top of page
Alperen Doğru

Avrupa'nın En Çekişmelisi: Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi

Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde bu hafta sonu 21. maç haftasına girdik ve tablo tüyler ürperten türde dip dibe. Son sıradaki Ayos Konyaspor ile play-off’un son sırası olan 8. sırada oturan Manisa Büyükşehir Belediye arasında yalnızca 2 galibiyet fark var. Hatta 6. Daçka ile sonuncu Konyaspor arasında yalnızca 3 galibiyet var. Ligde ilk 5’de yer almayan 11 takım her an kendini düşme yarışında da bulabilir, 6. sıra için mücadele ederken de… Bu sezon çok zevkli, çok çekişmeli ve her hafta en az 4-5 maçın son topa kadar gittiği maçlar izledik. Son yıllarda takımlarımız Avrupa kupalarında ciddi başarılar elde etse de ligimiz biraz geride kalıyor gibiydi. En büyük rakibimiz olarak gözüken İspanya Ligi ACB ile makasın açılmaya başladığını hissedebiliyorduk. Ancak bu sezon mücadele ve rekabet alanlarında ciddi seviye atladık ve her takım gerçekten her takımı yenebilecek seviyede. Bu yazıda sizlere bunu nasıl ‘’başardığımızı’’ anlatmaya çalışacağım, şimdiden keyifli okumalar.



Transfer Planlamaları

Ligimizdeki yöneticiler özelinde aslında hiçbir zaman kanıksanmayan ama genele vurduğumuzda yanlış ve biraz da basit bir düşünce olan "Basketbolu en iyi Amerikalılar oynar." düşüncesinden iyice uzaklaşılması, takımların çok daha dengeli kurulmasına önayak oldu. Eskiden özellikle alt sıralardaki takımların neredeyse tüm yabancıları Amerikan vatandaşıydı ve takımlarda bir top atma krizine veya adaptasyon sorununa yol açıyordu. Yanlış anlaşılmak istemem, kesinlikle Amerikalı basketbolculara kötü demiyorum. Sadece basketbol bilgilerinin zaman zaman eksik kaldığını ve –bu kesinlikle onların suçu değil- bambaşka bir kıtanın basketboluna uyum sağlamakta zorlandıkları için düzen sağlama konusunda takımlarına zorluk getirdiklerini düşünüyorum. Artık her takımdaki yabancı kontenjanı, Avrupalıları ve Amerikalıları nasıl saha içi ve dışında birbirlerini tamamlayacak şekilde dengeleriz düşüncesiyle dolduruluyor. Düşen, başarısız olan veya tamamen kaosun hakim olduğu takımlara baktığımızda genelde birçok Amerikalının gidip geldiğini ve bazen sahada tek top olduğunu unuttuklarını görüyoruz. Ligimizde bu sezon neredeyse her takımda birden çok Avrupalı yabancı var, bazı takımlarımızda Amerikalı tek oyuncu var. Amerikalıları takıma dolduralım, rüzgarın tersine dönmesi birçok takımı daha dengeli ve daha "takım" yaptı.



Türklerin Gelişimi

12 kişilik maç kadrolarının 7’sini Türkler oluşturmak zorunda ve yerli rotasyonun ne kadar önem arz ettiğini söylemeden geçmek istemem. Eskiden belli başlı takımlarda toplanan kaliteli yerliler, şimdi ligin diğer takımlarına da yayılmaya daha doğrusu ortaya çıkmaya başladı. Merkezefendi’den Arca ve Ayberk, Bursaspor’dan Onuralp akla gelen ilk isimler. Topla bir şeyler yapabilen ve en basitinden istikrarlı skor katkısı yapabilen Türk sayısının lig genelinde artması da takımları birbirine yakınlaştırdı ve her maçı daha tahmin edilmez bir noktaya ulaştırdı. Hem lig hem de ülke basketbolu için çok iyi bir durum bu. Artık yerlilerimiz ciddi anlamda yabancılarla yarışabilecek konumda ve bundan yararlanıyoruz. Umarım bu durum devam eder ve yerlilerimiz rotasyondaki dakikaları için var güçleriyle mücadele etmeye, kendilerini geliştirmeye ve ülke basketboluna yardımcı olmaya devam ederler.



Lig çok keyifli bir hal aldı ve nefessiz bir son 10 hafta izleyeceğiz gibi duruyor. Kim ilk 8’e kendini atar, kim düşer kestirmek çok zor ama bize vaadedilen tek şeye kesinlikle hazır olalım: Çok çekişmeli geçecek son 10 hafta!

コメント


bottom of page