Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde ilk yarı geçen hafta sonu tamamlanmıştı. Son yılların en çekişmeli ve zevkli play-off ve şampiyonluk yarışına tanıklık etmekte olduğumuz sezonda düşme yarışı da bir o kadar ilgi çekici.
Ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe’ye nazaran basketbolda istikrarı bir türlü tam olarak tutturamasa da hep play-off yarışında olmaya çalışan Beşiktaş, ligin dibine demir atmış durumda. Basketbol şube, şu anda yapılan transferlerle sezonun 2.yarısına neredeyse sil baştan bir kadro kuruyor ancak bu kadronun da birbirine alışması için gerekecek zamanda çok kritik maçlar var. Yakın gelecekte Konyaspor ve -özellikle- Manisa maçlarını kazanmak zorunda olan Beşiktaş’ı çok stresli zamanlar bekliyor.
İlk Yarı
Beşiktaş Emlakjet’in sezonunun 2. yarısına dair öngörülerimizden önce takımın ilk yarı performansına sayılarla bakalım: 3 galibiyet ve 12 mağlubiyet ile son sıra, güvenli bölgeye 2 galibiyet uzaklık ve direkt rakiplerle çift haneli averaj farkı… Gördüğünüz gibi hiç ama hiç iç açıcı bir durumda değil Beşiktaş.
Ama sayıların ve istatistiklerin dışında takımın her hafta aynı şeyler yüzünden maç kaybetmesi ve bu durumun bir türlü düzelmemesi gibi de büyük bir sıkıntı var. Takımda ciddi bir tecrübesizlik ve maç sonu oynayamama var ve bunun olacağı daha kadro kurulurken hissedildi. Sezon öncesi transfer edilen Bryce Brown, Matt Coleman, David McCormack ve Jordan Usher’ın hepsi kolejden mezun olalı daha 1-2 yıl olmuş ve Avrupa basketbolu hakkında neredeyse hiçbir şey bilmeyen oyunculardı. Onların yanına transfer edilen 32’lik Gediminas Orelik haricinde takımda ‘’veteran’’ diyebileceğimiz başka bir oyuncu yoktu. Türklerin de zaten neredeyse hepsi çok genç oyuncular. Burak Can ve Okben, ligi ve atmosferi tanıyan oyuncular olsalar da liderlik yükünü sırtlanabilecek oyuncular değillerdi. Bryce Brown ve Matt Coleman’ın erken ayrılıklarından sonra gelen Matt Mooney de çok tecrübesiz ve Avrupa’ya yeni gelmiş bir Amerikalıydı. Özellikle guard pozisyonunu -ısrarla- tecrübesiz ve bambaşka bir basketbol kültüründen gelen Amerikalılara devreden Beşiktaş’ın, ilk 4 maçtan sonra bir de tek başına skor bulabilen oyuncu eksikliği nüksetti ve çareyi eski oyuncularından 36’lık Jason Rich’i getirmekte buldu. Tecrübe abidesi bir skorer geldi gelmesine ama o eski halinden çok da bir şey kalmamıştı Jason Rich’in.
Beşiktaş’ın mevcut durumunun yegane suçlusu diyemesek de en büyük suçlusu 2 yıldır dengeli bir takım kuramayan yönetim ve basketbol şube. Geçen sezon baya toplama takım olan Beşiktaş, bu sezon 2020/21 sezonunda olduğu gibi genç bir takım kurmak istedi ama şirazeyi kaçırdı. Dengesiz bir kadro yapılanması zaten bir engel değilmiş gibi bir de Ahmet Kandemir’in istifa problemi çıktı. İstifası kabul olmayan Kandemir’in isteksizliği çok rahat okunuyordu ve oyuncular başlarında olmak istemeyen bir koçla 2 hafta daha oynamak durumunda kaldılar, 2’de 0 kaçınılmaz oldu. Darüşşafaka maçında çok akışkan bir basketbolla kazanan Beşiktaş’da sezonun geri kalanı için Polonyalı koç ve eski basketbolcu Igor Milicic ile anlaşıldı ve Beşiktaş, Milicic önderliğindeki 3 maçta henüz galibiyetle tanışamadı. Tüm maçlarda aynı senaryo vardı: Kötü başlangıçla geriye düş, maçı çevir ve ortak ol, maç sonu oynayama. Her maç sonrasında zaman ve transfer açıklaması yapan Milicic, 2. yarı için oldukça farklı bir Beşiktaş Emlakjet kurmuş gibi, en azından kağıt üstünde.
Transferler ve İkinci Yarı
Aslında Beşiktaş Emlakjet, Milicic geldikten sonra kolay kolay maçtan düşmeyen ve mücadeleci bir takım haline gelmişti. Milicic yönetimindeki 3 maçın 3’ünde de çift haneli farklardan maça ortak olundu ama yine maç sonunu oynamada büyük beceriksizlikler yaşandı. Kafasındaki oyuncu grubuna sahip olmadığı aşikar ki, hiçbir maçta belli oyuncular üzerinde ısrar etmedi ve takımı keşfetmeye çalıştı.
Orelik’in ayrılması ile başlayan ‘’Igor Milicic Transfer Dönemi’’ şimdilik 2 gard ve 1 forvet takviyesiyle ilerliyor. Euroleague’de ASVEL forması giyen oyun kurucu Parker Jackson-Cartwright, geçen sezon Beşiktaş’ın kaotik sezonunda takımda olan kombo-guard Isaiah Whitehead ve Milicic’in vatandaşı kısa forvet Michal Sokolowski eklemeleri yapıldı. Milicic’in Burak Can Yıldızlı ve Jordan Usher’ı artık tamamen 4 numara rotasyonunda kullanması muhtemel, yakında bir uzun forvet takviyesi de gözükmüyor. Pivot pozisyonunda da sıkıntısı olmayan Beşiktaş’ın inanılmaz bir guard fazlalığı var. Matt Mooney ve Ömercan İlyasoğlu’nun önüne alınan Jackson-Cartwright’ın gelişi takıma ciddi kalite katsa da o pozisyonu şişirdi. Koç Mooney’i 2 numaraya kaydırmayı düşünürse de oradaki Rich ve Whitehead’e toslayacak.
Mooney’nin fizikli bir kısa olması onu 3 numaraya da itmeye olanak sağlayabilir ama ana fikir kısa rotasyonunun fazla şişkin olması ki bu maçlarda kısa beşleri görebileceğimizin işareti. Şişkinliğin yanında takımda toplamda 7 yabancı oldu. Bu da demek oluyor ki her maç 2 yabancı kadroda olamayacak ki Beşiktaş’ın tam olarak faydalanamayacağı oyunculara ödeme yapma lüksü yok. Muhtemelen Mooney veya Rich’den biri gidici. Usher’a da taliplerin olduğu konuşuluyor. Mevcut Beşiktaş kadrosunun en yetenekli ve iyi oyuncusu da o. Ayrılması takıma zarar verecektir.
Böyle bir kadro kuruldu 2. yarı öncesi. Hangi yabancıların gidici olduğuna dair yorumları Konyaspor maçından sonra yapmak daha kolay olacaktır. Çok fazla kısaların becerisi odaklı bir Beşiktaş Emlakjet, 2. yarıda bizi bekliyor ki çok da eğlenceli bir basketbol vadediyor bu düzen.
Ben Beşiktaş’ın ligde kalacağını düşünüyorum. Milicic bu sezonu sorunsuz atlatır ve gelecek sezondan itibaren bir "Beşiktaş Basketbol Kültürü" oluşturma konusunda emin adımlar atacaktır.
Kommentare