Beşiktaş'ın genç yıldızı Mustafa Erhan Hekimoğlu, bu yaz oynanan Süper Kupa maçında Galatasaray’a karşı takımının 5. golünü kaydetti. 17 yaşına henüz yeni girmiş olan Mustafa, bu gol ile Beşiktaş tarihinde bir derbide gol atan en genç oyuncu unvanını aldı. Belki de bu gol Beşiktaş yönetimini Immobile’nin arkasına yedek bir santrafor almaktan vazgeçirdi. Böylece genç Mustafa birdenbire kendini İtalyan yıldızdan sonraki ilk opsiyon olarak buldu.
Kaostan Doğdu!
Mustafa 2017’de katıldı Beşiktaş Futbol Akademisi’ne. A takımın rotasyonunun bir parçası olmak için 7 sene yetti ona. Daha reşit olmadan geniş kadrodaki yerine sağlama aldı. Ya da en azından sezon başı itibari ile biz mi öyle sandık? Oraya sonra değineceğim. Şimdi Hekimoğlu’nu Beşiktaşlılara tanıtan o aylara gidelim. Kara kartalın tarihi(!) sezonunun teknik direktörlerinden biri olan Burak Yılmaz ilk kez Mustafa’yı resmi bir müsabakada kadroya aldı. 30 Ekim 2023, iç saha Gaziantep maçı. Mustafa ilk kez forma şansı bulma ümidi ile yedek kulübesinde hazır bulundu. Genç futbolcu ancak bir buçuk ay sonra Lugano deplasmanında Beşiktaş A takım formasını giyebilecekti. Beşiktaş’ın teknik direktör istikrarsızlığından nasibini alan Mustafa, sezonun geri kalanında 122 dakika süre alarak istikrarlı bir şekilde forma şansı bulamadı. Bu sürenin 90 dakikası da altyapıdan hocası Serdar Topraktepe’nin takımı yönettiği sezonun kapanış maçı olan Kasımpaşa deplasmanıydı.
Yeni sezon, yeni umutlar...
Yeni sezona ciddi bilinmezler ile başlayan Beşiktaş’ta Mustafa, potansiyeli ile yaz kampı kadrosunda kendine yer buldu. O dönemlerde hala 3. hatta 4. forvet gibi düşünülen genç futbolcu; Rebic, Muleka, Cenk ve Aboubakar’ın takımdan ayrılmasından sonra yeni transfer Immobile ile dokuz numara pozisyonunu paylaşarak sezona giriş yaptı. Beşiktaş ve Mustafa için olağanüstü geçen Süper Kupa maçı sonrası yönetim bir başka santrafor transferine ihtiyaç duymamış olsa gerek, medyada pencere kapanana kadar hiçbir olası forvet transferi için isim konuşulmadı. Öyle ya da böyle 17 yaşındaki Mustafa Hekimoğlu şampiyonluk adayı Beşiktaş’ın yedek forveti olarak sezona başladı. Lugano eleme maçlarında ve ligin ilk haftalarında kendisinden beklenen süreleri, sonradan oyuna girerek buldu. Sokak ağzı ile çok da sırıtmıyordu Mustafa. Hatta yedekten girmesinden ziyade bazı maçlar Immobile’nin yorgun olduğu haftalarda ilk 11’de bile sahaya sürülebilirdi. Tam bu tartışmaların ortasında Giovanni van Bronckhorst kendisini Ajax gibi zorlu bir deplasmanda kadroya yazdı. 45 dakika sonunda devre arası oyundan çıkan Mustafa pek de iyi bir performans sergileyemedi. Hemfikir olmak da zorlandığımız şu günlerde, bütün Beşiktaşlılar Mustafa’nın Ajax maçı performansı hakkında aynı düşüncedeydi. Hatta Bronckhorst da durumu kabul etti ve maç sonu açıklamasında ‘Mustafa iyi oynamadı. Bunu ona da söyledim. 45 dakika Ajax'a karşı oynaması büyük bir deneyim. Bunu öyle hissetmiyor ama faydasını görecek‘ dedi.
O günden beri Mustafa’nın sürelerinde ciddi bir azalma var ki bu yoğun maç temposunda Immobile’nin maç sonlarındaki yorgunluğu ve yedekten girecek taze bir gücün ihtiyacı Beşiktaş’ta göze çarpıyor. Uzun süre sonra, hafta sonu Kasımpaşa’ya karşı çok kötü bir futbol ile 3-1 kaybedilen maçta oyuna girdi Mustafa. Genç oyuncu, Immobile’nin ağrı hissettiği için kenara alındığı karşılaşmada 45 dakika forma giydi. Takımın genel kötü tablosu bir yana, Mustafa da kendini pek gösteremedi. Kasımpaşa savunma oyuncularının arasında kayboldu. Belki de oynaması gereken asıl mevki bu değil.
Bu Çocuk Ne Oynar?
Alt yaş gruplarında dokuz numara oynayan Mustafa, uzun boyu ve geniş omuzları ile yaşıtlarına ciddi üstünlük kuruyordu. Onu 17 yaşında A takıma çıkaran, başta fiziği ve bu fiziğe rağmen patlayıcı kuvvet denilen hızlanma özelliği kendisinin en çarpıcı yanı. Ancak Türkiye’de yaş kategorilerini hızlı hızlı atlayıp bir anda büyük okyanusa çıkan futbolcular, alt yaştaki fizik üstünlüğünü efektif biçimde kullanamıyor. Ajax deplasmanında yaşadığı problem de aslında buydu Mustafa’nın. Belki Avrupa maçlarında sıkıntı yaşayacak ancak Süper Lig için fiziği kesinlikle yeterli. Üstelik takımla bir yaz kampı gördüğünü de unutmamak gerek. Yukarda saydığım özellikleri en belirgin şekilde kullandığı an Galatasaray’a karşı oynanan Süper Kupa maçında attığı gol oldu. Uzun boyuna rağmen patlayıcı kuvvetini iyi kullandı ve harikulade bir son vuruş ile ağları havalandırdı. Ama tabi bu golde maçın son anları oluşu ve yanından geçtiği Nelsson’nun yorgunluğunu da dış etkenler olarak belirtmek gerekiyor. Ancak her şeye rağmen o son vuruş altyapıda eğitim ile öğrenilecek bir şeyin aksine doğuştan gelen saf bir yeteneğin göstergesi. Mustafa o maça da Immobile’nin yerine girmiş ve bu resitali bize forvet mevkiinde sunmuştu. Alt yaşlarda forvet oynaması ve bu son vuruşu, genel kamuoyunda Mustafa’nın bir forvet sonucunu çıkardı. Ama Mustafa’yı stoperlerin kucağına atmak bence pek de doğru değil. Beşiktaş’ın 2010’lu yıllarda sık sık kullandığı kanat forvet rolü Mustafa için daha doğru olabilir. 20 gole yakın katkı veren Cyle Larin ve 20 milyona transfer yapan dönemin Cenk Tosun’u gibi. Ters kanatta daha teknik ve yaratıcı bir oyuncunun olduğu 3 ön alan oyuncusu olan sistemlerde Mustafa daha göz önünde olacaktır. Uzun boyu ve büyük cüssesine rağmen hız özelliği onun kanat oyuncusu olabilme ihtimalinin önünü açıyor. Benzer sorunu Semih Kılıçsoy’da da yaşıyor Beşiktaş. Geçtiğimiz sezonu kanat olarak oynayan ve çıkışını bu bölgede yapan genç Semih’in, kendisi dahil herkes o mevkiin oyuncusu olduğuna kanaat getirdi. Oysa bu yaz EURO 2024’te Beşiktaş taraftarı ‘Semih neden oynamıyor?’ diyerek Montella’yı eleştirirken de Semih’i forvet olarak düşünüyordu. Bu tutarsız tartışmaları düşününce, sezon başı itibari ile Semih’in performansındaki dalgalanmaların asıl sebebi kanat olarak oynaması olabilir mi? Bir tarafı taç çizgisindeyken sanki bir kafeste gibi oynayan Semih’i stoperlerin kucağına atıp boğuştururken, Mustafa’nın demarke pozisyonda sol taraftan içeri kat eder şekilde şanş yarattığı bir düzen… Aslında hiç de fena değil gibi.
Altyapıdan çıkan genç oyuncularımızın performansını konuşurken ülkece ipin ucunu kaçırdığımız zamanlar oluyor. İyi performansından sonra göklere çıkarıp ertesi gün yerin dibine sokuyoruz onları. Olumsuz eleştirinin asıl sebebi gençlerin olumlu anlarında fazla yüksekten uçmamız. Bu durum düşüşteki hasarı da arttırıyor haliyle. Yani en başta övgünün dozunu sınırlı tutup onlara bakışımızı iyi ayarlamamız gerek. Bu durumda biz de oyuncular da çok rahat edecek. Önleri açılacak ve takımlarına katkıda bulunacaklar. İşin sonunda hem genç oyuncunun takımı hem de kendisi başarılı olacak. Yani Mustafa Hekimoğlu’nun tavanı ve tabanını belirleyecek şey kendi performansının yanı sıra Beşiktaş camiasının ona bakışı olacaktır. Aynı şey Semih için de geçerli.
Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!
Comments