Everton’un İran asıllı İngiliz sahibi Farhad Moshiri, kulübün satışını onayladı. Son yıllarda çalkantılı sezonlar geçiren mavi beyazlıların yaklaşık 1 yıldır el değiştireceği konuşuluyordu. Moshiri geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile %94 oranındaki bütün hisselerini Amerika merkezli yatırım şirketi 777 Partners’a satacağını duyurdu. Böylece Premier Lig’de mücadele eden 20 takımdan 10’u Amerikalıların elinde olacak.
Farhad Moshiri ve Everton
Zengin bir ailenin çocuğu olarak 1955 yılında İran’da dünyaya gelen Farhad Moshiri, 1979 İran İslam Devrimi’nden hemen önce ailesi ile birlikte İngiltere’ye geldi. Üniversite eğitimini bitirdikten sonra dünyanın en büyük danışmanlık şirketleri olan Ernst and Young ve Deloitte firmalarında önemli görevler aldı. Orta yaşlarında Rus oligark Alisher Usmanov ile tanıştı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra maden ve demir sektörlerinde milyar dolarlar kazanan Usmanov’un USM adlı şirketine ortak olan Moshiri, yeni ortağı ile birlikte ilk spor yatırımını Arsenal’e yaptı. 2007 yılında yaptığı yatırım ile Arsenal’in %29 hissesini elinde tutan ikili, 2016 yılında bu kez gözünü Everton’a dikti. Usmanov bu sefer daha geri planda kalacak, kulübün asıl sahibi Moshiri olacaktı. İlk önce kulübün %49’luk hissesi Moshiri tarafından satın alındı. Daha sonra 2018 yılı itibari ile Moshiri hisselerin %94’ünü eline aldı.
Ancak Usmanov da kulübü her zaman maddi açıdan destekledi. Kendi firmaları olan USM, Megafon ve Yota üzerinden Everton’a yaklaşık 100 milyon poundluk sponsorluk geliri sağladı. Bu da İngiliz basınında sıkça şu soruyu gündeme getirdi: ‘Everton’un gerçek sahibi Usmanov mu?’. Moshiri ve Usmanov’un USM şirketinde ortak olması bu soruları beraberinde getiriyordu. Everton’un asıl sahibinin Usmanov olduğu, Moshiri’nin ise küçük yatırımcı olduğu dedikodusu kamuoyunda da yayılmaya başladı.
2022’nin Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgal etmesi ile birlikte Batı toplumundaki Rus karşıtlığı zirveye çıktı. Kamuoyunda yıllardan beri mevcut olan bu Rus karşıtlığına bu sefer devletler de dahil oldu. Avrupa Birliği, İngiltere ve Amerika başta olmak üzere Ruslara ve Rus oligarklara bir dizi yaptırım uygulanmaya başlandı. Usmanov’da bu yaptırımlara tabii tutuldu. Ekonomik yaptırımların yanı sıra Usmanov’un Avrupa’daki varlıklarına el konuldu ve seyahat yasağı getirildi. Chelsea’nin başkanı Abramovich’in başına gelenler Usmanov’un da başına geldi.
Tabi ki Everton kulübü ilk iş olarak Usmanov ile yapılan bütün anlaşmaları iptal etti. Ardından bütün oklar Moshiri’ye döndü. Zaten kulübü satın aldığı 2018 yılından beri tartışmaların odak noktasında olan Moshiri, sahibi olduğu takımın maçlarına gidemez olmuştu. Tam bu sıralarda Farhad Moshiri, yeni yapılacak stadyum için 300 milyon poundluk yatırıma ihtiyaç olduğunu ve bunun için hisselerinin birazını satacağını açıkladı. Bu açıklama üzerinden tam 1 yıl geçti ve Moshiri bu kez hisselerinin tamamını Amerika merkezli yatırım şirketi 777 Partners’a satacağını duyurdu.
Böylece Everton-Moshiri ilişkisi sonlanmış oldu. Taraftar için tam bir hayal kırıklığı gibi geçen 8 senede Everton ilk 10’a sadece 2 kez girebildi ve sadece bir kez Avrupa kulvarında mücadele etti. O yıl da gruptan çıkamadı. 8 yılda toplam 650 milyon euro harcayan Everton, transferden 350 milyon euro gelir elde edebildi (Gelirin 150 milyon eurosu Lukaku ve Richarlison satışlarından elde edildi). Yani kısacası İngiltere’nin en eski kulüplerinden biri olan Everton’un hali ortada. Kulübün satılıyor olması kesinlikle taraftarı mutlu edecek bir gelişme. Peki yeni sahip 777 Partners mavi beyazlılara aradıkları başarıyı getirebilecek mi?
777 Partners
ABD merkezli yatırım şirketi 777 Partners özellikle son yıllarda Avrupa futboluna yaptığı yatırımlar ile adından söz ettirmeye başladı. İlk olarak 2018 yılında Sevilla’ya yatırım yapan 777 Partners, Endülüs ekibinde hatırı sayılır sayıda hisseye sahip. 2021 yılından sonra ise Genoa, Fransa alt lig takımı Red Star ve Brezilya takımı Vasco de Gama’nın tamamını satın alan fon, Avustralya liginin önemli takımlarından Melbourne Victory’nin de çoğunluk hissesini elinde bulunduruyor. 777 Partners, futbolun yanı sıra İngiliz basket takımı London Lions’ın da yatırımcılarından. Son olarak da Bundesliga 2’ye düşen Hertha Berlin’in %64 hissesini alan yatırım şirketinin oldukça geniş bir portfolyosu var.
Miami merkezli şirketin kurucu ortağı Josh Wander, "Futbolda yeni bir ticarileşme dalgasının geldiğine dair güçlü bir görüşümüz var" diyerek, alt lige düşmüş veya mali sıkıntıda olan kulüplere yatırım yapmalarının politikalarının bir parçası olduğunu belirtiyor. Bu açıklamalar Everton taraftarını azda olsa rahatsız etmiş gibi ancak Moshiri ile birlikte yolun sonu görünmüştü ve bu el değiştirme Everton’a da iyi gelebilir. Ama Everton taraftarı da dahil genel İngiliz futbolseverlerin henüz çok konuşmadığı ancak ilerleyen yıllarda sık dile getirilecek bir konu daha var: Amerikalılar İngiliz futbolunu ele mi geçiriyor?
İngiliz Futbolunda ABD Yatırımı
Everton'un da satılması ile birlikte Premier Lig takımlarındaki Amerikalı sahip sayısı 10'a çıktı. Bu sayı ligdeki takımların yarısına tekabül ediyor. Amerikalıların Avrupa futboluna bu kadar para dökmesinin ardında başlıca iki sebep yatıyor olabilir. Bunlardan ilki Arap ve Rus sermayesinin Avrupa futboluna girişi. 2022 yılına kadar Ruslar ve son 10 yıldır Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelerden iş adamları Avrupa'nın dört bir yanında futbola ciddi paralar yatırıyor. Futbolun bir yumuşak güç aracı olması bu alanda bir soğuk savaş doğurmuş olabilir. Amerikalıların futbol yatırımlarının arkasında yatan, daha az komplo teorili ve realist neden ise Avrupa futbolunda artan pazar. Özellikle 5 büyük ligde artan gelirler dudak uçuklatır seviyede. Yayın gelirleri, sponsorluklar, transfer gelirleri ve daha niceleri. Bu durum muhafazakar futbol severleri de bir hayli rahatsız ediyor ve etmeye devam edecek gibi. 2021 yılında Avrupa'nın en büyük kulüplerinin başlattığı ve ardın geri adım attığı ''Avrupa Süper Ligi'' projesinin arkasında da Amerikalıların olduğu o dönem konuşulmuştu. Amerikalıların Avrupa futboluna yatırımlarının her geçen yıl artacağı da kaçınılmaz bir gerçek. Bu durumun futbolun ruhunu öldürüp öldürmeyeceği ise bambaşka bir yazının konusu.
Tüm futbol haberleri için bizi takipte kalın!
Comments