Serena Williams, kadınlar tenisinde milenyum sonrası akla gelen ilk isimlerden. Erkeklerdeki büyük üçlünün yarattığı dominasyonu, neredeyse tek başına yaşattı. Dönem dönem zorlayan isimler çıksa da hep 1 numara olarak anılmayı başardı 40'ına merdiven dayayan ABD’li raket. Bunu başarmasında en büyük pay ise 23 Grand Slam kazanması. Yaşı, mental durumu, sakatlığı, hamilelik durumu vb. birçok durumla baş etse de en büyük hedefi Margaret Court’u geçebilmek. Court şuan 24 Grand Slam ile en çok GS kazanan WTA oyuncusu. Serena kendi problemlerini aşmaya en yakın olduğu 2022 Wimbledon’da ilk turda Tan’a elenerek hazır olmadığını gösterdi. Bu da demek oluyor ki, işler eskisi gibi daha rahat olmayacak onun için. Çünkü rekabet iyice kızışmış durumda.
Kadın tenisinde en büyük eksiklik olarak görülen durumlardan biri istikrar. Raketler değil takvim yılı içerisinde, maç içerisinde bile büyük düşüşler gösterebiliyor. Özellikle Grand Slam geçişlerinde sertten toprağa, topraktan çime geçişlerde oyuncular arasında en az afallayan, kura şansını cebine koyan, daha az sakatlık yaşayan her zaman avantajı cebine koyuyor. Çok büyük dominasyonların olmadığı kadın tenisinde, eskinin dominant karakteri Serena Williams sonrası birçok isim ön plana çıkıyor. Bizde bu isimleri Amerika Açık’ın başlamasına 1 ay kadar bir süre kala, öne çıkan bazı isimleri hep beraber inceleyelim.
Dünya 1 numarası Iga Swiatek son dönemde müthiş bir vites arttırmış durumda. Ender görülen harika bir çıkış göstererek, 35 maçlık harika bir seri ile Wimbledon’a gelmişti. Çim kort tecrübesinin az olması büyük bir soru işaretiydi ve 2 tur geçip -görece kolay- Fransız Alize Cornet’e eleniyordu. Son dönem kadın tenisinin en büyük yıldız adaylarından olan Iga, büyük bir Nadal hayranı ve antrenörüyle çalışıyor olması, gelişime açık çok yönlü oyunuyla elbette önde gelen isimlerden olacaktır. Özellikle çim ve toprakta çok etkili olan Polonyalı, Eylül ayında Amerika Açık öncesi en büyük favori.
Son 2 Grand Slam'de Rus ve Beyaz Rus sporcuların katılamaması ile teniste dengelerde bir değişim olmuştu. Haziran ayının ortasında yapılan açıklama ile bu sporcuların katılabileceği açıklanmıştı. Zaten çok sivri bir dominasyon olmayan kadın tenisinde bu çeşitlilik artmasıyla daha sert bir rekabet izlenilebilir. Beyaz Rus kontenjanından, şahsen stilini çok beğendiğim Aryna Sabalenka özellikle gücü ile fark yaratıyor. Güçlü forehandi ile oyunu rahat domine ediyor. En büyük dezavantajı ise çok çabuk oyundan düşmesi ve istikrarsızlığı. Bunu aşabildiği her maç favori olmaması için hiçbir engel yok. Daria Kasatkina, Veronika Kudermetova, Ekaterina Alexandrova gibi Ruslar ise hep bir kapalı kutu. İlk turda elenme potansiyelleri de var yarı final hatta ötesini görmeleri de. Bu 3'lü de en belirgin oyuncu Kasatkina nereye kadar gidebilir göreceğiz.
Dünya 2 numarası Estonyalı Anett Kontaveitt ise oldukça formda geliyor. Özellikle en sevdiği zemin sert korta dönüşte zorluk yaşamayacağı aşikar. Bu turnuvada en önemli favorilerden biri olacaktır. 3 numara Yunan Maria Sakkari, son Grand Slam finalisti Ons Jabeur ise bu sezonun diğer formda oyuncuları. Genellkle güçle oynayan bu 2 sporcunun da en tepeyi zorlamaması için hiç bir sebep yok.
Ev sahibi avantajı yaşayacak olan favori sporcu sayısı ise oldukça fazla. Genç yetenek Cori Gauff en öne çıkan isim. Pegula, Collins, Anisimova, Madison Keys'in yanında bu sezon bir parça daha adım atabilen Alisson Riske neler yapabilir hep beraber göreceğiz. Son ABD Açık şampiyonu Emma Raducanu ve son Grand Slam şampiyonu Elena Rybakina ise diğer ağır toplar. Rybakina özellikle maç sayısını aldıktan sonraki poker-face haliyle herkesin aklına kazındı- ki bu onun oyun görüşüne de oldukça hakim bir duygu durumu-. Raducanu ise şimdlik 'bir turnuvalık oyuncu' modunda. Sponsoru ve menejer değişimleriyle gündeme geldi bu bir yıllık süreçte. Yine son şampiyon ünvanı hala onda. Bu isimler haricinde dark horse nitelendirilebilecek iyi bir yıl geçiren İspanyol Paula Badosa, eski dünya 1 numaralarından Simona Halep, geçtiğimiz yılı harika geçiren Leylah Fernandez ve mental yapısı hafif problemli olan Naomi Osaka' da yapabileceklerinin sınırı olmayan isimlerden.
Serena sonrası Amerika öncesi kısa bir incelemek istedik kadınlar tenisini. Belki bu dominasyona en yaklaştığımız dönemin içindeydik, ta ki Ash Barty tenisi 25 yaşında bırakana kadar. Tenis gibi bireysel sporlar tek başına dominasyon oldukça zor bir durumdur. Bizler bu kavramı uzun yıllar göremeyeceğiz. Ancak WTA bilinmezlikleriyle çok sevilen bir turnuva. Çoklu rekabet her zaman daha tercih edilendir, bizde bu sporu bu yüzden seviyoruz.
Comments