Futbol taraftarlığı; önü alınmaz bir çılgınlık... Fanatiklik kavramı ise bu çılgınlık düzeyinin en üst seviyesi. Bilenler bilir, mistik bir İslam öğretisi olan tasavvufta, Fenafillah ismi verilen bir makam vardır. Çeşitli görüşlere göre; bu makama ulaşabilen kişi ölmeden önce ölmüş, Tanrı’nın varlığında adeta yok olmuş, vahdet-i vücuda ulaşmış olur. Fanatizm de böyle bir şey değil midir? Bir futbol kulübünü desteklemekten de öte hayatını, hatta açık açık varlığını o kulübe adamak. Platonik bir aşk gibi, o sevda da sürekli tutuklu kalmak. Futbolun Fenafillahı’na ulaşmak…
Tabi, her yiğidin harcı da değil bu seviyelere ulaşabilmek. Öyle kolay değil yardan, serden ve dahi kendi öz kimliğinden bile vazgeçebilmek. Fakat İngiltere’nin güneyindeki Portsmouth kentinde öyle bir çılgın yaşıyor ki, bu adam için tam anlamıyla Futbolun Fenafillahı’na ulaşmış diyebiliriz. Sözünü ettiğim bu kişi İngiliz tribünlerinin en renkli belki de en deli taraftarı; John Westwood, veya tam adıyla John Antony Portsmouth Football Club Westwood.
1963 yılında, “evim” dediği Portsmouth FC’nin mabedi Fratton Park’ın yaklaşık 20 mil kadar kuzeyindeki küçük ve şirin Liss kasabasında dünyaya gözlerini açan John Westwood, henüz daha 13 yaşında iken düzenli olarak Portsmouth FC’nin maçlarına gitmeye başlamış. Küçük yaşlarda yollarını aşındırdığı Fratton Park’ın atmosferi onu o kadar derinden etkilemiş ki genç bir İngiliz delikanlısı olduğunda Portsmouth FC’nin iç saha maçlarına gidebilmek için adeta yanıp tutuşuyormuş. 26 yaşına geldiğinde ise delice bir karar almış Westwood, ve mahkeme kararıyla adını değiştirmiş. Anlayacağınız; Portsmouth sevdası o tarihte John Westwood’u öldürmüş, yerine John Portsmouth Football Club Westwood’u doğurmuş.
Bu çılgın taraftar inanılmaz bir kişiliğe sahip. Portsmouth sevdası onun gözünü boyamış evet, ama görülen o ki yalnızca gözünü boyamakla kalmamış neredeyse tüm vücudunu da boyamış. John Westwood’un vücudunda altmıştan fazla Portsmouth FC dövmesi bulunuyor. Bu dövmelerden bazıları kulüp arması, bazıları kulüp sloganı, bazıları ise taraftarların bağıra bağıra söylediği tezahüratlar. Öyle ki Westwood’un ön dişlerinde bile Portsmouth FC’nin kısaltması olan “PFC” harfleri kazılı. O bu dövmeleri “kulüple özdeşleşmesini ve bütünleşmesini sağlayan araçlar” olarak nitelendiriyor ve her geçen zaman vücuduna yenilerini eklemeye devam edeceğini söylüyor. John Westwood’un görünüşü ise artık Portsmouth halkı ve hatta tüm İngiltere için klasikleşmiş. Bu çılgın taraftar, kulübün renkleri olan mavi-beyaz ile bezeli soba borusuna benzer şapkasını, kıvırcık lüleli peruğunu ve kareli şortunu giyerek Fratton Park tribünlerine gidiyor. Westwood’u gerçek Westwood yapan ise tüm maç boyunca elinden düşürmediği çanı ve gür sesli borazanı. Bu özel çan kulübün ünlü tezahüratlarından biri olan Pompey Chimes’ı temsilen tüm maç boyunca Westwood’un elinde çıngırdıyor.
John Westwood için aslında bir tür “Batman” de diyebiliriz. Portsmouth FC’nin maçlarının olduğu günlerde en ateşli Pompey taraftarından birine dönüşüyor. Haftanın diğer günlerinde ise entelektüel bir kitapçıya. Westwood, Portsmouth’un hemen kuzeyinde “Petersfield Bookshop” adında ufak bir kitapçı dükkanı işletiyor. 2006 yılında babasının vefatının ardından kitapçı dükkanını John işletmeye başlamış. Bu iş gereği ülkenin pek çok bölgesinde ve şehrinde sık sık kitap fuarlarına katılan Westwood, vücudundaki Portsmouth dövmelerini kapatmak için fuarlara takım elbise giyerek gidiyor. Buna rağmen diğer kitap satıcıları ve müşterilerle sürekli Portsmouth FC hakkında konuştuklarını söylüyor Westwood. Kendisi yalnızca bir kitap satıcı değil, aynı zamanda bir kitap yazarı. Westwood’un 2007 yılında kaleme aldığı “The True Pompey Fan's Miscellany” isimli bir de kitabı bulunuyor.
Çılgın tabirinin kendisi için yetersiz kaldığını düşündüğüm John Westwood, Portsmouth taraftarları için de oldukça önemli bir simge. 2002 yılında oynanan bir maç esnasında polis tarafından stadyumdan atılmasının ardından bir Portsmouth taraftarı Westwood için kendi kişisel bloğundan oldukça sert ithamlarda bulunmuştu. Portsmouth taraftar grupları tarafından adeta sistematik bir lince uğrayan bu taraftar, daha sonraları Westwood’tan ve tüm Portsmouth taraftarlarından özür dilemek zorunda kaldı. John Westwood, 90’lı yıllardan bu yana Portsmouth’un hiçbir iç saha maçını kaçırmamaya özen gösteriyor. Maç günü ne kadar önemli olursa olsun tüm işlerini iptal ediyor, kendi özel kostümünü giyiyor, eline çanını alıyor ve Fratton Park’ın yolunu tutuyor. Öyle ki, pandemi döneminde maçlar seyircisiz oynanırken bile her iç saha maçında Fratton Park’ın önüne giden Westwood, kapalı kapılar ardından olsa dahi yine de Portsmouth FC’yi desteklemeye devam etmişti.
Westwood’un başı, Portsmouth’un ezeli rakibi Southampton ile de bir hayli dertte. 2003 yılına St. Marry’s Stadyumu’nda oynanan South Coast derbisinde polis tarafından maçtan atılan ve gözaltına alınan Westwood’un bir daha South Coast derbilerine girmesi yasaklandı. Fakat çılgın fanatiğimiz 2010’da FA Cup 5. Turunda ve 2012’de Championship’te oynanan derbilerde polis kontrolünden bir şekilde geçip yine tribünlerdeki yerini almayı başarmıştı. 2019 yılına geldiğimizde ise Southampton’ın evi St. Marry’s Stadyumu’nda oynanan İngiltere-Kosova milli maçına üzerinde Portsmouth forması olduğu gerekçesiyle alınmadı. Olayın ardından çeşitli gazete ve dergilere röportajlar veren Westwood, bu olay nedeniyle 1979 yılından beri ilk kez milli takımın bir iç saha maçını kaçırdığını belirtirken, Southampton yönetimine olan nefretini belirtmekten de geri durmadı. John Westwood hakkında söylenmesi gereken en önemli şeylerden biri de kesinlikle onun duruşu. Westwood bir fanatik, hatta çok büyük bir futbol fanatiği. Fakat kendisi asla bir holigan değil. Şiddet, onun fanatikliği esnasında kullandığı enstrümanlardan biri olmamış hiçbir zaman. O daha çok görüntüsü, hareketleri ve diğer taraftarlara olan etkisiyle anılmak isteyen sıra dışı bir kişilik.
John Westwood, çeşitli yollarla sanata da yön veren bir futbol çılgını aslında. 2008 yılında Karl Rudziak isimli bir sanatçı, Westwood’un bir portre çalışmasını yapmak istedi ve John Westwood’un izin vermesiyle çalışmasını tamamladı. Hatta Rudziak bu porte ile ulusal ve uluslararası pek çok ödül bile kazandı. Çalışma ülkenin dört bir yanındaki sanat galerilerinde sanatseverler ile buluştu. Ancak 2009 yılında Westwood’un bu portresinin Southampton Belediyesi’ne ait bir sanat galerisinde sergilenmesi, Southampton FC taraftarlarınca büyük tepki topladı ve tüm Southampton şehrini karıştırdı. Olayın üzerine bazı taraftarlar portrenin yerel publarda dart tahtası olarak kullanılmasını talep eden resmi başvurularda bile bulundu. Fakat tüm bu olaylara rağmen yerel makamlar sanatsal ifade özgürlüğü nedeniyle portreyi sergi süresi bitene kadar Southampton’da bulunan sanat galerisinden kaldırmayacaklarını açıkladılar. John Westwood için bu, Southampton taraftarlarına karşı kazanılmış bir zaferdi adeta.
“Portsmouth şehrinde birçok tutkulu taraftar var, ben yalnızca bunu farklı bir şekilde gösteriyorum” diyor John Westwood. Tüm kalıplara ve yaftalamalara rağmen kendi arzusu doğrultusunda bir taraftar portresi çiziyor. Biraz çılgın, biraz farklı, hatta belki de biraz günahkar. Futbolun Fenafillahı’na ulaşmış bir taraftar o. Tuttuğu takım ile adeta yek vücut olmuş, kendi benliğini tutkusu için yok etmiş bir fanatik. Ölüm, insanın sonudur; ben de bu yazıyı ölümle sonlandırmak istiyorum, John Westwood’un ölümle ilgili sözleriyle. “Bu konuda oldukça eminim. Muhtemelen hepimiz çürüyeceğiz ve solucanlar tarafından yenileceğiz. Ama eğer bir cennet varsa, bu her zaman Pompey’in kazandığı bir cennet olacak.”
Tüm futbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!
Rambo Okan'a okutalım bu muhteşem yazıyı 😊