maç başına 2,67 gibi bir blok ortalamasıyla sezonda toplam 80 blok yapan oyuncu bütün dikkatleri üzerine çekti. Altyapılardaki başarılarıyla da göz dolduran oyuncu, ligdeki ilk yılında milli takım geniş kadrosuna davet edilen isimlerden biri oldu. Deniz Uyanık: Geçtiğimiz sezondaki çıkışının ardından Vakıfbank’a transfer olan genç oyuncu sezon başında biraz bocaladı desek yanlış olmaz. Yeni takımına, yeni hedeflerine ve üst seviye oynamaya alıştıkça ondan beklediğimiz eski performansını sergilemeye yaklaştı. Sürekli değişmeli oynadığı bir sezonu iyi bir oyunla bitirdi ve milli takım kadrosunda kendine yer buldu. Sinead Jack-Kısal: Eczacıbaşı’nın başarılı orta oyuncusu 32 yaşında milli takıma ilk kez davet edilenler arasında yer aldı. Oyuncu temel olarak devşirme statüsünde yer alsa da diğer oyuncularımızdan farklı olarak bunu eşi Türk olduğu için elde etti. İki sezondur sultanlar liginde yer alan tecrübeli oyuncu bu yıl kadroya davet edildi ve neler olacağını hepimiz izleyerek öğreneceğiz. Yasemin Güveli: Geçen yılın ikinci yarısında özellikle blok performansıyla eski günlerine döndüğünü gösteren oyuncu yükselişini bu yıl Galatasaray’da devam ettirdi. Sezonu da oldukça iyi tamamladı ve milli takım geniş kadrosuna davet edildi. Zehra Güneş: Sakatlıklarla, zorluklarla geçirdiği birkaç sezonun ardından bu yıl sonunda gerçek Zehra’yı kaptan olarak sahada izleme fırsatını bulduk. Neredeyse tüm olimpiyat kadrosu gibi o da sezona sakatlıklarıyla giriş yaptı ve tam verimle oynayamadı. Özellikle şampiyonlar ligi çeyrek finallerinden itibaren yükselttiği form grafiğiyle bize eski günleri hatırlattı ve milli takım sezonu adına umutlar yeşerttirdi. Zehra Güneş Liberolar: Ayça Aykaç Altıntaş: Kendi standartlarında oynamaya devam eden oyuncu başarılı bir sezonu tamamlayıp milli takım kadrosuna katıldı. Eylül Akarçeşme Yatgın: Bir önceki sezonda kendini göstermeye başlayan oyuncu asıl yükselişini bu yıl Galatasaray’da yaptı. Sezonun bir döneminde adı hep konuştuğumuz iyi liberoların yanına yazılmaya bile başladı. Dalgalı performanslar gösterse de oldukça başarı bir yılın ardından milli takıma davet edildi. Gizem Örge: Bu sezonu alıştığımız standartlarından biraz uzakta bir performansla tamamlayan tecrübeli oyuncu yeniden milli takım için hazır durumda. Simge Aköz: Geçtiğimiz sezon yaşadığı dalgalanmaları atlatmayı başaran tecrübeli liberomuz kendi normaline dönerek milli takımdaki yerini aldı. Küçük bir not eklemek isterim. 2017’den beri milli takım kaptanlığımızı yapan ve 2014 yılından bu yana sakat olmadığı sürece her turnuvada oynayan Eda Erdem bu yıl VNL geniş kadrosunda yer almadı. Bunun kendi tercihi olduğu ve Dünya Şampiyonası’nda geri döneceği söyleniyor. Hep birlikte bekleyip göreceğiz. Milli takımımızın ilk hafta oynayacağı maçların programını sizler için buraya bırakıyorum: 04.06.2025 07:30 Fransa – Türkiye 06.06.2025 14:30 Türkiye – Tayland 07.06.2025 11:00 Türkiye – Polonya 08.06.2025 14:30 Çin – Türkiye Voleybol sporu özellikle kadın branşlarında her yıl parlamaya devam ediyor. Bu 30 kişinin içinden kim seçilirse seçilsin hak edeceğini ve milli forma için terinin son damlasına kadar savaşacağını hepimiz biliyoruz. Bu yeni milli takım sezonumuzda başarılı sporcularımızın arasından seçim yapan herkese kolaylıklar ve milli takımımıza başarılar diliyorum. VNL ilk haftasının ardından tekrar buluşuncaya dek hoşça kalın, Linesman’la kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Euroleague’de Play-off Karşılaşmaları
Herkese merhaba! Kıtanın en güzel karşılaşmalarının yaşandığı, basketbol sevgimizin arşa çıktığı zamanlara geldik. Euroleague’de normal sezon bitti ve play-in maçlarının ardından tüm eşleşmeler belli oldu. Şimdi vakit kaybetmeden sizlerle bu karşılaşmaları ve olabilecek senaryoları ele alalım. Hazırsanız başlayalım! Normal sezonda sıralama şu şekilde oldu: 1. Olimpiyakos 2. Fenerbahçe Beko 3. Panathinaikos 4. Monaco 5. Barcelona 6. Anadolu Efes 7. Real Madrid 8. Paris Basketbol 9. Bayern Münih 10. Kızılyıldız İlk 6 sıra direkt play offlara yükselirken 7-10 kendi aralarında play in maçları oynadı. İlk maçta Real Madrid ve Paris Basketbol karşı karşıya geldi. Madrid’i İspanya’da gayet baskın şekilde yenmeyi başaran Paris Basketbol ligi 7. sırada tamamlamış oldu. Diğer karşılaşmada Bayern Münih ve Kızılyıldız arasında oynandı. Maçı kazanan Bayern Münih sekizinci sıra için Real Madrid’in rakibi oldu. Kızılyıldız’ın sezonu ise tamamlanmış oldu. Real Madrid tüm şüphelere rağmen Bayern Münih maçında kendisi gibi oynadı ve (Bayern’deki Carsen Edwards eksikliği de önemli fark yarattı) sekizinci sıranın sahibi oldu. Şimdi tek tek karşılaşmaları inceleyelim. Olimpiyakos – Real Madrid Sezon başında ilk üç içinde olması beklenen iki takım 1-8 eşleşmesinde karşı karşıya geldi. Lider Olimpiyakos’un makine düzeninde oyunu her takımın korkulu rüyalarından biri olsa da sezonu çok tökezleyerek bitirdiler. Real Madrid ise sezon sonuna doğru toparlanmış gibi gözükse de özellikle oynadıkları Paris maçı onların tüm zaaflarını ve zayıflıklarını gösteren bir karşılaşma oldu. Kadroları karşılaştırdığımızda iki takımın ilk beşi nerdeyse birbirine denk. Pozisyon pozisyon oyuncular birbirine üstünlük sağlama konusunda zorlanabilirler. İkinci beşlere baktığımızda ise Olimpiyakos’un kadrosu Madrid’e baskın geliyor. İki takım da hücumdan ziyade savunmada çok sertler. Olimpiyakos’un sezon içinde yüz sayıları bulduğu maçlar elbette oldu ama dediğim gibi yıllardır makine düzeninde işleyen bir düzenleri var. Madrid’de ise durumlar biraz daha değişken. Seride favori görünen elbette lider Olimpiyakos fakat bildiğiniz gibi bir şampiyonun yüreğini hafife almamak gerekir. Buraların tecrübelisi iki takımdan hangisinin seriyi kazanacağı belli değil ama maçların oldukça sert ve yoğun geçeceği belli. Olimpiyakos – Real Madrid Fenerbahçe Beko – Paris Basketbol Hikayelerle dolu normal sezon maçının ardından birbirine bir daha denk gelmek istemeyecek iki takım eşleşti. İki takımın ilk maçı hatırlarsanız Paris takımının hastalık durumu sebebiyle ertelenmiş ve o dönemde oldukça tartışma yaratmıştı. Temsilcimizin deplasmanda oynadığı maçta Paris oldukça efektif oyun sergilemiş ve bizi oldukça zor duruma düşürmüştü. Rekora çok yakın sayıda alınan ribauntlarla rakibimize bir şok yaratıp maçı kazanan taraf olmayı başarmıştı Fenerbahçe Beko. İkinci maçta ise Paris temsilcimize bir şok yaratıp özellikle üç çeyrek boyunca oyunu ve skoru sürklase etmişlerdi. Dördüncü çeyrekte yapılan efsanevi dönüş bile kazanmaya yetmeyecekken bitime 2.4 saniye kala kenardan çıkardığımız topta üçlük isabetini bulan Nigel Hayes-Davis ile 101-100 maçı kazanarak onları bir kere daha hayal kırıklığına uğratmış olduk. Fenerbahçe Beko – Paris Basketbol Paris Basketbol geçen yıl EuroCup’ı kazanarak lige katılmış olmasına rağmen bu yıl birçok takım için gerçekten baş belası oldular. Karşılarındaki takımın kim olduğundan bağımsız kendi oyunlarını sergilemeleri, kıtada kimsenin yapmayacağı kadar hızlı yaptıkları hücumları, undersize kalmalarına rağmen bunu çabukluk ve hızla avantaja dönüştürmeleri ve sizi sürekli bu kim sorusunu soracak durumda bıraktıran rotasyonları ile lige farklı bir hava getirdiler. Kazandıkları Real Madrid maçı da onların ne kadar geliştiğini ve bu arena için ne kadar hazır olduklarını kanıtlar nitelikte bir maç oldu. Fenerbahçe Beko ise şüphesiz bu yılın en başarılı takımlarından birisi. Sezon başında yaşadıkları ve hep önemli oyuncularından eksik kalmalarına sebep olan sakatlıklar, beş numara pozisyonundaki oyuncuların sürekli değişmesi, sezonun yarısına kadar beklenen oyuncunun başka takıma kaptırılması ama ona rağmen kısa beşlerle oyun kurulması vs derken oldukça hikayeli geçen bir sezonu tamamladılar. Tüm bunların üstesinden gelip sezonu ikinci tamamlayan takımımızda bir de Sarunas Jasikevicus yılın koçu seçildi. Çünkü takımın beklentilerin çok üstünde yer almasını sağlayanların en büyük noktası kendisi. Normalde alt sırada bitiren takımlar üst sırada bitiren takımların zaafını bulup ona yüklenmeye çalışır. Bizim karşılaşmamızda ise durum biraz farklı. Taraftarların tümünün sorduğu soru biz Paris’i nasıl durduracağız sorusu. Çünkü daha önce de dediğim gibi Paris alıştığımızdan farklı bir takım. Psikolojik olarak temsilcimizin oldukça fazla üstünlüğü olsa da Paris’in de elinde iki maçta da bize bizim oyunumuzu oynatmadıkları gerçeği var. İki ucu keskin bıçak olacağı garanti olan bir seri oynanacak. Favori Fenerbahçe Beko. Seri 3-0 bile bitse maçlar eminim bize 3 maçtan fazla gelecek şekilde olacak. Seri sonunda F4’e çıkan taraf umarım biz oluruz. Panathinaikos – Anadolu Efes Bu yıl oynanacak her karşılaşma güzel, her karşılaşma hikayeli ama bu karşılaşmanın tadı bir başka. Son back to back şampiyon, back to back yapmak isteyen takımla karşı karşıya geliyor ve bildiğiniz üzere Ergin Ataman yeni eviyle eski evini yenmek için uğraşacak. Panathinaikos – Anadolu Efes Panathinaikos sezon başında fırtına gibi başladı ve rakiplerinin hepsine son şampiyon olduğunu ve yeni transferleriyle birlikte bu yıl da şampiyonluğun en büyük favorilerinden biri olduğunu gösterecek şekilde maçlar oynadı. Fakat talihsiz bir sakatlıkla Lessort’un en az F4’e kadar parkelerden uzak kalacak olması onların oyun sistemine de oldukça hasar verdi. Kısa bir süre sonra Ömer Faruk’un da sakatlanmasıyla bir anda uzunsuz kalan takım yeni transfer yapsa da istediği verimi alamadı. Kısa oyunculardan özellikle Kendrick Nunn’un bazı maçlarda bu ligin en iyi oyuncusu benim dercesine oynadığı oyun kazanmalarının çok büyük etkeni oldu. Yine de kendileri tam olarak toparlayabilmiş değiller ama bu halleri bile oldukça yenilmesi zor görünüyor. Anadolu Efes’te ise sezon o kadar karmakarışık geçti ki sıralamaya çalışsak uzun sayfalar çıkar. Sezonun son altı maçını kaybederlerse play off dışı kalmak tehlikesi ile oynadılar ve her maçı kazanmak gibi oldukça zor bir şeyi başardılar. Tomislav Mijatovic’le başlanan sezonda bekleneni alamayan takım yılbaşından sonra baş antrenör olarak Luca Banchi ile anlaştı. Onun gelmesinin ardından da istedikleri duruma gelemeseler de alışma sürecinde sabrettiler ve sezon sonuna doğru bu süreci atlatıp gerçekten bir takım olma yolunda büyük bir başarı kaydettiler. Kadro kaliteleri, maçlar, hikayeler derken serinin duygusallığı ortada. Yine de malaesef bu serini favorisi Panathinaikos. Anadolu Efes ise gerçekten underdog olarak oynayacak ve çalkantılı geçen sezonda kaybedecek bir şeyi olmadığını hatta her adımın onlar için bir kazanç olduğunu bilecek durumda. Temsilcimizin en az bir maç kazacağını bildiğimiz seride güzel maçlar bizi bekliyor olacak. Monaco – Barcelona Hepimizin en beklentisiz hem rahat izleteceği seri sanırım bu. Monaco sezona her zamanki standartında başladıktan sonra ani bir kararla koç değişimine gitti ve efsane Spanoulis’i takımın başına getirdi. Aslında koç değişiminin takıma olumlu veya olumsuz gözle görülen bir etkisi olmadı desek yanlış olmaz. Fakat ligin sonralarına doğru yaptıkları Daniel Theiss hamlesi en büyük etkiyi sağladı. Rakipleri gerçekten sürklase ederek kazanmaya başladılar. Sezonu da beklenen sıralarda tamamladılar. Oyunları aslında geçen yıla göre çok değişmedi fakat Calathes’i sezon boyunca oynatamamış olmaları, Furkan’ı alıp yararlanamamaları, Loyd’u yeniden takıma almaları kısa pozisyonunda ne kadar sıkıntı çektiklerini anlatabilir sanırım size. Takımın daimi yıldızı Mike James’in de bu yıl özellikle koç değişiminden sonra skorerlikten ziyade oyun kurma yönündeki değişimi dikkat çekici gelişmeler arasında yazılabilir. Barcelona ise sezona güzel başladı. Fakat o kadar fazla sakatlık yaşadılar ki takım ne zaman alışsa yeniden bir oyun kurmak zorunda kaldılar. Bu sakat şıklar da hiç kısa süreli olmadı. Aşilini koparanlar, menisküsü yırtılanlar derken Pennaroya hocanın bu seviyede kendini kanıtlayacağını düşündüğümüz senede hayatta kalma mücadelesini izlemiş olduk. Serinin favorisi Monaco gibi görünüyor. Nasıl bir seri olacağı ise biraz meçhul. Hep birlikte izleyip göreceğiz. Monaco – Barcelona Bildiğim kadarıyla sizlere eşleşmeleri ve durumları anlatmaya çalıştım. Umarım iki temsilcimizin de F4 yapıp finalde karşılaştığı bir sezonu yazarken tekrar sizinle buluşuruz. O zamana kadar sağlıcakla kalın Linesman’la kalın… Basketbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Sultanlar Ligi'nde Finalin İsmi Belli Oldu!
Herkese merhaba! Dün oynanan Fenerbahçe Medicana – Galatasaray Daikin karşılaşmasıyla beraber yarı finaller sona erdi ve final eşleşmesi de belli olmuş oldu. Fenerbahçe Medicana – Galatasaray Daikin eşleşmesinin galibi Fenerbahçe Medicana oldu ve finalde Vakıfbank’ın rakibi oldu. Bildiğiniz üzere Vakıfbank yarı final eşleşmesinde Eczacıbaşı Dynavit’i elemiş ve finale yükselmişti. Gelin hep beraber bu eşleşmelerde neler oldu bir göz atalım… Fenerbahçe Medicana Normal sezonun sona ermesiyle beraber yarı finallerde Fenerbahçe Medicana (1) – Galatasaray Daikin (4) eşleşmesi ve Vakıfbank (2) – Eczacıbaşı Dynavit (3) eşleşmesi oldu. Yazıda ilk olarak Vakıfbank ve Eczacıbaşı Dynavit eşleşmesinden bahsedeceğim. Sezon sonuna doğru Eczacıbaşı Dynavit’te başantrenör Ferhat Akbaş ile yollar ayrıldı ve sezon sonuna kadar Hüseyin Doğanyüz ile devam kararı alındı. Bu değişiklik ilk bakışta takıma enerji getirse de sezonun ikinci yarısıyla birlikte ivme kazanan Vakıfbank’ı saf dışı etmeye yetmedi. İki karşılaşmayı da 3-1 kazanan Vakıfbank çok da zorlanmadan finale adını yazdırdı. Eczacıbaşı Dynavit tarafında Tijana Boskovic ile birlikte skor yükünü taşıyacak bir oyuncu bulunamaması dikkat çekse de asıl fark yaratan unsur iki tarafın hücum yüzdelerindeki farklılıktı. Vakıfbank seride ortalama %45 ile hücumlardan sayı bulurken, Eczacıbaşı Dynavit %38’de kaldığını söyleyebiliriz. Bunun yanında Vakıfbank tarafının file üstünde bir hakimiyet kurduğunu da söyleyebiliriz. Seride oynanan iki karşılaşmada da Eczacıbaşı Dynavit tarafı daha çok blok yapmış olsa da Vakıfbank cephesinin bloklarından seken topların daha fazla olması sarı siyahlı ekibin savunma kurgusunu rahatlatan unsur olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bunlar birleştiğinde Vakıfbank Marina Markova ve Kiera Van Ryk’ın önderliğinde finale yükselen ilk takım olmayı başardı. Gelelim oldukça çekişmeli geçen seriye… Normal sezonu lider tamamlayan Fenerbahçe Medicana, normal sezonu dördüncü tamamlayan Galatasaray Daikin ile eşleşti. Sarı lacivertli taraftarlar bu eşleşmeyi rahat geçeceklerini düşünürken, sarı kırmızılı ekip onları oldukça yanılttı. Bence bu eşleşmeye daha iyi hazırlanan taraf Galatasaray Daikin’di. İlk maçta oynanan oyun ve rakibini oldukça iyi durduran sarı kırmızılılar bunu kanıtladı. İlk karşılaşmada 31 sayıyla oynayan İlkin Aydın bulduğu 6 blok sayısıyla ilk karşılaşmaya damga vurdu ve takımına 3-2 kazandırdı. Beş buçuk yılın ardından gelen Galatasaray Daikin mağlubiyetinin faturası başantrenör Marco Fenoglio’ya kesildi. İtalyan koçla yolları ayıran takım, bir başka İtalyan çalıştırıcı Marcello Abbondanza ile anlaştı. Bu değişiklikle ikinci karşılaşmaya çıkan Fenerbahçe Medicana, oldukça rahat bir galibiyet aldı. Melissa Vargas aldığı 26 sayıyla en skorer isim olurken seriye de 1-1 eşitlik geldi. Serinin son maçına gelindiğinde ise oldukça gergin bir atmosfer vardı. Üçüncü karşılaşma git gele sahne oldu. Karşılaşmaya Fenerbahçe Medicana iyi başlasa da ilk seti Galatasaray Daikin kazandı. İkinci sette ise ilk sete nazaran daha iyi servis atan Fenerbahçe zorlansa da kazanmayı başardı. Üçüncü seti baştan sona önde götüren Galatasaray Daikin kazandı ve 2-1 öne geçti. Bu noktadan sonra hata yapma lüksü kalmayan Fenerbahçe Medicana attığı iyi servislerle birlikte hücum kalitesini arttırdı ve seti adeta sürklase ederek maça tutunmayı başardı. Bütün serinin düğümü tie-break setinde çözülecekti. Bu sete de iyi başlayan sarı lacivertli ekip, büyük bir sürpriz yaşanmasına izin vermedi ve maçı 3-2, seriyi de 2-1 kazanarak finale yükseldi. Vakıfbank Final serisinin ilk karşılaşması; 17 Nisan 2025 tarihinde Vakıfbank Spor Sarayı’nda oynanacak. Umuyoruz ki zevkli bir seri oynansın ve hakeden kazansın. Final serisinin sonuna dek sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Euroleague Woman'da Sezon Tamamlandı!
Herkese merhaba! Geçirdiğimiz çalkantılı süreçlerin ardından basketbol konuşmak için sitemize hoşgeldiniz. Avrupa basketboluna son yıllarda damgasını vuran kulüplerimiz bu yıl da ivmelerini devam ettirdiler. Temsilcilerimizden Çimsa ÇBK Mersin ikincilik koltuğunu ve gümüş madalyasını alırken, Fenerbahçe Opet üçüncülük ve bronz madalyayla ligi tamamladı. 10 yıllık hasretini bitirip şampiyon olan USSK Prag takımını, oyuncularını ve emek veren tüm çalışanlarını tebrik ediyoruz. Gelin sizlerle sezona, yeni formata ve elbette şampiyonluk yoluna bir bakış atalım. Hazırsanız başlıyorum! Geçtiğimiz yıllarda lig usulü düzenlenen Euroleague Woman organizasyonu bu yıl format değiştirdi ve öncelikle 15 takım dört ayrı gruba ayrıldı. Burada takımlar 6 adet maç yaptı ve gruplarda ilk iki sırayı alan takımlar ile en iyi üçüncüler sıralamasından 3 takım bir üst tura yükseldi. Bu turda takımlar ilk turdan getirdiği galibiyetleri ve mağlubiyetleri korudukları için onların üzerine yeni alınan skorlar eklendi. Bu etapta da takımlar 6 maç daha yaptı ve çeyrek final karşılaşmaları belli oldu. Burada da alışılandan farklı bir eşleşme yapıldı. Grupların birincileri karşı grubun ikincisiyle, üçüncüleri de karşı tarafın dördüncüsüyle eşleşti. Eşleşmeler ve sonuçları aşağıdaki gibi oldu. USSK Prag Fenerbahçe Opet – Familia Schio = 86-80, 64-60 Çimsa ÇBK Mersin – Valencia = 57-89, 92-77 USSK Prag – Basket Landes = 72-68, 69-43 Tongo Bourges Basket – Zaragoza Basket = 75-55, 64-73 Bu maçların ardından temsilcimiz Fenerbahçe Opet ve İspanyol temsilcisi Valencia (ikinci maçı kaybetmesine rağmen averajla üstün geldiği için) direk yarı finale çıktılar. Fenerbahçe Opet grubunu lider bitirdiği için averajla kazanması durumda da direkt yarı finale kalacaktı zaten ama iki maçını da kazanarak buna gerek duymadı. Kalan 6 takımdan 4 tanesi sonra bu yıl adı F4 değil de F6 olan organizasyonda yarı finallerden iki gün önce yarı finale çıkmak için ön eleme oynadılar. Bu 4 takımın belirlenmesindeki etkenler ligi bitirdikleri sıraydı. Öyleki USSK Prag her iki maçını da kazanmasına rağmen grubunu üçüncü bitirdiği için her iki maçını da kaybetmiş olan fakat grubunu ikinci sırada tamamlamış olan Familia Schio ile eşleşti. Averajla çeyrek finalde avantajını kaybeden temsilcimiz ÇBK Mersin ise kendisinin tersi olarak averajla turlayan Tongo Bourges Basket ile eşleşti. Biliyorum sizin de beyniniz yandı ama yeni dahiyane format bu. F6 haftası 9-13 Nisan olarak ilan edildi. Önce 9 nisanda eleme maçları oynandı ve sonuçlar şöyle oldu: USSK Prag – Familia Schio = 79-72 Çimsa ÇBK Mersin – Tango Bourges Basket = 66-59 Bu sonuçlar sonunda yarı final eşleşmeleri de nihayet belli oldu. 11 Nisan’da iki temsilcimiz de yarı final maçlarına çıktılar. Fenerbahçe Opet – USSK Prag İlk yarı final karşılaşması çok iyi bir mücadele sahne oldu demek isterdim fakat hiç öyle olmadı. Temsilcimiz ilk çeyreğe iyi başlamış olsa da çeyrek sonunda verdiği üstünlüğü maç boyunca hiç tekrar alamadı. Prag takımının oyun planı, oyuncuların oynarken aldığı keyif televizyon ekranlarından bile fark ediliyordu. Temsilcimizin özellikle ribaundlarda geri kalması maçın en büyük özeti oldu. Maç bittiğinde Prag takımı toplamda 50 ribaund almışken Fenerbahçe Opet takımında bu sayı sadece 18’di. Üstelik neredeyse Fenerbahçe’nin tüm ribaund sayısı kadar Prag takımının hücum ribaundu sayısı vardı. Kaçan serbest atışlar, çemberi döven şutlar derken temsilcimiz maçta adeta sürklase oldu. Son şampiyon ve grupları yenilgisiz lider bitirmiş olarak geldiği yarı finalden 71-91 yenik durumda olarak ayrıldı. Bu sonuçla USSK Prag takımı ilk finalist oldu. Fenerbahçe Opet ise final maçından önce oynanacak olan üçüncülük maçına çıktı. Maçın MVP’si 29 etkinlik puanı, 16 sayı, 16 ribaund, 1 top çalma 1 blok ile Ezi Magbegor oldu. Valencia – Çimsa ÇBK Mersin Günün ikinci yarı final maçında da etkili başlayan ev sahibi olmanın da etkisiyle Valencia oldu. Temsilcimiz özellikte ilk çeyrekte yarı final heyecanıyla birlikte rahat atışlar bulsa da kaçırarak başladı. Çeyreğin sonuyla birlikte hem oyun üstünlüğünü hem de skor üstünlüğünü ele geçirdi. Johannes’in üçlükleri Natasha Howard’ın pota altı etkinliği ve Yvonne Anderson’un savunmasıyla özellikle üçüncü çeyrekte farkı çift hanelere kadar çıkardı. Son çeyrekte erken yapılan fauller ve anlık konsantrasyon kayıpları Valencia takımının geri dönüşü için zemin hazırlamış oldu. Öyle ki bitime 3.34 kala 61-61’de skor eşitlendi. Bu aşamadan sonra hep karşılıklı sayılar ile gidilen maçın son dakikalarına Yvonne Anderson damga vurdu. 64-64 eşitliğinden sonraki 4 sayıyı atan oyuncu son savunmada da oldukça önemli rol oynadı ve temsilcimiz 66-68 ile finale çıkan ikinci takım oldu. Çimsa ÇBK Mersin Maçın MVP’si 17 etkinlik puanı, 16 sayı, 8 ribaund, 1 top çalma ile Natasha Howard oldu. Final ve üçüncülük maçlarından önce yapılan etkinlikte sezonun enleri ödülleri verildi. Sezon MVP’si: Emma Meesseman (üst üste üçüncü oldu), Fenerbahçe Opet En İyi Savunma Oyuncusu: Gabby Williams, Fenerbahçe Opet En İyi Genç Oyuncu: Martin Carrion, Perfumerias Avenida En İyi Koç: Ruben Burgos, Valencia Basket En İyi Takım: Emma Meesseman (Fenerbahçe Opet), Gabby Williams (Fenerbahçe Opet), Iliana Rupert (Çimsa ÇBK), Alina Iagupova (Valencia Basket), Maria Konde (USSK Prag) 13 Nisan Pazar günü önce temsilcimiz Fenerbahçe Opet üçüncülük karşılaşmasına çıktı. Fenerbahçe Opet – Valencia Şampiyonluk umuduyla yola çıkan Fenerbahçe ve ev sahibi olduğu turnuvada kupa ve madalya almak isteyen Valencia sadece kazananın madalya alabileceği üçüncülük maçında karşı karşıya geldiler. İki takım da yaşadıkları hayal kırıklığının etkisiyle maça düşük başladılar. Maç skoru da ona göre düşük sayılarla ilerledi. Maça önde başlayıp devreye de önde giren Valencia olsa da son çeyrekte oyuna özellikle savunma tarafında ağırlığını koyan Fenerbahçe karşılaşmayı 49-59 kazandı ve bronz madalyasını taktı. Fenerbahçe Opet Maçın MVP’si 24 etkinlik puanı, 16 sayı, 10 ribaund, 3 asist, 1 top çalma 2 blok ile Emma Meesseman oldu. Çimsa ÇBK Mersin – USSK Prag Final maçı adeta fırtına gibi başladı. Prag takımı sanki yarı finali bir daha oynuyormuş gibi bir rahatlıkla öne çıktı. Hem skor hem de oyun üstünlüğünü çok kısa sürede ele aldı. Özellikle pota altında Jones ile yarattıkları dominasyonu maç boyunca kırmak çok zordu. Temsilcimiz açısından ise hücumdaki verimsizlik savunmayı da etkiledi. Doğru atışları bulduklarında ise de şanssızlıklar peşini bırakmadı ve toplar çemberden çıkmanın bir yolunu hep buldu. Ayayi’nin üçlükleri ve boyalı alanda alınan sayılarla Prag takımı devreye 29-42 önde girdi. İkinci yarı başladığında herkes Prag için rahat bir ilerleyiş beklerken ÇBK Mersin kendi kalitesini ve yeteneklerini ortaya döktü. Üçüncü çeyrek bitimine 2 dakika kalana kadar rakibe sayı izne vermeyen temsilcimiz 13-0 seri ile durumu 42-42’ye getirdi. bu dakikadan sonra her ne kadar aynı eforu sürdürmek isteseler de hem yorgunluk hem de rakibin kaliteli elleri etkili oldu ve maç sonuna kadar durum böyle gitti. Maçın son dakikalarına girildiğinde her iki takım da sonucu kabullenmiş durumdaydı. Karşılaşmayı 53-66’lık skorla kazanan USSK Prag Euroleague Women’in 2025 yılı şampiyonu oldu. Temsilcimiz Çimsa ÇBK Mersin’de bir yılın ardından turnuvayı tekrar gümüş madalyayla tamamlamış oldu. Finaller MVP’si 24.7 etkinlik puanı, 19 sayı, 7.7 ribaund, 2 asist ortalamaları ile Brionna Jonesi oldu. Kadınlar basketbolunun zirvesinden Türk takımları olarak bir gümüş bir bronz madalya ile döndük. Önümüzdeki yıllarda kupanın tekrar ülkemize geleceğinden elbette şüphemiz yok. Temsilcilerimizi başarılarından dolayı tebrik ediyoruz. Daha çok spor konuşabildiğimiz güzel günlerde tekrar görüşünceye dek sağlıcakla kalın Linesman’la kalın… Tüm basketbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
- UFC 314'te Volkanovski Rüzgarı!
UFC 314 PPV gecesi, Miami'deki Kaseya Center'da gerçekleştirildi. Gecenin ana maçında Alexander Volkanovski ile Diego Lopes UFC tüy sıklet kemeri için mücadele etti ve Volkanovski yeniden şampiyonluğa ulaştı. Yan ana maçta ise hafif sıkletler Michael Chandler ile Paddy Pimblett kozlarını paylaştı. Pimblett, büyük bir galibiyete imza attı. UFC tüy sıklet kemeri Ilia Topuria'nın hafif sıklete geçmesi ile birlikte boşa çıkarılmıştı. UFC, boşa çıkarılan kemer için eski şampiyon Alexander Volkanovski ile sıkletin yükselen ismi Diego Lopes'in karşı karşıya gelmesine karar verdi. Kemeri uzun süre elinde tutan Volkanovski, Islam Makhachev ve Ilia Topuria karşısında aldığı ağır nakavtlı mağlubiyetlerle büyük darbe almıştı. Bu kemer maçı onun için bu kötü gidişata son vermek ve tekrardan zirveye çıkmak için bir şans oldu. Bu karşılaşma Diego Lopes için ise uzun süredir hayalini kurduğu kemere ulaşma fırsatıydı. Lopes, son beş maçında yakaladığı galibiyet serisi ve izleyicilere keyif veren dövüş tarzıyla bu maça çıkmayı hak ettiğini göstermişti. Alexander Volkanovski v Diego Lopes Alexander Volkanovski, karşılaşmada tecrübesini ilk kez kemer maçına çıkan Diego Lopes karşısında iyi bir şekilde kullandı. Maçın başından sonuna kadar aynı strateji ile dövüştü. Sürekli hareketli kalarak hem rakibinin yumruklarına kolay hedef olmadı hem de yumruk sayılarında üstünlük kurdu. Diego Lopes ise kendisini bu maça kadar öne çıkaran oyun planına bu karşılaşmada başvurmadı. Beş raundluk maça göre bir taktik plan belirlediği görülüyordu. Sürekli atak yapan tarzda değil daha çok kontraları kovalayan tarzda bir dövüş taktiğni benimsedi. Fakat bu başarılı olmadı. İkinci ve dördüncü raundlarda bu kontralarla rakibini sarsdığı anlar oldu fakat devamı gelmedi. Alexander Volkanovski diğer raundları almayı başardı ve hakemlerin ortak kararıyla galip gelerek kemerin yeniden sahibi oldu. Alexander Volkanovski, 36 yaşında şampiyonluğa ulaşarak yarı orta sıkletin aşağısında şampiyonluğa ulaşan en yaşlı dövüşçü oldu. Volkanovski, yaşadığı zor günlerden sonra tekrardan kemeri alarak büyük bir geri dönüşe imza atmış oldu. Avustralyalı dövüşçü maçtan sonra yaptığı açıklamada; "Zorluklar bir ayrıcalıktır." diyerek kötü günleri atlatmasına yardımcı olan yolu gösterdi. Paddy Pimblett Gecenin yan ana maçında Michael Chandler ile Paddy Pimblett karşı karşıya geldi. Pimblett, Chandler'ı üçüncü raundda teknik nakavtla mağlup etmeyi başardı. Pimblett, bu sonuçla birlikte kariyerinin en önemli galibiyetlerinden birini aldı. Michael Chandler gibi güçlü bir ismi yenerek sıkletin iddialı isimlerinden biri olduğunu kanıtladı ve kemer yarışına dahil oldu. Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- İsveç ve Norveç'te VAR Kararı
Futbol , yenilenen kurallarıyla kendisini yenilese de yakın zamanda da uygulanacak yeni kurallarıyla tartışılmaya devam ediyor. Futbolun yakın zamandaki teknoloji uygulaması VAR yeniden gündem oldu. Norveçli futbol severlerin ülkelerinde istemediği VAR uygulaması kulüpler tarafından kabul edilmedi. Geçtiğimiz yıl İsveç, Video Yardımcı Hakem (VAR) uygulamasını kaldıran ilk ülke olmuştu. İsveç Futbol Federasyonu Başkanı Fredrik Reinfeldt, İsveç liginin en üst ligi olan Allsvenskan'da 16 kulübün VAR uygulamasına karşı olduğunu belirterek, uygulamanın kaldırıldığını açıkladı. Federasyon Başkanı Reinfeldt, kamuoyuna resmî açıklamayı duyurduğunda UEFA'nın İsveç Futbol Federasyonu üzerinde VAR uygulaması için herhangi bir baskı yapmayacağını da sözlerine eklemişti. Futbol dünyasının teknoloji yardımıyla yeni uygulaması VAR; İngiltere ve İtalya'da yenilikler katarak ülke federasyonları tarafından stadyumlarda uygulanmaya başladı. İtalya'da da 30. hafta itibariyle test edilip başlayacak. Yeni uygulama hakemlerin pozisyonları değerlendirmeleri VAR'a bakarak taraftara ve ekran başındaki izleyenlere bilgiler verecek. Stadyumdaki dev ekranlara görüntüler yansıtılacak. Son olarak Dünya futbolunda resmi olarak 2018'den bu yana kullanılmaya başlanan video yardımcı hakem (VAR) sistemi Norveç'te tepkilere ve protestolara neden olan son ülke oldu. Norveç'te 2023 yılında kullanılmaya başlanan VAR sistemi, 2024 yılının temmuz ayında Rosenborg - Lillestrom maçının başlamasına kısa bir süre kala taraftarlar sahaya tenis topları, sis bombaları atması üzerine tatil edilmişti. Norveç'in en üst ligi Eliteserien ve First Division'daki kulüpleri temsil eden Norsk Toppfotball (NTF) 32 takım, Norveç Futbol Federasyonu'ndan VAR sisteminin en kısa sürede durdurulmasını talep eden bir önergeyi 19'a karşı 13 oyla kabul etmişti. Fakat Norveç Futbol Federasyonu VAR uygulamasının yapılmadığı amatör kulüpleri de kapsayan 450 üyesinin tamamından VAR uygulamasının devam etmesi veya sonlandırılması oylamalarını istedi. 321 oy sistemin devam etmesi lehinde, 129 oy ise aleyhinde oy kullandı. İsveç ve Norveç'te VAR Kararı 28 Mart Cumartesi başlayan Eliteserien liginde bulunan takımların taraftarları son kararı protesto etmek için her maçın ilk 15 dakikasında stadyumlara girmeme kararı aldı. Norveç Taraftar Birliği (NSA) bu girişimi "sessiz bir gösteri ve yürüyüş" olarak adlandırdı. Yılların en üst lig temsilcisi olan ve bir alt ligde bulunan Valerenga taraftar grupları ortak açıklama yaparak "demokrasinin Norveç futbolunun kontrolünü ele geçirmek isteyen anti-demokratik güçlerin saldırısı altında olduğu konusunda farkındalık yaratmayı amaçladığı" belirtildi. Taraftarlar profesyonel kulüplerin iradesinin NFF tarafından hiçe sayıldığı görüşünde. Üst lige çıkma mücadelesi verecek olan Valerenga'da taraftarlar yine ortak bildiride kendi taraftarlarına da "Herkesin sevgili Valerenga'mızı yeniden ligde görmeyi dört gözle beklediğini anlıyoruz ancak herkesi ilk 15 dakikayı izlemek için başka çözümler bulmaya teşvik ediyoruz. Örneğin, mekanlar maçı büyük ekranda gösterecek. Maçları durdurmak için hiçbir girişimde bulunulmayacağını vurgulamak isteriz" dendi. İsveç'ten sonra bir diğer İskandinav ülkesi Norveç'te futbol severler özellikle VAR uygulaması yapılan ligler de kulüplerin demokrasi hakkının hiçe sayıldığı gerekçesiyle protestolarına devam ediyor. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- UFC Nisan Ayı (2025) Panoraması
UFC Nisan ayında 2’si dövüş gecesi 1’i de ana etkinlik olmak üzere toplamda 3 etkinlik gerçekleştirecek. Bir kemer maçına tanık olacağımız bu ayda UFC, Kansas City’e de geri dönecek. BİLGİLENDİRME: Bu ayki panorama yazımız geçtiğimiz haftaki değişiklikler ve yazarın kişisel nedenlerinden dolayı gecikmiş olup geçtiğimiz hafta yapılan Emmett vs Murphy kartı bu yazıya dahil edilmemiştir. Gecikme için özür diler ve keyifli okumalar dileriz. UFC 314: Volkanovski vs Lopes (12 Nisan – Miami, FL) Gecenin ana karşılaşmasında eski UFC Tüy Sıklet Şampiyonu “Büyük İskender” Alexander Volkanovski (26-4) ile yükselen yıldız Diego Lopes (26-6) boştaki UFC Tüy Sıklet Şampiyonluk kemeri için karşı karşıya gelecek. Ilia Topuria kemerini bıraktı ve hafif sıklete çıktı dolaysıyla 145 lbs için bir şampiyona ihtiyaç var. Volkanovski için son 2 yıl oldukça sorunlu geçti. Islam’a iki kez kaybetti sonra da Topuria’ya ağır nakavt oldu. Bir yıllık aranın ardından kafeste olacak. Lopes ise adeta uçuyor. Evloev’e kaybettiği debut maçından sonra yenilmedi ve en son Brian Ortega’yı yenerek kemer şansını elde etti. Volkanovski, komple bir stile sahip hem yerde hem ayakta rakipleriyle kapışmaktan çekinmeyen bir isim. Ama Lopes’in hızlı temposuna ayak uydurabilecek mi, orası biraz karışık. Kendinden hızlı olan Ilia’ya nakavt olmuştu. Şimdi ise belki de Ilia’dan daha hızlı birisiyle kapışacak. Lopes ise daha çok submission seven ama nakavtlı bitirişleri de bir hayli fazla olan bir isim. Maçta her iki taraf da kontrollü başlayacaklardır. Maçta kim kendi stilini kabul ettirirse o maçı alacaktır. Bakalım 35 yaş laneti Volkanovski’ye de vuracak mı? Lopes, Brezilyalıların yıllardır beklediği ana kemeri tekrardan alabilecek mi? “Büyük İskender” tahtını geri alabilecek mi? Hepsinin yanıtını sabaha karşı alacağız keyifli seyirler. UFC 314: Volkanovski vs Lopes (12 Nisan – Miami, FL) Gecenin yan ana karşılaşmasında Michael Chandler (23-9) ile Paddy Pimblett (22-3) karşı karşıya gelecek. Bir zamanlar UFC’ye fırtına gibi giren Michael Chandler için sıra gatekeeper’lık sırası. Pimblett yükselişte ancak belki de ilk kez bu kadar zorlu bir testte olacak. Chandler için merdiven 39’a dayansa da o hala enerjik ve UFC’ye ilk giriş yaptığı zamanlardaki gibi istekli. Pimblett’ın en büyük oyunu submission. Ama Chandler gibi güreşi çok iyi olan birine karşı işleyip işlemeyeceği maçta belli olacak. Chandler, yine güçlü fiziğini kullanıp Pimblett’ı baskı altına almak isteyecektir. Pimblett ise boy avantajını kullanıp submission aramak isteyecektir. Zevkli bir eşleşme bizleri bekliyor. Gecenin bir diğer önemli karşılaşmasında Yair Rodriguez (19-5-1 NC) ile Patricio Pitbull (36-7) karşı karşıya gelecek. Pitbull bu maçta UFC başlangıcını yapacak. Pitbull bir Bellator efsanesi ve orada yıllarca dövüşüp kemerleri kazandı. PFL ile anlaşamayınca yolu UFC’ye düştü ve bir maçın ardından kemere bile gidebilir. Yair sıklette 5. sırada dolaysıyla Pitbull maçı kazanırsa doğrudan kemer potasına giriyor. Yair komple bir stiler sahip olsa da zaman konsantrasyon kaybı yaşıyor ve basit hatalar yapabiliyor. Pitbull bunları tecrübesiyle değerlendirmek isteyecektir. Güzel bir eşleşme ve yılın dövüşüne aday olabilir. Keyifli seyirler. UFC on ESPN 66: Machado Garry vs Prates (26.04 / Kansas City) Gecenin ana karşılaşmasında Ian Machado Garry (15-1) ile Carlos Prates (21-6) karşı karşıya gelecek. Aslında ana maçta Jamahal Hill ve Khalil Rountree Jr. karşı karşıya gelecekti ancak Hill sakatlanınca maç iptal oldu. Sonrasında Prates’in UFC 314’teki rakibi Geoff Neal sakatlanınca Prates o karttan alındı, Garry de maç teklifini kabul edince ikili bu kartta ana maçta yer alacaklar. Garry ikinci kez “short notice” olarak kafeste olacak. Kaybettiği Shavkat maçını 21 gün önce alan Garry bu maçı da 25 gün önce kabul etti. Kamp avantajı Prates’te çünkü hali hazırda kamp yapıyordu. Garry özellikle Chute Boxe’a geçtikten sonra grappling’de inanılmaz bir seviyeye çıktı. Bunu kullanmak isteyecektir. Çünkü Prates 3 kez submission ile yenildi. Prates elit bir striker. Bunu kullanmak ve nakavtı bulmak isteyecektir. Garry için de Prates için de riskli eşleşme ve 5 raunt. Kesinlikle izlemeye değer. UFC on ESPN 66: Machado Garry vs Prates (26.04 / Kansas City) UFC’DE NİSAN RÜZGARI! Nisan yağmurlarının evlerimize girdiği bu dönemde UFC yine bizleri eğlendirmeye devam edecek. Yağan yağmurun hoş sesi eşliğinde bu kartları takip etmenizi öneririz. Keyifli Seyirler! Dövüş sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- 2025 Kupa Voley Fenerbahçe Medicana'nın!
Herkese merhaba. 4-5 Nisan 2025 tarihlerinde İzmir’de düzenlenen Axa Sigorta Kupa Voley, bugün oynanan final karşılaşmasıyla sona erdi. Finalde Eczacıbaşı Dynavit ile karşılaşan Fenerbahçe Medicana karşılaşmayı 3-0 kazanarak kupanın sahibi oldu. Fenerbahçe Medicana bu sonuçla birlikte üst üste ikinci, toplamda ise beşinci kez kupaya uzandı. Turnuvada "En Değerli Oyuncu" ödülü Melissa Vargas’ın oldu. Gelin hep birlikte bu iki günlük voleybol festivaline göz atalım… Fenerbahçe Medicana 4 Nisan 2025’te saat 15.00’te ilk yarı final, Fenerbahçe Medicana ile Türk Hava Yolları arasında oynandı. Karşılaşma boyunca rölantide oynayan sarı lacivertliler, rakibinin de hata yapmasıyla birlikte çok da zorlanmadı. İlk iki set ortada oynansa da 2-0 öne geçtikten sonra Fenerbahçe Medicana son setin başından itibaren seti kopardı. Bu karşılaşma; 26-24, 25-23, ve 25-13’lük setlerle 3-0 sona erdi. Fenerbahçe adına Arina Fedorovtseva 17 sayıyla maçın en skoreri olurken, Türk Hava Yolları’nın en skorer ismi 11 sayı ile Julia Bergmann oldu. İlk maçın ardından saat 18.30’da ikinci yarı final Eczacıbaşı Dynavit ile Vakıfbank arasında oynandı. Bu karşılaşma izleyenlere tam olarak voleybol şöleni yaşattı diyebiliriz. Maç içerisinde rekabet bir an olsun düşmedi denilebilir. Heyecan hep üst seviyedeydi ve bu da her setin sonucuna da yansıdı. Kazananın beş sette belirlendiği karşılaşmayı; 25-18, 25-27, 25 22, 18-25 ve 15-10 setlerle Eczacıbaşı Dynavit kazandı. Tijana Boskovic 26 sayıyla takımının en skoreri olurken, Marina Markova’nın 29 sayısı ne yazık ki yeterli olmadı. Fenerbahçe Medicana Bugüne geldiğimizde ise saat 16.00’da başlayan final karşılaşmasında yarı finallerin kazananları karşı karşıya geldi. Maç sonucuna bakarsanız sonuç sizi yanıltabilir. Zira karşılaşma oldukça çekişmeli geçti. Setlerin genelini Eczacıbaşı Dynavit önde götürse de set sonlarını bir türlü oynayamadı. Bunun Fenerbahçe Medicana’nın iyi reaksiyon vermesine bağlayabileceğimiz gibi Eczacıbaşı’nın stresle baş edemediğini de söyleyebiliriz burası size kalmış... Oldukça çekişmeli geçen final karşılaşmasını; 26-24, 25-22 ve 28-26 set skorlarıyla Fenerbahçe Medicana kazandı ve kupanın sahibi oldu. Sarı lacivertli ekip üst üste iki, toplamda da beşinci kez kupayı müzesine götürmeyi başarmış oldu. 2025 AXA Sigorta Kupa Voley’de yarı final ve final karşılaşmaları bu şekildeydi. Kupayı kazanan Fenerbahçe Medicana’yı tebrik ediyoruz. 9 Nisan 2025 Çarşamba günü ligde şampiyonluk play-offları başlıyor. Görüşmek üzere, sağlıkla kalın, Linesman’le kalın… Voleybol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
- Yasemin Şahin Röportajı
Herkese merhabalar! Tecrübeli voleybolcu sevgili Yasemin Şahin ile harika bir röportaj gerçekleştirdik. Değerli vaktini bize ayırdığı için Yasemin Hanım'a şahsım ve Linesman ekibi adına çok teşekkür ediyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim! Öncelikle röportaj için teşekkür ederiz. Bizler sizi zaten tanıyoruz ancak tanımayan Linesman okuyucuları için kendinizden bahsedebilir misiniz? Merhaba, Ben Yasemin ŞAHİN. 14 yıldır profesyonel olarak voleybol oynuyorum. Şu anda Zeren Spor Kulübü'nde forma giyiyorum. Milli takımımızda bir dönem görev aldım. Eğitimimi Kocaeli Üniversitesin’de Beden Eğitimi Öğretmenliği ve sonrasında Çocuk Gelişimi bölümü ile tamamladım. Yasemin Şahin Voleybola başlama sürecinizden bahsedebilir misiniz? Voleybola başlamamda ki en büyük etki beden eğitimi hocalarıma aittir. Lisenin başlangıç döneminde kısa süreliğine "kano" branşı ile ilgilenirken İdris hocama denk geldim ve beni antrenmanına davet etti. İlk antrenmandan sonra voleybol oynamak istedim. 6 aylık bir süreden sonra gençler Türkiye şampiyonası turnuvasına katıldık ve İstanbul’da bir takıma transfer oldum. Böylelikle geç ama hızlı bir giriş ile voleybol kariyerime başladım. Yaşım başlamak için biraz geçti bu yüzden herkesten çok çalışmam gerektiğinin farkındaydım. Hem hırsım ile hem de antrenörlerimin destekleri ile kariyerimi sıfırdan ve kendi çabam ile inşaa ettim. Size süreci en kısa haliyle anlatmış olsamda her başarılı sporcu gibi bugünlere gelmemde çok fazla emek, gözyaşı ve başarı hikayesi var İlerleyen yıllar ile ilgili planlarınız nelerdir? Bugüne kadar hem kariyerimin hem hayatımın her aşaması küçüklü büyüklü hedefler ile ilerledi. Beni başarılara götüren şeyin bu olduğuna inanırım ve her zaman a-b-c- planım vardır. Şu anda 30 yaşındayım ve geriye dönüp baktığımda hedeflediğim her şeye ulaştığımı görüyorum ve kendimle bu konuda gurur duyuyorum. Ve çevremde ne zaman umutsuz biri görsem umut olmaya çalışıyorum. Şu anda sıfır noktasından yeni hayat planlarımı yaptığım bir dönemdeyim, daha çok ‘An’a ve kendime odaklandığım ve açıkcası odak noktamı voleybol oynarken beraberinde gerçekleştirmenin mümkün olmadığı hayallerime çevirdim. Mesala seyahat etmek, voleybol dışında sevdiğim pilatesi daha profesyonel yapabilmek için eğitim almak gibi. O yüzden net bir cevap veremiyorum çünkü sorunuzu bende kendime her gün soruyorum. Kariyer planlamanızda yurt dışında oynama gibi bir hedefiniz var mı? Cevabım bir önce ki sorunun içerisinde saklı aslında. Bu benim kesinlikle deneyimleyip kendimi görmek istediğim bir aşamaydı, en büyük hedeflerimdendi. Covid dönemi öncesinde Türkiye'de ki sezonum bittiğinde yeni sezon başlayana kadar Filipinler'de oynadım. Hem farklı bir ülke hem farklı bir voleybol kültürü görmek istedim. Benim için deneyim dolu çok güzel bir süreçti. Ama beraberinde çok zorluk getirdiğini de gördüm ve Türkiye'de voleybol bu kadar yüksek seviyelerde oynanırken güçlü rakiplerime karşı oynamak ve burada kalmak istedim. Ama tabii bu bir tercih ve öncelik meselesidir. Zeren Spor’un bir yatırım içerisinde olduğunu görüyoruz. Ekiple ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz? Zeren Spor Kulübü bu sezon ilk kez Sultanlar Ligi 'nde mücadele ediyor ve bence çok başarılı bir sezon geçiriyoruz. İlk düşüncem takım arkadaşlığının ve takım kimyasının çok ama çok güçlü olması bizi bu sezon bu noktalara getirdi. Çünkü yeni oluşumdaki kulüplerin yıllardır ligi tecrübe eden kulüplere karşı zamana ihtiyacı vardır. Hem saha içinde hem saha dışında bir düzen ve bir sistemin oturması zaman alır. Ama biz bunu bence kendi içimizde çok iyi yönettik. Vakıfbank ve Fenerbahçe gibi çok güçlü rakiplerimizi yenmeyi başardık. Zaten güçlü bir takım olduğumuzu biliyorduk ve bunu sahada göstermeliydik. Hedeflerimiz vardı ve onlara ulaşmak için her şeyimizi verdik, gerçekten her şeyimizle sahada oluyoruz bu da bizim en gizli gücümüz oldu. Bu sezon 5. setlerde hep kazanan taraf olduk ve sezonun en çok 5. set oynayan takımıyız. Ben inanıyorum ki bunun gerçek bir başarı hikayesi olduğunu ilerleyen yıllarda da göreceğiz. Sizin aracılığınız ile önce başkanımıza teşekkür etmek istiyorum. Bizden desteğini hiç esirgemediği için ve bana unutulmaz bir sezon yaşattıkları için takım arkadaşlarıma sevgilerimi gönderiyorum. Bilindiği üzere çok yoğun ve yorucu bir voleybol takvimi var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gerçekten gözüktüğü kadar yoğun mu yoksa abartılma durumu var mı? Maç takvimi gerçekten çok yoğun ve yorucu bir süreç oluyor. Avrupa maçları oynayan takımlar için çok zorlayıcı olabiliyor özellikle deplasman kısımları. Bu süreci iyi yönetmek önce sporcunun kendi yaşam tarzına sonrada antrenörlerin planlamasına kalıyor. Ama ben bu takvimlerin her branş için yoğun olduğunu düşünüyorum ve federasyonların olabilecek en pozitif şekilde planma yaptığını düşünerek normal buluyorum. Voleybol haricinde takip ettiğiniz spor dalları var mıdır? Bu yaz tenis ile tanıştım, daha öncesinde maçları izliyordum ama hiç oynamamıştım ve çok sevdim. Wimbledon turnuvasına gidip maçları izledim ve ilgim daha da arttı. Onun dışında pilatesi yıllardır sezon içinde ek antrenman olarak programıma ekliyorum. Koşu ile ilgileniyorum, İstanbul yarı maratonuna katıldım. Hiçbiri voleybol kadar profesyonel olmasa da kendimi iyi hissettiğim sporlar diyebilirim. Yasemin Şahin Sevgili Yasemin Şahin ile sizler için güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz paylaşarak bize destek olabilirsiniz. Önerilerinizi de yorum kısmına bekliyoruz. Linesman'le kalın! Tüm voleybol haberleri ve röportajlar için bizi takipte kalın!
- Milliler, Macaristan Karşısında Avantajı Elde Etti!
A Milli Futbol Takımımız UEFA Uluslar Ligi Play-Off Turu ilk maçında Ali-Sami Yen Spor Kompleksi’nde Macaristan ile karşılaştı. Millilerimiz karşılaşmaya; Uğurcan Çakır, Kaan Ayhan, Samet Akaydın, Abdülkerim Bardakçı, Eren Elmalı, Orkun Kökçü, Hakan Çalhanoğlu, Oğuz Aydın, Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz ve Kenan Yıldız ile başladı. Macaristan ise karşılaşmaya; Dibusz, Dardai, Orban, Fiola, Nagy, Nikitscher, Schafer, Bolla, Kerkez, Szoboszlai ve Varga ile başladı. Milliler; Orkun, Kerem ve İrfan Can’ın golleriyle 3-1 galip geldi ve rövanş için avantajı kaptı. Kerem Aktürkoğlu Millilerimiz aradığı golü maçın başında buldu. Geriden oyun kurarken, Abdülkerim’in uzun pasında topla buluşan Oğuz’un pasında Orkun ceza sahası yayından düzgün bir plase ile topu filelerle buluşturdu. Bu dakikadan sonra daha kontrollü oynanmaya başlandı. Ön alandaki baskısını arttıran Macaristan tehlikeli ataklarla gelmeye başladı. Bu ataklarda başta Uğurcan olmak üzere iyi savunma yapsak da ne yazık ki 25. dakikada topu kalemizde gördük. Savunmadan çıkarken Uğurcan’ın hatalı pasında topu kaptırdık. Gerçekleşen kontratakta sağ kanattan gelen ortayı Varga’nın indirdiği topa Schafer vuruşu yaptı. Kale çizgisinin üzerinde Abdülkerim topa müdahale etmeye çalışsa da başarılı olamadı ve karşılaşmaya denge geldi. Gol pozisyonunda sakatlanan Kaan Ayhan maça devam edemedi ve Mert Müldür ile değişti. İlk yarının geri kalan kısmında karşılıklı ataklar olsa da gol sesi çıkmadı ve ilk yarı 1-1 eşitlikle sona erdi. İkinci yarıya Deniz Gül – Barış Alper Yılmaz değişikliği ile başlayan milliler, klasik dokuz dediğimiz santrafor ile oynamaya başladı. İkinci yarı karşılıklı ataklar ile başlasa da dakikalar 69’u gösterdiğinde sağ kanattan gelişen atakta Oğuz’un yaptığı ortada geriden gelen Kerem’in düzgün kafa vuruşu millilerimizi tekrar öne geçirdi. Bu dakikadan sonra oyuncu değişikliği yapıldı ve iki asist ile maçın yıldızı olan Oğuz Aydın yerini İrfan Can Kahveci’ye bırakırken, ilk golümüzü atan Orkun Kökçü’de yerini İsmail Yüksek’e bıraktı. Golden yalnızca dört dakika sonra, sağ kanattan Mert Müldür’ün yaptığı ortada Kerem topu indirdi ve İrfan Can düzgün bir vuruşla üçüncü golümüzü buldu. Bu dakikadan sonra rahatlayan milliler daha kontrollü oynamaya başladı. Geri kalan dakikalar milli takımımız için rahat geçti ve 3-1 kazanmayı başardık. Türkiye - Macaristan Bu karşılaşmayı kazanmak güzel olsa da her şey bitmiş değil daha oynanacak bir karşılaşma daha var onu da kazanarak Uluslar Ligi A Grubu’na yükselmek istiyoruz. Kalbimiz sizinle, Bizim Çocuklar! Bizim Çocuklar ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!