Kadınlar MMA tarihi Gina Carano, Ronda Rousey, Cris Cyborg, Holly Holm gibi bir döneme damga vuran yıldız dövüşçüleri gördü ama hiçbiri Amanda Nunes gibi büyük bir dominasyon yaratamadı. Karşısına çıkan bütün şampiyonları yendi, UFC tarihinin en çok kemer koruyan dövüşçülerinden oldu. Bu efsane kariyeri UFC 292'de Irene Aldana karşısında aldığı ezici bir galibiyetle sonlandırdı. İşte bu yazıda Nunes'in başarılarla dolu kariyerini anlatacağız.
Amanda Nunes, 30 Mayıs 1988 yılında Brezilya'nın Bahia eyaletindeki Pojuca adlı küçük bir kasabada dünyaya geldi. 4 yaşındayken annesi ve babası ayrıldı ve o annesiyle birlikte yaşamaya başladı. Annesi, Amanda ve ablalarına bakmak için çeşitli işlerde çalıştı. Okulda idari asistan olarak çalıştı, sandviç, şekerleme ve güzellik bakım ürünleri sattı. Amanda, annesini her zaman katı ama sevgi dolu biri olarak tanımladı. Annesi, Nunes'in hiperaktif olmasından dolayı onu bir spor dalıyla uğraşmaya teşvik etti ve böylece Nunes'in spor hayatı başlamış oldu.
Amanda Nunes, ilk başta futbolcu olmak istedi. Yerel takımlarda oynadı ve Vitoria takımının seçmelerine katılacaktı fakat o anda bir tercih yapmak zorunda kaldı. O dönemde ablasının teşviği ile jiu jitsu antrenmanlarına başlamıştı. Hem annesinin futbolcu olmasına sıcak bakmaması hem de jiu jitsuya daha fazla ağırlık vermek istemesi sebebiyle futboldan vazgeçti. Bundan sonra bütün yoğunluğunu jiu jitsuya verdi. Daha iyi bir jiu jitsu eğitimi alabilmek için ablasıyla birlikte başka bir yere taşındılar. Orada Bahia'nın en iyi jiu jitsu ustası Edson Carvalho'dan eğitim almaya başladı. Sabah saat 04.30'da kalkıyor, akademinin temizlik işlerini yapıyor ve usta bir isimden jiu jitsu eğitimi alarak kendini geliştirmeye çalışıyordu. O dönemde akademide eğitim alan tek kadın kendisiydi, bu yüzden ona dişi aslan diye seslenmeye başladılar. O da bu lakabı o kadar sevdi ki bütün kariyerinde bu lakabı kullandı.
Jiu jitsuyu hayatının merkezine koyan Amanda Nunes, bir süre sonra turnuvalara katılmaya başladı. 2008'de Pan American şampiyonasını, mor kuşakta Dünya şampiyonasını kazandı. Kendisini genç yaşta jiu jitsuda kanıtladı. Fakat bu başarılara rağmen maddi zorluklar çekmeye başladı. Farklı bir şeyler yapmak zorunda hissetti kendisini. İşte bu dönemde MMA antrenmanlarına başladı. Amcasının eski bir vale tudo dövüşçüsü olması sebebiyle MMA yapma fikri her zaman aklının bir yerinde duruyordu. 8 Mart 2008'de yerel bir organizasyonda ilk maçına çıktı ve rakibi Ana Maria'ya armbar submission ile mağlup oldu. Rakibi hem deneyimli hem de daha sertti. Bu mağlubiyeti bir tecrübe olarak gördü ve yoluna devam etti. Bu mağlubiyetten sonra üst üste çıktığı 5 maçı da nakavtla kazandı ve dikkatleri üzerine çekti. Daha iyi bir MMA eğitimi almak için ABD'ye taşınmaya karar verdi. Akıcı bir İngilizcesi olmamasına rağmen buraya hızlı bir şekilde adapte oldu.
Nunes, 2010 yılının sonlarına doğru Strikeforce ile anlaştı. Bu önemli organizasyondaki ilk maçına Julia Budd karşısında çıktı. Gelecekte ciddi başarılar yakalayacak olan rakibini 14 saniyede nakavt etti. İkinci maçında ise işler istediği gibi gitmedi ve Alexis Davis'e nakavt oldu. Bu maçtan sonra Invicta'ya geçti. Burada da çıktığı iki maçın birini kazanıp birini kaybetti. Amanda Nunes, kariyerinin ilk bölümünde inişli çıkışlı bir grafik çizdi. Fakat yine de fırsatlar bulmaya devam etti. Kadınlar sikleti açmaya karar veren UFC, ona da teklifte bulundu. Nunes, bu teklifin geldiği andaki duygularını şöyle anlatıyor; "UFC'ye geçişim çok doğaldı. Hayat bana yardım etti. Brezilya'da antrenman yaparken, ustam beni bir gün beni UFC'de dövüşürken göreceğini söylerdi. Bunu UFC'nin henüz kadın sikletlerinin olmadığı bir zamanda dile getirirdi. Bir gün UFC'de dövüşecektim. Telefon geldiğinde mutluydum ama sanırım buna hazırdım ve midemde kelebeklerin uçuştuğunu hissedemiyor, etkilenemiyordum."
Amanda Nunes, UFC'deki ilk maçına kendi ülkesi Brezilya'da düzenlenen UFC 163'de çıktı. Nunes, 10 yıllık müthiş UFC kariyerinin ilk maçında Sheila Gaff'ı nakavt etmeyi başardı. İkinci UFC maçında da gelecekte şampiyonluk yaşayacak olan Germaine de Randamie'yi nakavt etti. UFC'ye iyi bir giriş yapan Nunes'in yürüyüşünü Cat Zingano kesti. Nunes, üçüncü maçında Zingano'ya nakavt olarak kemer maçı hayalini ertelemek zorunda kaldı. Nunes için bu mağlubiyet büyük başarılardan önceki son acı tecrübe oldu. Brezilyalı dövüşçü, üst üste Shayna Baszler, Sara McMann ve Valentina Shevchenko'yu yenerek kemer maçına çıkmaya hak kazandı. Kemer maçını UFC'nin büyük hazırlıklar yaptığı fakat aksilikler yaşadığı UFC 200 gecesinin ana maçında yapma şansına ulaştı. Gecede çiçeği burnunda şampiyon Miesha Tate'i nakavt ederek UFC horoz siklet şampiyonu oldu. Brezilya'nın küçük bir kasabasından gelen Nunes 28 yaşında zirveye çıkmıştı fakat bu daha başlangıçtı.
UFC kadınlar horoz siklette şampiyon kim olursa olsun o dönem Ronda Rousey'nin gölgesi herkesin peşindeydi. Holly Holm, Ronda'yı ezici bir şekilde yenmişti fakat Rousey'nin hala söyleyecek bir sözü olacağı düşünülüyordu. Ronda, kemeri geri alıp tekrar zirveye yerleşmek istiyordu ve bunun için Nunes ile karşılaşması gerekiyordu. UFC fırsatı kaçırmadan bu maçı ayarladı. Herkes Nunes'i büyük favori görüyordu fakat Ronda Rousey'nin de ne yapacağı belli olmazdı. 30 Aralık 2016 gecesi Amanda Nunes, Rousey'i 48 saniyede öyle bir nakavt etti ki ortada tartışma bırakmadı. Ronda Rousey'nin kariyerini bitirdi ve şampiyonluğunu herkese kanıtlamış oldu.
Amanda Nunes için en zorlu sınav kapıdaydı. Valentina Shevchenko, Nunes'e yenildikten sonra müthiş bir çıkış yaptı. Holly Holm'u 5 raundda yendi, Julianna Pena'yı pes ettirdi. Horoz siklete göre fiziği zayıf kalsa da onlardan aşağı kalır bir gücü yoktu. Nunes, o büyük kemer koruma serisindeki en zor maçını ona karşı yaptı. Valentina'ya net bir üstünlük kuramadı. Puanlamada ayrık kararla kazanabildi. Valentina bu sonuca yıllarca itiraz etti. Onu haklı görenlerin sayısı da az değildi. Ama sonuçta kemer Nunes'de kaldı, Valentina da dominasyon kuracağı bir yere yani sinek siklete doğru yelken açtı.
Nunes için Valentina engeli aşıldıktan sonra ki hedef kolaydı. Raquel Pennington'u rahat bir şekilde yendi. Fakat ondan sonraki eşleşme GOAT olma yolunda ki en büyük sınavdı. Cris Cyborg, UFC'ye görkemli bir şekilde giriş yapmış ve yeni açılan tüy siklet kemerini almıştı. Herkes Nunes ile eşleşip eşleşmeyeceğini merak ediyordu. UFC bu maçı ayarladı. Nunes kimsenin yapamadığı bir şeyi yaptı ve Cris Cyborg'u 51 saniyede nakavt etti. O artık hem horoz siklet hem de tüy siklet şampiyonuydu. Asıl önemlisi o tarihin en iyi kadın dövüşçüsüydü.
Nunes için Cris Cyborg galibiyetinden sonra rakip olabilecek dövüşçü sayısı azalmıştı. Holly Holm ile karşılaştı, bir raundda nakavt etti. Germaine de Randamie'yi bir kez daha mağlup etti, Felicia Spencer ve Megan Anderson maçlarını da kolay geçti. Tek kalan isim Julianna Pena'ydı. Herkes onu da geçeceğini düşünüyordu ama olmadı. Tarihin en büyük sürprizlerinden biri yaşandı Pena, Nunes'i ikinci raundda pes ettirdi. Bu Nunes'in mirası için büyük bir darbeydi. Hemen rövanş maçı istedi ve aldı. 7 ay sonra onunla karşılaştı ve kendi gerçek gücünü gösterdi. 5 raund boyunca Pena'yı domine etti. Bazılarına göre üçüncü maça bile gerek kalmamıştı. UFC bu maçı ayarladı fakat Pena sakatlık sebebiyle çekildi. Nunes de Irene Aldana ile karşılaşıp rahat bir galibiyet aldı. Maçtan sonra da 15 yıllık MMA kariyerini sonlandırdığını açıkladı. 35 yaşındaki Nunes, belinde çifte kemer ve arkasında müthiş başarılarla kariyerini bitirdi.
Amanda Nunes bir GOAT kariyeri inşa ederken kendisine aile de kurdu. Kendisi gibi UFC dövüşçüsü olan Nina Ansaroff ile 2014 yılında ilişki yaşamaya başladı, 2018 yılında nişanlandılar, 2020 yılında ise bir kız çocukları dünyaya geldi. Nunes, Nina'nın en büyük destekçisi olduğunu şu sözlerle anlatıyor; "Bir dövüşçü olmanın gerektirdiği her şeyi biliyor. Bir şeyi neden yaptığımı ona açıklamak zorunda olamıyorum. Bazen dövüşe hazırlık zor oluyor ama o bunu benim için kolaylaştırıyor. Aynısını ben de onun için yapmaya çalışıyorum."
Amanda Nunes, 20 yaşında kariyerine başlarken çalıştığı salonda yatan oranın temizlik işlerini yapan Brezilyalı genç bir kadındı. 15 senede ülke değiştirdi, yeni bir hayat kurdu, büyük başarılar kazandı ve sonuçta tarihin en iyi kadın dövüşçüsü oldu.
Dövüş sporları ile ilgili içerikler için bizi takipte kalın!
Comments