İngiltere Premier League tarihinin 20 kez olmak üzere en fazla şampiyonluk yaşayan takımı Manchester United, Sir Alex Ferguson döneminden sonra büyük çaplı sorunlarla uğraşmaya başladı. Bu sorunlar öncesinde Sir Alex ile tam 13 Lig Şampiyonluğu yaşayan Manchester United, ek olarak 2 Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu elde etti. Bunun yanında pek çok İngiliz Süper Kupası ve İngiliz Lig Kupası Şampiyonluğu ile United tarihinin belki de en büyük efsanesi oldu. Üstelik tüm bunları büyük paralar harcayarak değil tam aksine elindekileri en iyi şekilde değerlendirerek elde etti. Kupalardan daha ötede olan Sir Alex, kulüp için bir "baba" figürü gibiydi. Oyuncularla olan ilişkisi inanılmaz derecede kuvvetliydi. Oyuncu yönetimi denince akıla gelen ilk teknik adamlardandır. Sir Alex, tartışmasız olarak iletişim yönünde usta bir çalıştırıcıydı fakat aynı zamanda saha içinde oldukça iyi gözlem yapan ve bu gözlemleri tek tek masaya yatırıp çözüm üreten bir hocaydı. Altyapı ve scout çalışmalarına çok önem verirdi. Kulüp çalışanı dahil kulüpte kim varsa herkesi tanır ve hepsiyle tek tek ilgilenirdi. 1986 senesinde göreve başlayan Sir Alex, 2013 senesinde teknik adamlık görevini sonlandıracaktı. O andan itibaren kırmızı şeytanların çöküşü böyle başlayacaktı. Özellikle ezeli rakipleri Manchester City’nin de yükselişi dikkat çekecekti. Son senelerde "Manchester, mavidir." sözleri sıkça kullanılmaya başlandı.
Sir Alex sonrası David Moyes, Ryan Giggs, Van Gaal, Jose Mourinho, Ole Gunner Solskjaer, Michael Carrick, Ralf Rangnick görev yaptı. Fakat neredeyse tamamının istenileni veremediği su götürmez bir gerçek. Sadece Mourinho ile 16/17 sezonunda ufak hareketlenme yaşayan Manchester United; UEFA Kupası, İngiliz Süper Kupası ve İngiliz Lig Kupası Şampiyonluğu yaşadı. Takımdan ayrıldıktan uzun bir zaman sonra Mourinho’nun United hakkında çarpıcı bir söylemi de oldu. "Takım benim dönemimden daha kötü durumda. Bu benim için üzücü bir şey, belki insanlar bu durumdan zevk aldığımı sanıyorlar ama ben hiç hoşlanmıyorum."
Gelelim takımın şu an mevcut çalıştırıcısı Erik Ten Hag dönemine…
1 Temmuz 2022 tarihinde göreve getirilen Hollandalı çalıştırıcı, sezona ortalama bir oyun oynatarak giriş yaptı. Hocanın Manchester United için yetersiz olduğunu veya bazı soru işaretleri barındırdığını söyleyen büyük bir kesim vardı. Bu soru işaretlerinin yanında Ronaldo krizi patlak verdi. Erik Ten Hag’ın Ronaldo’ya olan tavrı açık ve netti. Açıkcası başta United taraftarları olmak üzere herkes şaşkındı. Ronaldo’ya olan tavırlarını ve söylemlerini Ronaldo’ya yakıştıramayan insanlar, Ten Hag’ın bu konuda ciddi olduğunu er geç anladı. Aslında zamanla Ten Hag’ın haklılığı ortaya çıktı diyebilirim. Ten Hag için çok ağır eleştiriler yapan insanlar biraz daha dizginleşmişti ve işin sonunda bir United efsanesi, aynı zamanda yıldız oyuncu Cristiano Ronaldo, Manchester United’dan ayrıldı.
Ten Hag şu ana kadar ligde takımın başında 20 maça çıktı. 12 galibiyet, 3 beraberlik ve 5 mağlubiyetlik bir performans sergileyen Ten Hag ve öğrencileri, 39 puanla 4. sıradalar. United’ın eski günlerini bulacağını söyleyen yoğun bir kitle var. Ek olarak Arsenal tarafı da Arteta ile yükselişte. Medya da pek çok yerde "United ve Arsenal’in yükselişi" başlığı altında yazılara, görsellere vs. rastlamanız mümkün.
Ten Hag ve öğrencileri, Avrupa sahnesinde de iyi ilerliyor. 6 maçta; 5 galibiyet ve 1 mağlubiyetleri bulunuyor. Oyuncular anlamında pozitif bir grafik yakalayan Ten Hag, özellikle Eriksen, Luke Shaw, Martinez ve Rashford’dan iyi verim alıyor. Casemiro’yu da kadrosuna katan United ekibi orta saha kurgusunu epey bir genişletmiş oldu. Casemiro, McTominay, Van de Beek, Bruno Fernandes, Eriksen ve Fred ile rotasyonu bol bir kurgu içine girdi. Ten Hag’ın takımda bir dikkat çeken hamlesi de eleştirilen odağında olan Maguire kararıydı. Oyuncuyu yedek kulübesine taşıyan Ten Hag keskin bir karar daha verdi ve bunun pozitif yansımalarını sahada şu ana kadar gördü. Aslında United’da teknik adamların yanında eleştirilen bir transfer politikası var. Herhangi bir oyuncu için girişimde bulunduklarında devreye Liverpool ve City gibi takımların girmesi United’ın elini zayıflatıyor çünkü söz konusu oyuncu son zamanlarda kötü gidişatta olan takıma ne kadar para verirseniz verin gelmek istemez. Dolayısıyla yönetim ve teknik ekip hep orta düzey futbolculara yöneliyor. Gündemde olan tüm oyuncular ellerindeki mevcut oyuncu profilinden daha üstünü veremeyecek, yani sana standartı verebilecek oyuncular oluyor genelde. Takımı zirvelere taşıyacak isimler gündemde olmayınca ve edilen transferler sonrası istenileni vermeyen oyuncuları takımda görünce hayliyle taraftarların eleştirilerine maruz kalınıyor.
Ten Hag ile kulübün prestiji biraz olsun artmış gibi gözüküyor. Özellikle bazı maçlardaki oyun anlayışı dikkat çekiyor. Old Trafford’da oynanan Liverpool maçındaki taktik anlayışı takdiri hak ediyordu. Belki United’a yakışmayacak türdendi ama futbolda artık kazanmak daha önemli hale geldi. Topu rakibine vererek Liverpool’u 2. bölgede karşıladılar. Aldıkları her topu uzun kullanarak topun indiği yere yoğun bir baskıyla gittiler. Golleri de öyle buldular. Liverpool’un hücumlarını çok güzel kırdılar. Özellikle pas kanallarının hakimiyetini üstlerine alarak asla boş koridor oluşmamasını sağladılar. Geride konumlanarak arkaya atılan topları rahatça topladılar ve sonuçta maçı 2-1 kazandılar. Bunun bir benzerini de yakın tarihte ezeli rakibi Manchester City'e karşı yaptılar ve galip geldiler. Tüm bunlarla birlikte Ten Hag’a olan güven hayliyle artmış durumda. Zamanla daha iyiye giden görüntü verdikleri gayet net bir şekilde ortada. Zaman ne gösterir bilinmez ama pozitif havayı da arkasına alan United için o yaşanan eski güzel günler kapıda gibi. En azından taraftarlar öyle umuyor diyelim.
Comments