top of page
Cihan Demirbağ

Ayaklar Kaliteli, Kafalar Değişmeli!

Güncelleme tarihi: 16 Şub 2023

Süper Lig’de 2022/23 sezonunun başlamasıyla birlikte takımlarımızın kalitesinde bir fark gözlemledim kendi adıma. Genelde ilk haftalarda, futbola verilen sezon arasının bitmesine bağlı olarak keyifli geçiyor maçlar. Biz seyirciler de o hazla izliyoruz belki. Ama bu sezon 20. haftanın da sonuna geldiğimiz dönemde hala çok keyifli maçlar oynanıyor. Süper Lig’e yeni katılan hocalar, futbolu yeni bırakmış güncel futbola hakim isimler, gerek oyun tecrübesi gerekse aldıkları eğitimle başka bir tat verdiler bence lige. Okan Buruk, Emre Belözoğlu, Volkan Demirel, İlhan Palut, Nuri Şahin, Selçuk İnan gibi kendini sivriltmeye aday hocalarımız hem kendilerini hem de takımlarını geliştiriyorlar. Hal böyle olunca hırslı menajerler, hırslı takımlar, hırslı oyunlar izliyoruz. Maç içerisinde duruma göre yapılan akıllıca taktiksel değişiklikler, doğru oyuncu değişikliği hamleleri, saha içindeki belli oyunculara verilen nokta görevler futbol kalitemizin artması, Türk futbolunun ilerleyişi adına umutlarımı yeşertti şahsen. Ayrıca bu sezon gerek UEFA Avrupa Ligi, gerekse UEFA Konferans Ligi'nde mücadele eden temsilcilerimiz Fenerbahçe, Trabzonspor, Sivasspor ve Başakşehir’in şu zamana kadar ülke puanına yaptıkları katkı çok kritikti.


Peki bu kalite standartları ülke futbolumuz için yeterli mi? Asla değil. Futbolu çok seven, Anadolu kulüplerimizde hatta ve hatta amatör liglerde dahi fanatiklik boyutunda olan futbol sevdamıza bakarsak, ülke futbolumuzun olduğu yere yakışmadığı kanaatindeyiz hepimiz. Hocalığa yeni adım atmış başarıya aç teknik adamlarımız, isim yapmış transferlerimiz kalitemizi etkilese de kafalarımız değişmediği sürece maalesef ilerleyemiyoruz. Futbolun; sadece ayakla oynanan, 22 adamın 1 topun peşinden koştuğu bir oyun olmadığını sadece biz futbolseverler mi biliyoruz acaba? TFF, bu ülkenin futbol kalitesini geliştirmekle görevli bir kurumdur. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu kadar pasif kalan başka bir spor branşı federasyonu yok maalesef. İnanın çok fazla takipçisi olmayan Türkiye Eskrim Federasyonu bile kısıtlı imkanlarla çok daha büyük hamleler yapıp başarı getiriyorlar. Kalitenin artması sadece teknik adamlarla, futbolcularla olabilecek bir şey değil. Yıllardır hem kulüp bazında hem de milli düzeyde bir başarımız yok. Futbola bu kadar aşık bir milletin, futbolla ilgili başarısı yok...


tff

Avrupa’da ne yapabiliriz, altyapılarımıza nasıl katkı sağlayabiliriz, nasıl oyuncu yetiştirebiliriz, ücra köşelerde yeteneğiyle doğan gençlerimizi nasıl kazanabiliriz diye hiç konuşmuyoruz. Hala yabancı sınırı olmalı mı, hakem hatası var mı, 2 maç üst üste kaybeden hoca kalmalı mı gitmeli mi? Bu soruların bize totalde bir etkisi yok. Halkın veya futbol yorumcularının kendi arasında olması gereken diyaloglarla ilgili komisyon topluyor TFF. Yabancı sınırını bırakıp kendi gençlerimizin sınırlarını nasıl genişletiriz, hayallerine nasıl ulaştırabiliriz bunların düşünülmesi ve bir an önce hamle yapılması gerekiyor. Ülkemizde amatör branşlar dahil binlerce genç futbol oynuyor. Kaç tanesini izliyor resmi isimler, kulüpler, milli takım hocaları?

Yabancılara sınır koyup, 2. ligde oynayamayacak futbolculara milyon dolarlar vermek durumunda kalıyor kulüpler. Yabancı sınırının gerekçesi de, yerli oyuncuların önü açılsın diye. Sanki futbolcu fabrikasıyız veya her turnuvada milli anlamda iddialıymışız gibi… En gözde örnek olabileceği için söylüyorum, Arda Güler’den daha az yetenekli oyuncular elit liglerde daha fazla forma şansı bulabiliyorlar. Çünkü tecrübe maç sayına bağlı olarak kazanılır. Arda Güler’in tam anlamıyla hazır olmadığını söylüyor bir çok futbol bilginimiz. 17-18 yaşında tam anlamıyla hazır olan herhangi bir futbolcu oldu mu hiç? Ama gençlerimizin önünü açmak için yabancı sınırımız var!


Ufak da olsa hakem hatalarına da değinmek istiyorum. Teknolojinin de futbolun içine bu kadar dahil olduğu bir sistemde, hakemlerimiz hala gözle görülür net hatalar yapabiliyorsa, hakem eğitimleri veya hata yaptırımları konusunda da bir eksikliğimiz var demektir. Eskiden anlık karar alan hakemlerimizin eleştirilmesi bazı durumlarda ağırdı. Fakat tekrar tekrar izlediği pozisyona, herkesin izleyip ‘hayır’ dediğine ‘evet’ diyorsa orayı da bir sorgulamak gerekiyor. 20 yıl öncesi gibi ‘hakemlerimiz de hata yapabilir’ açıklaması artık geçerliliğini kaybetti maalesef.


hakem kurulu

Futbola nereden baktığımıza bağlı olarak kafalar değişmediği sürece, kalitemiz artsa da aynı tezgahta kalmaya devam ederiz…

Comments


bottom of page