top of page

Arama Sonuçları

"" için 1211 öge bulundu

  • Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi'ne Mağlubiyetle Devam Ediyor!

    Fenerbahçe , UEFA Avrupa Ligi – Lig Aşaması 6. maçında İspanyol ekibi Athletic Club’a 0-2 mağlup oldu. Athletic Club’un gollerini Inaki Williams kaydederken, Mert Müldür 69. dakikada oyundan atıldı. Fenerbahçe v Athletic Club Fenerbahçe maça Beşiktaş maçından farklı olarak Osayi, En-Nesyri ve İsmail ile başladı. Athletic Club’ta ise Gorosabel, Jauregizar ve Nico ilk 11’e geri dönmüştü. Maç düşük tempoda başladı ve 5. dakikada Samet Akaydin’ın hatasıyla topu kapan Nico Willams topu abisine pasladı, abisi Inaki de topu ağlara yolladı. Fenerbahçe golden sonra bastırsa da set hücumunda yaratıcılıkta zorlandı. Tadic’in düşük kalan performansı Fenerbahçe’nin hücumda etkisiz kalmasının baş nedeniydi. En-Nesyri de bağlantıları kurmakta zorlanırken tek tehlike yaratan isim Allan Saint-Maximin idi. Fenerbahçe’nin ilk yarının sonunda baskıyı arttırırken kaybettiği topta Inaki Willams sağdan ceza sahasına girerek sert bir vuruşla takımını 0-2 üstünlüğe taşıdı. İlk yarı bu sonuçla tamamlandı.   2. yarıda Jose Mourinho hata yapan Samet Akaydin’ı kenara aldı. Çağlar oyuna girdi. Ancak Fenerbahçe için bu pek fazla bir şey getirmedi. 61. dakikada Edin Dzeko, Sebastian Szymanski’nin yerine oyuna girdi ve Fenerbahçe çift forvete döndü. Ancak forvetlere topu bir türlü iletemeyen Fenerbahçe sadece duran toplardan zayıf bir tehdit yaratabildi. 69. dakikada Mert Müldür 2. kez sarı kart gördü ve oyundan ihraç edildi. 73. dakikada Jose Mourinho İrfan Can Kahveci’yi oyuna aldı ancak bu da ilaç olamadı. Maçta başka pozisyon olmazken Athletic Club 0-2 ile gülen taraf oldu. Fenerbahçe v Athletic Club Bu sonuçla Fenerbahçe 8 puanda kaldı ve doğrudan tur atlama konusunda büyük yara alırken ayrıca ilk 24’teki yeri de tehlikeye girmiş oldu. Athletic Club puanını 16 yaparak son 16’ya yükselmeyi neredeyse garantilemiş oldu.   HEYECAN SÜRECEK! Fenerbahçe bu maçın ardından kendi evinde diğer temsilcimiz Beşiktaş’ın mağlup ettiği ve finansal krizle boğuşan Lyon’u konuk edecek. Athletic Club ise diğer temsilcimiz Beşiktaş ile İstanbul’da karşılaşacak. Linesman ekibi olarak UEFA Avrupa Ligi içeriklerimiz başta temsilcilerimiz olmak üzere sizinle olmaya devam edecek. Futbol  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Formula 1 2024 Sezonu Değerlendirmesi

    Formula 1’de 2024 sezonunda Pilotlar Şampiyonasını Max Verstsappen. Takımlar Şampiyonasını McLaren kazandı. Max Verstappen üst üste 4. kez şampiyonluğunu ilan ederken McLaren 26 yıl sonra ilk kez takımlar şampiyonasını kazanmayı başardı.   2024 Formula 1 sezonunda hem pilotlar hem de takımlar açısından unutulmaz bir yıl yaşandı. Max Verstappen, Las Vegas Grand Prix’sinde Lando Norris’in önünde yarışı tamamlayarak üst üste dördüncü kez Formula 1 Dünya Şampiyonu oldu. Hollandalı pilot, sezonu 437 puanla zirvede tamamladı ve performansıyla Alain Prost ve Sebastian Vettel gibi isimlerle aynı seviyeye yükseldi​.   Takımlar şampiyonluğu ise uzun bir aradan sonra McLaren’ın oldu. Lando Norris ve Oscar Piastri ikilisinin istikrarlı performansıyla McLaren, Ferrari ve Red Bull’u geride bırakarak toplam 666 puanla 1998’den sonra ilk kez takımlar şampiyonu olmayı başardı. Bu başarı, McLaren’ın tarihinde 9. takımlar şampiyonluğu olarak kaydedildi ve takımın F1’deki yeniden yükselişini simgeledi.   McLaren McLaren , sezon boyunca hem dayanıklılık hem de hız anlamında istikrarlı bir performans sergiledi. MCL38 şasisi, hem aerodinamik hem de mekanik olarak üstünlük sağladı. Kompakt tasarım ve Mercedes güç ünitesinin etkili kullanımı, takımı Ferrari ve Red Bull gibi devlerin önüne taşıdı. Sezon boyunca toplam 6 yarış galibiyeti elde ederek, puan farkını korumayı başardılar ve şampiyon oldular. Sezonun ikinci yarısındaki performansları önemli derecede artan McLaren gelecek yıl Lando Norris ile pilotlar şampiyonluğunu almayı hedefliyor.   Red Bull Racing Verstappen’in şampiyonluğu ile bireysel başarı devam etse de, takımlar şampiyonluğu sıralamasında üçüncü sırada kaldılar. Sergio Perez’in istikrarsız formu, takımın daha üst sıraları zorlamasını engelledi. Özellikle de aracın sezonun ikinci yarısında geride kalması sorunların ana nedeniydi. Ancak Max Verstappen özellikle de Brezilya’daki destansı sürüşüyle pilotlar şampiyonluğunu korumasını bildi. Gelecek yıl için Adrian Newey olmadan hazırlanacak RedBull’da Perez’in devam edip etmeyeceği bilinmiyor. Ferrari Charles Leclerc ve Carlos Sainz liderliğinde sezona güçlü bir başlangıç yapsalar da, McLaren karşısında puan avantajını kaybettiler ve ikinci sırada tamamladılar. Özellikle sezonun ikinci yarısında yaptıkları kritik hatalar, takım içi çatışmalar ve güncellemelerde geride kalmaları onları takımlar şampiyonluğundan etti. En azından bu sene 5 yarış kazandılar ve geleceğe Lewis Hamilton’ın gelişiyle birlikte umutlu bakıyorlar.   Mercedes Lewis Hamilton ve George Russell ile sezonu dördüncü sırada tamamlayan takım, teknik anlamda sıkıntılar yaşasa da zaman zaman güçlü sonuçlar aldı. Özellikle Britanya ve Avusturya’da iyi sonuçlar alan takımda bir devrin sonu da geldi. 11 yıllık birlikteliğin ardından Lewis Hamilton takımdan ayrılma kararı aldı ve rotasını Maranello’ya çevirdi. Yerini genç yetenek Antonelli alacak. Önümüzdeki yıl özellikle aerodinamik pakette çözüm bulurlarsa işler onlar için iyi olacaktır. Aston Martin Fernando Alonso’nun tecrübesine rağmen, sezonu 5. tamamladılar. Yılın en çok beklenti yaratan takımlarından biri olmalarına rağmen istikrarlı sonuçlar elde edemediler​. Özellikle güncellemeler sonrası daha da yavaşlayan bir araç yaratan Aston Martin’de efsanevi mühendis Adrian Newey’in takıma dâhil olacak olması gelecek yıl onları ümitlendiriyor.   Alpine Fransız takımı, Esteban Ocon ve Pierre Gasly ile sezona umutla başladı. Ancak aracın gelişim eksiklikleri ve strateji hataları onları orta sıralarda tutmaya devam etti. Sezon boyunca birkaç sürpriz sonuç alsalar da (örn. Brezilya) daha üst sıralara çıkmakta zorlandılar. Yeni sezonda işler değişecek mi bilemeyiz ama Esteban Ocon onlarla olmayacak. Fransız pilot takımdan gönderildi ve Haas ile anlaştı. Ayrıca gelecek yıl Renault ile birlikte son yılları olacak. 2026’dan itibaren ana motor ve şanzıman parçaları Mercedes ’ten tedarik edilecek.   Haas Haas F1 Takımı, 2024 sezonunda Komatsu'nun teknik destek ve ekipman sağlama konusundaki katkılarıyla, önceki yıllara kıyasla daha rekabetçi bir performans sergiledi. Sezon boyunca takım, Kevin Magnussen ve Nico Hülkenberg liderliğinde yarıştı. Komatsu'nun yenilikçi araç geliştirme çözümleri, özellikle aracın dayanıklılığı ve aerodinamiği üzerinde belirgin iyileştirmeler sağladı.   Haas, orta sıralarda daha sık mücadele edebildi ve puan alma potansiyelini artırdı. Takımın özellikle hızlı pistlerde daha iyi performans gösterdiği görüldü. Ancak, bütçe sınırlamaları ve kaynak eksiklikleri onları büyük takımların gerisinde tuttu. Yine de 2024 sezonu, Haas için gelecek adına umut verici gelişmelerin olduğu bir yıl oldu.   Visa Cash App RB Visa Cash App RB, 2024 Formula 1 sezonunda 46 puan toplayarak dikkat çekici bir performans ortaya koydu. AlphaTauri’den dönüşen takım, yeni sponsor Visa ile hem marka kimliğini hem de performansını yenilemeyi başardı. Geçtiğimiz sezon yaşanan performans dalgalanmalarının ardından, bu yıl tutarlılık açısından önemli adımlar attılar. Yuki Tsunoda’nın liderliğindeki ekip, yıl boyunca orta sıralarda mücadele etti ve bazı yarışlarda etkileyici puanlar kazandı.   Özellikle araç performansında yapılan geliştirmeler ve sürdürülebilirlik odaklı fabrika yatırımları, takımın gelecekte daha güçlü bir yer edinme potansiyelini artırdı. Visa’nın desteğiyle, takım 2024'te rekabetçiliğini bir adım öteye taşıdı ve gelecek için umut verici bir temel oluşturdu​.   Williams Williams Racing'in 2024 Formula 1 sezonu, James Vowles liderliğinde yeniden yapılanma sürecinde ufak bir tökezleme oldu. Geçtiğimiz yıl 2017’den beri en iyi derecesini elde eden Williams bu sezon o derecenin altında kaldı. Alex Albon bu sezon yine Williams’ın kritik puanlarını toplarken Logan Sargent beklentinin altında kalarak sezonu tamamlayamadı. Yerine gelen Franco Colapinto, zaman zaman iyi performans göstererek dikkatleri üzerine çekti. Şüphesiz Williams Carlos Sainz’ın da gelişiyle birlikte ileriye doğru adım atmak isteyecektir.    Kick Sauber Kick Sauber'in 2024 Formula 1 sezonu zorlu bir sezondu ve sadece 4 puan toplayabildiler. Takım, zayıf sıralama performansları ve yarış hızı da dahil olmak üzere önemli zorluklarla uğraştı ve Zhou Guanyu'nun Katar Grand Prix'sini 8. sırada bitirmesi, puan getiren tek sonuç oldu. Sezonun başlarında pit stop sorunları ve yetersiz güncellemeler gibi teknik sorunlar ilerlemelerini engelledi. Örneğin, Bahreyn'deki başarısız pit stop ve Macaristan ve Spa gibi yarışlardaki etkisiz sezon ortası güncellemeleri, rekabet güçlerini daha da zayıflattı.   Sıralamalar kalıcı bir zayıflıktı, takım sezon boyunca sadece birkaç yarışta Q2’ye çıktı. Sonraki turlarda ön sıralarda yer alan takımlardan ortalama %1,3 daha yavaş olan tempo eksiklikleri, rekabetçi bir gelişim rotasını sürdürme konusundaki zorluklarını yansıtıyordu. Yeniden markalaşmalarına ve Audi'nin 2026'ya girişine hazırlanma hedeflerine rağmen Sauber'in 2024 performansı, gelecekteki başarı için çözülmesi gereken temel sorunları vurguluyor… SEZON SONA ERDİ! 2024 sezonu, McLaren’ın dönüşü ve Verstappen’in üstünlüğüyle tarihe geçen sezonlardan biri oldu. McLaren’ın yıllar süren şampiyonluk hasretini dindirmesi, Verstappen’in dominant performansı ve 7 farklı ismin en az 2+ yarış kazanması bu sezonun en dikkat çekici unsurlarıydı. 2025 sezonunda umarım bu rekabeti bir kez daha görebiliriz. 2025 sezonunda Linesman yine sizinle birlikte olacak.  Motor sporları  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • NBA'den Alperen Şengün'e Ceza!

    NBA 'de Houston Rockets forması giyen milli oyuncumuz Alperen Şengün , Sacramento Kings maçında hakeme karşı uygunsuz davranışlarından dolayı para cezasına çarptırıldı. Oynanan karşılaşmanın son çeyreğinde hakeme tepkisinden dolayı maçtan diskalifiye edilen Alperen Şengün , 15 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Aynı müsabakada Alperen Şengün'ün koçu Ime Udoka ve takım arkadaşı Tari Eason da para cezasına çarptırıldı. Ime Udoka, hakeme karşı küfürlü dil kullanma ve karşı çıkmadan 50 bin dolar, Tari Eason ise bir taraftara havlu atıp uygunsuz dil kullanma suçundan 35 bin dolar cezaya çarptırıldı. Son günlerde bu cezalardan nasibini alan bir başka oyuncu ise Celtics'in yıldız oyuncusu Jaylen Brown oldu. Rakibine başparmağını alıp boynundan doğru kaydırarak boğaz kesme hareketi yapan Brown, 25 bin dolar para cezası ile karşılaştı. Tüm basketbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!

  • UFC Aralık Ayı (2024) Panoraması

    UFC Aralık ayında 1’i dövüş gecesi 1’i de ana etkinlik olmak üzere toplamda 2 etkinlik gerçekleştirecek. Bir kemer maçına tanık olacağımız bu ayda UFC 5 yıl aranın ardından Tampa, Florida’da etkinlik gerçekleştirecek.   UFC 310: Pantoja vs Asakura (7 Aralık – Las Vegas, NV) Aslında bu kartta Belal Muhammad-Shavkat Rakhmonov kemer maçı olacaktı. Ancak Belal sakatlandığı için maçtan çekildi.   Gecenin ana karşılaşmasında UFC Sinek Siklet şampiyonu Alexandre Pantoja (28-5) kemerini Rizin FF’den gelen Kai Asakura’ya (21-4) karşı savunmaya çalışacak. Asakura 2006’da Dan Henderson’dan sonra UFC’de ilk maçında kemer maçına çıkan ilk isim olacak. Pantoja daha zor testlerden geçti mi, evet. Ama Asakura’nın Rizin’de yaptıklarına bakınca bu testin daha da zor olacağı görüşündeyim. Asakura 21 galibiyetinde 13 nakavt yaptı ve bu nakavtlarının birinde rakibinin çenesini kırdı. İnanılmaz bir nakavt gücü var. Pantoja ise komple bir sitile sahip. Asakura’nın nakavt gücü düşünüldüğünde maçı yere götürüp yerde kontrol ederek veya submission arayarak maçı bitirmek isteyecektir. Burada diğer bir soru ise Asakura’nın kilo verme sürecinin nasıl olduğu. Asakura, Rizin’de bir üst sıklet olan horoz sıklette (135 lbs) dövüşüyordu. Burada ise bir alt sıklete -sinek sıklete- (125 lbs) inecek. O nedenle geçireceği süreç önemli. Her ne olursa olsun. Çok zevkli olabilecek bir karşılaşma. UFC’nin bu enerjik adamlarını sakın kaçırmayın. Gecenin yan ana karşılaşmasında Shavkat Rakhmonov (18-0) ile Ian Machado Garry (15-0) karşı karşıya gelecek. Birinin 0’ı birinin yenilmezliği o akşam sona erecek. Sahvkat tam bir canavar. Nakavt ve Submission ne ararsanız var. 18 galibiyet 18 bitiriş. Tek kelime ile mükemmel. Ian Garry ise striking’i ile ünlense de kendisinden 13 yaş büyük eşinin bağlantılarıyla kendisini Chute Boxe’a atmayı başardı ve BJJ’de belli bir seviyeye geldi. Ama işi yine de zor. Shavkat tam bir canavar dediğimiz gibi. Mükemmel bir maç bizi bekliyor. Sakın kaçırmayın.   Gecenin bir diğer önemli karşılaşmasında Cyril Gane (12-2) ile Alexander Volkov (38-10) karşı karşıya gelecek. İkili daha önce 26 Haziran 2021’de karşılaşmış ve Gane rakibini ortak kararla yenmişti. Gane, Jon Jones’a ağır bir şekilde yenildikten sonra çizdirdiği karizmayı toparlama niyetinde. Volkov ise ikinci baharını yaşıyor. Amacı Gane’ı yenip kemer potasına gitmek. Gane hızlı bir isim. Volkov da buna çare bulmalı. Belki sahip olduğu güreşini kullanmak ona avantaj sağlayabilir. Çünkü Gane’da güreş sıfır. Gane ise hızını kullanıp nakavt araycaktır. UFC’de yazısız bir kural vardır: “Ağır sıklet maçları daima eğlencelidir.” Bunu unutmayın ve bu maçı sakın kaçırmayın.   UFC on ESPN 63: Covington vs Buckley (14 Aralık – Tampa, FL) UFC 5 yıl aranın ardından ilk kez Tampa’da olacak.   Gecenin ana karşılaşmasında Colby Covington (17-4) ile Joaquin Buckley (20-6) karşı karşıya gelecek. Buckley aslında Ian Machado Garry ile karşılaşacaktı. Ancak S Sport yorumcusu Sayın Recep Mert’in de dediği gibi UFC bu eşleşmeyi bozdu ve Colby Covington, Buckley’in rakibi oldu. Colby bir A+ güreşçi. Buckley de sıklet değiştirdiğinden beri inanılmaz bir form yakaladı ve 5 maçtır kazanıyor. Colby’nin strikerlara karşı zorlandığını biliyoruz. Bu yüzden ilk andan itibaren takedown arayacak ve Buckley’i yorarak maçı almaya çalışacaktır. Ancak Buckley her an her yerden nakavt çıkarabilen bir isim. Bu neden Colby ava giderken avlanabilir. Güzel bir karşılaşma bizleri bekliyor.   Gecenin yan ana maçında Amanda Ribas (13-5) ile Mackenzie Dern (14-5) karşı karşıya gelecek. Maç saman sıklette (115 lbs) yapılacak. Ribas son Rose yenilgisinden sonra 115’e geri dönüyor. Ribas zaten hem saman sıklette hem de sinek sıklette aktif dövüşen kadınlardan biri. Bu nedenle kilo sorunu yok. İnişli çıkışlı devam eden kariyerinde kemere gitmek istiyorsa kazanmak zorunda. Dern ise kritik eşikleri geçemeyen biri olarak UFC’de geçirdiği 6 yılın ardından 31 yaşına geldi ve kemere gitmek istiyorsa o da kazanmalı. Dern’in BJJ’sinin klas olduğunu biliyoruz ancak Ribas oyun yere gitse bile bundan korkmayacaktır. Rakiplerinin gardına girmeyi seven ve ground and pound’da rakiplerine hasar vermeyi seviyor. İkili ilk kez 12 Ekim 2019’da karşılaşmış ve maçı Ribas ortak kararla kazanmıştı. Rövanş ateşi de var. Keyifli seyirler.   ARALIK AYINDA ETKİNLİK AZ AMA HEYECAN FAZLA! Aralık ayıyla birlikte UFC, 2024’e veda ediyor. Karın artık evlerimize girmeye başladığı dönemde UFC bize ateşli bir battaniye ve sıcak bir kahve ikram edecek kartlarla bizlerin karşısında olacak. Bu kartları sakın kaçırmayın. İyi seyirler. Dövüş sporları  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Gregg Popovich, Hafif Bir Felç Geçirdi!

    San Antonio Spurs ve oyuncuları, 2 Kasım Cumartesi günü evinde oynanacak maçtan yaklaşık iki buçuk saat önce açıklanmayan bir rahatsızlık geçirip bir müddet arenadan uzak kalacağı söylenen 29 yıldır takımın başındaki efsane koç Gregg Popovich olmadan neredeyse ilk ayını geçirdi. Geri dönüşü için henüz bir zaman çizelgesi verilmemesine rağmen 13 Kasım Günü resmi bir duyuruyla Popovich'in hafif bir felç geçirdiğini fakat bir rehabilitasyon programına başladığını ve tamamen iyileşmesinin beklendiği paylaşıldı. Genel menajer Brian Wright ve takımın geçici başantrenörü Mitch Johnson’dan ise iyi durum ve ruh halinde olduğu açıklaması geldi. Geçtiğimiz sezon pek çok galibiyet alınmamış olsa da fenomen Victor Wembanyama'nın gelişimi Popovich'e kalmak için bir neden verdi. Wembanyama, gelecek vaat eden çaylak Stephon Castle'ı içeren destekleyici bir kadro ve Chris Paul'un ihtiyaç duyulan deneyimli liderliği arasında, Spurs'ün 2024-25 sezonu Popovich yönetiminde ilerlemenin bir parçası olacaktı. Popovich'in sağlık sorunu yaşamasının ardından geri dönmeye hazır olana kadar San Antonio'nun saha içi gelişiminin devam etmesini sağlamak gibi zor bir göreve sahip Johnson ve Spurs yedek antrenörleri. 28 Ocak 2025'te 76 yaşına girecek olan Popovich, NBA tarihinin en yaşlı koçu. 2020'de, Memphis'in baş antrenörü olarak oynadığı son maçta Hubie Brown'ın elinde tuttuğu önceki rekoru geçti. Yılın koçu ödülünü üç kez kazanan sadece üç koçtan biri, diğerleri Don Nelson ve Pat Riley. En az beş NBA şampiyonluğu olan beş koçtan biri Phil Jackson (11), Red Auerbach (9), John Kundla (5) ve Riley (5)’in yanında. Popovich, yaklaşık 35 yıldır Spurs'ün bir parçası. 1988'den 1992'ye kadar yardımcı antrenörlük ve ardından Mayıs 1994'te basketbol operasyonları başkan yardımcısı ve genel müdür olarak kulübe geri dönüş. Koç Bob Hill'i kovma ve kendisini koç olarak atama kararını ise 10 Aralık 1996'da aldı. O zamandan beri Spurs'ün yedek kulübesi patronu. Ayrıca 2021 Tokyo Olimpiyatları'nda ABD milli takımına altın madalyayı kazandırmayı başardı. Spurs, Popovich maçları kaçırdığında her zaman yardımcı antrenörleri yedek antrenör olarak kullanmıştır. Geçmişte, bu sorumluluğu üstlenen yardımcı antrenör genellikle maça gelen rakibi izleyen kişi olurdu. Phoenix Suns koçu Mike Budenholzer, Las Vegas Aces koçu Becky Hammon, eski Philadelphia 76ers koçu Brett Brown ve eski Spurs uzun oyuncusu Tim Duncan, Spurs yardımcı antrenörleri olarak görev yaptıkları süre boyunca Popovich'in yerini doldurdular. Ancak bu sefer farklı, kaynaklara göre organizasyonun Popovich'in yerini alması için hemen Johnson'a yöneldiği aktarıldı. 39 yaşındaki Johnson çok daha genç bir ses, ancak Spurs'ün G Ligi iştirakinde üç yıllık bir görev süresinin ardından 2019'dan beri yardımcı antrenör olarak Popovich'in altında çalışıyor. Stanford'da eski bir oyuncu olan Johnson, bu daha uzun yokluğundan önce iki kez kısa süreliğine Popovich'in yerini doldurdu. Organizasyonda dokuzuncu, San Antonio'nun yedek kulübesinde ise beşinci sezonunu geçiriyor. Popovich'in ekibine katılmadan önce, San Antonio'nun G Ligi iştiraki olan Austin Spurs'te üç sezon yardımcı antrenör olarak çalıştı. Johnson, 2022 ve 2023'teki NBA Yaz Ligi'nde San Antonio'nun baş antrenörüydü. Johnson ayrıca 2021'de Tim Duncan'ın Onur Listesi'nin kabul törenine katıldığında Popovich'in yerine geçmişti. Houston Rockets koçu Ime Udoka'ya göre, Johnson, Popovich'in yıllar boyunca rutin olarak yardımcı koçlara önemli sorumluluklar devretmesi nedeniyle başarılı olmak için kendisini en uygun konumda buluyor: "Güven ve büyüme fırsatı en önemli şey. Size çok şey yüklüyor ve her şeyi kendisi yapmaya, mikro yönetim yapmaya çalışmıyor. Çok yönlü olmanızı ve oyunun her yönüyle ilgilenmenizi istiyor. Yani, keşif yapıyorsunuz. Ama aynı zamanda oyuncu gelişimiyle de çok ilgilisiniz. Adamlarına aşıladığı güven muhtemelen yaptığı ve uzun süredir yaptığı şeylerden o kadar emin olmasından kaynaklanıyor ki, sizin gerçekten büyümenize izin veriyor, ki bu diğer yerlerde her zaman böyle olmuyor." Brian Wright: ‘Koç Pop, son otuz yıldır bu organizasyonun lideri. Hepimiz farklı bir auraya, farklı bir varlığa sahip insanlarla karşılaştık veya onları tanıdık. Açıkça, o da bu insanlardan biri. Her gün binaya girdiğimizde, o liderliği, o varlığı hissediyoruz ve bu yüzden onun olmaması açıkça bir boşluk yaratıyor. Ve onu özlüyoruz. İyi gidiyor. İyi gidiyor. Savaşçı ve çalışacak. Hepimiz onun için buradayız, iyi gidiyor. Herkes için zor bir dönem, hepimizin rolümüzü oynaması, birbirimize yaslanmaya, birbirimizi desteklemeye ve birbirimiz için orada olmaya devam etmesi gerekiyor. Ve onu geri karşılayabileceğimiz günü dört gözle bekliyoruz" dedi. Ancak en önemlisi, ona ihtiyacı olan her şeye sahip olduğundan ve iyileşmeye devam etmesi için zaman ve alan sağladığımızdan emin olmaya bağlıyız. Ve onu geri almayı dört gözle bekliyoruz. Daha önce de söylediğim gibi, bu anda Pop'un yerini doldurmak tek bir kişinin işi değil.’ Johnson, gazetecilere "İyi olacak ve onu geri almak için sabırsızlanıyoruz," dedi ve Popovich ile konuştuğunu, geri döneceğini ekledi. Popovich'in felcin herhangi bir yan etkisi ile başa çıkıp çıkmadığı henüz bilinmiyor. Johnson’ın Popovich'in dönüşü için iyimserliğini dile getirmesi, sezon bitmeden sahaya dönebileceğini gösteriyor. Sezonun henüz başlarındayız ve Popovich her zaman teknik ekibine önemli ölçüde güvenmiştir. Johnson adına takımın kazanmasına yardımcı olmak için farklı bir rolde fırsat. Muhtemelen en kısa sürede geri dönmek için çılgınca çalışıyor. Tüm basketbol ve spor haberleri için bizi takipte kalın!

  • Beşiktaş'da Kötü Gidişat Sürüyor!

    Ligde kötü bir form yakalayan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi ’nin 5. haftasında perşembe akşamı İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv’i Macaristan’ın Debrecen şehrinde ağırladı. Nagyerdei Stadı’nın ev sahipliği yaptığı müsabaka, TSİ ile 20:45’te başladı. Güvenlik tedbirleri nedeniyle seyircisiz oynanan karşılaşmayı İtalyan hakem Simone Sozza yönetti. İlk 11’ler; Beşiktaş: Mert, Svensson, Paulista, Uduokhai, Masuaku, Gedson, Joao Mario, Rashica, Rafa Silva, Semih, Immobile. Maccabi Tel Aviv: Mishpati, Lemkin, Stajic, Shlomo, Jehezkel, Peretz, Overeem, Kanichowsky, Davida, Patati, Turgeman.  16. dakikada Paulista, topu uzaklaştırmak isterken zemine kötü basarak sakatlık yaşadı. Sağlık ekiplerinin müdahalesinin ardından 18. dakikada oyuna döndü, ancak kısa bir süre sonra tekrar kendisini yere bıraktı. 20. dakikada zorunlu değişiklik yapıldı ve Paulista yerini Emirhan’a bıraktı. Beşiktaş baskılı oyuna dayanamadı ve Maccabi Tel Aviv, 23. dakikada Kanichowsky’nin golüyle öne geçti. Sağ kanattan gelişen atakta Davida, rakibini çalımlayarak topu penaltı noktasına çevirdi. Kanichowsky, gelen topa düzgün bir vuruş yaparak meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. Yediği golden sonra biraz daha toparlanan Beşiktaş, Semih ve Rafa Silva ile ön alanda baskı yapmaya başladı. Rakipten kaptığı toplarla daha düzgün kontra ataklar geliştiren Beşiktaş, 38. dakikada Rafa Silva’nın golüyle skoru 1-1’e getirdi. Semih’in savunma arkasına attığı enfes derinlemesine pasla hareketlenen Rafa Silva, rakibini geçip kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda sağ ayağının içiyle sağ köşeye plaseyi gönderdi ve top direk dibinden ağlara gitti. Peretz takımını öne geçirdi. M. Tel Aviv’in soldan geliştirdiği atakta Patati, ceza sahasına girip kale sahasına doğru sert ortaladı. Emirhan'dan önce o bölgeye gelen Peretz vuruşunu yaptı, meşin yuvarlak ağlara gitti ve ilk yarının skorunu belirledi 1-2. İkinci yarıda yaptığı değişikliklerle oyuna daha fazla dahil olan Beşiktaş , Gedson ve Salih’in orta sahadaki güçlü oyunlarıyla, hücumda ise Semih ve Rafa Silva’nın vites arttırmasıyla rakibe ileri uçta zorluk çıkardı. Maccabi Tel Aviv, ceza sahasında pozisyonlar bulsa da, Mert maçtan kopmalarına izin vermedi. Beşiktaş'ın soldan geliştirdiği atakta Gedson, penaltı noktasına doğru hareketlenen Ndour'a pasını gönderdi. Ndour'un sağ ayağının içiyle yaptığı vuruş savunmadan sekip kaleye doğru yöneldi. Immobile ile Gedson topa doğru hareketlendi. Savunma kayarak gelip topu çizgiden çıkardı. Yeniden kale alanına doğru gelen topa Ndour sağ ayağıyla vurdu, meşin yuvarlak ağlara gitti. Pozisyonun hemen ardından bayrak kalktı. Beşiktaş'ın ortasından geliştirdiği atakta Immobile, soldan ceza sahasına giren Semih'e pasını gönderdi. Semih'in sağ ayağının içiyle uzak köşeye yaptığı vuruş Lamkin'in eline çarptı. Hakem penaltı noktasını işaret etti. Kazanılan penaltıda topun başına geçen Immobile, sağ ayağının üstüyle sol köşeye sert vurdu. Köşeyi doğru tahmin eden Mashpati penaltıyı kurtardı. Beşiktaş, önemli bir fırsatı değerlendiremedi. Temsilcimiz, her geçen dakika oyuna daha fazla dahil oldu ve ikinci yarıda rakip alanda daha etkili olmaya başladı. Fırsatlar yakalasa da bunları değerlendiremedi. Ve hücuma çıkarken arkada boşluklar bıraktı. Ve bunun sonucunda 80. dakikada Maccabi Tel Aviv farkı ikiye çıkardı Sol kanattan geliştirdikleri atakta Turgeman, ceza sahası sol çaprazından yaptığı şutta topu kaleye gönderdi. Kaleci Mert topu uzaklaştırmaya çalışsa da, top penaltı noktasına yakın bir yerde Patati'ye geldi. Patati, hiç düşünmeden sağ ayağıyla topu ağlara gönderdi. Maçın geri kalanında gol olmazken Beşiktaş kötü gidişine dur diyemedi maçtan 3-1’lik skorla ayrıldı. Beşiktaş bu skorla birlikte Uefa Avrupa ligi grup aşamasında 5 maçta toplamda 6 puan toplamış oldu. Temsilcimizin bir sonraki Avrupa karşılaşması, 12 Aralık Perşembe günü Bodo Glimt ile deplasmanda oynanacak. Futbol ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Galatasaray, AZ Alkmaar Deplasmanından Bir Puanla Ayrıldı!

    Kuzey Hollanda’nın kendine has geleneklerini barındıran Alkmaar kenti, Alkmaar Nehri’nin kıyısında kurulmuş ve özellikle “6 Şubat” depremlerinde ülkemize yardımlarını esirgemeyen bir futbol kulübüne sahiptir. Bugün ise temsilcimiz Galatasaray , “Peynir Kafalar” lakaplı AZ Alkmaar kulübüne Avrupa mücadelesi için konuk oldu. AFAS Stadion’da Okan Buruk Icardi sakatlığı sonrası düzenini bozmadı ve Avrupa’da çift 9’lu sistemi ile sahaya çıktı; Osimhen ve Batshuayi. Arkalarında ise Dries Mertens yer aldı. Yunus ve Barış’a kanatlarda görev verirken orta alanda Torreira ve Gabriel Sara yer aldı. Geri de Kaan Ayhan’ın yokluğunda Victor Nelson 11’e geri döndü ve defans hattında yer aldı. AZ Alkmaar ise 4-3-3 şeklinde sahaya dizildi. ZAAFİYET Yaş ortalaması en genç takımlardan olan Hollanda temsilcisi, enerjisi ve doğru plan ile maçın ilk dakikasından itibaren Galatasaray’ın zaafları üzerine giden bir oyun planı kurduklarını ortaya koydu. Dakikalar henüz 2’yi gösterirken, Galatasaray’ın sol kanadına oynanan hızlı hücum, Abdülkerim Bardakçı’nın yerini boşaltması ve Yunus’un defansif zaafiyetleri ile birleşince çok net bir pozisyon yakaladılar ve çekilen şutun döneninde savunma ile Fernando Muslera’nın anlaşmazlığından dolayı ortada kalan topu tamamlayan Mijnaans takımını öne geçirdi: 1-0. Doğru kurgulanmış bir plan ile toptan uzak ama geçiş kovalayan ve savunma zaaflarını arayan Alkmaar 9. dakikada bunun meyvesini almak üzereyken Muslera karşı karşıya pozisyonda fedakar bir kurtarış ile şoku hafifletti. 10. dakika itibari ile rakip yarı alanda üst üste paslar yapabilme olanağı bulan Galatasaray, Dries Mertens’in sağ kenardan açtığı ortada Osimhen’in kafa vuruşu ile gole yaklaştı. Genel anlamda topu Galatasaray’ın aldığı ancak etkili akınları AZ takımının yakaladığı bir 25 dakika geçti, 25. dakikada yine karşı karşıya bir pozisyonu değerlendiremedi “Peynir Kafalar”. Bu dakika itibari ile aksayan sol kanada geçici çözümü Barış Alper ile Yunus Akgün’ün kanat değiştirmesi ile bulan Okan Buruk, nispeten aksayan savunmayı toparlamış gibi gözüktü. İlk yarının sonuna kadar net pozisyon vermeyen Sarı-Kırmızılılar 30. dakikada Barış’ın soldan getirdiği ve kestiği topta Osimhen’den önce savunma araya girerek mutlak golü önledi. Daha dengede oynanmaya başlayan 30-45 arası süreç temsilcimizin istediği bir oyun şüphesiz. Galatasaray’ın 3 stoperinin de fırsat bulduğu an ataklara katılması ile geride kalan boşlukları değerlendirmeye çalışan Alkmaar takımı bu süreçte fırsat bulamadı. İlk yarının son dakikasında ise Dries Mertens’in bireysel yetenekle sağ kanattan getirdiği topa kafayı vuran Osimhen skoru eşitledi: 1-1. İlk yarının da skorunu tayin eden bu gol ile birlikte takımlar soyunma odalarına yöneldiler. ANAHTAR ADAM : METEHAN BALTACI İkinci yarıya her iki takımda değişikliklerle başladı. Temsilcimiz Galatasaray’da Metehan Baltacı, Victor Nelson’un yerine oyuna dahil olurken AZ ise Ernest Poku ve Kwakman’ı oyuna aldı ve Van Bommel ile Clasie kenara geldi. Bu hamleler Galatasaray’ın oyununu pozitif anlamda etkiledi. Böylelikle sağ stoperden merkeze geçen Davinson ile merkez geçiş hücumları durdurulurken, kanat akınlarında Metehan, fizik ve hızı ile Ernest Poku’ya geçit vermeyince AZ Alkmaar , ilk yarıdaki geçişleri neredeyse hiç bulamadı. Okan Buruk, yaptığı hamle ile oyunu lehine çevirirken pozisyonlar da gelmeye başladı; Osimhen kendisine atılan uzun pası kontrol edemese de devam eden akında Mertens ortaladı Batshuayi Bodrum FK maçında attığı golün çok benzerini bu sefer kaçırdı. 52. dakikada ise yine bir orta bu sefer Osimhen vurdu kafayı ancak yine top auta gitti. 45 ile 60 arası oyunun hâkimi olan Galatasaray bu süre zarfında etkili de oldu ancak golü bulamadı. İlerleyen dakikalarda bol kenar ortası deneyen temsilcimiz fiziksel üstünlüğü kullanmaya çalışsa da sonuç gelmedi. Okan Buruk dakikalar 65’i gösterdiğinde Batshuayi’i oyundan alarak Kerem Demirbay’ı orta sahaya attı ve böylelikle AZ’nin geçiş umutları tamamıyla kayboldu denilebilir. Bu dakikadan itibaren oyunun tek hâkimi olan Galatasaray , dakikalar 75’i gösterdiğinde duran top organizasyonunda Sara solda kendini boşa çıkardı, kestiği ortada Abdülkerim Bardakçı net kafa vuruşu yaptı ancak top direkte patladı. İkinci yarının 80-85 arası yorgunluktan düşen iki kanat oyuncusu Yunus ve Barış çıkana kadar AZ topa hâkim olsa da oyuna giren Jelert, Berkan ve Ziyech ile beraber hakimiyet sağlandı. Smith’in 90. dakikada ikinci sarıdan atılması ile gol umutlarımız arttı ve sol kanattan açılan ortada Osimhen’in kafa vuruşu ile golü bulduk ancak ofsayt olduğu görülen gol iptal edildi. Maçın geri kalanında Kerem Demirbay’ın tek şutu dışında bir akın olmadı ve maç 1-1 sona erdi. İlk yarısı Galatasaray’ın zaafiyetleri üzerine kurgulanan bir yarı olarak tamamlanan ancak iki net hamle ve Metehan Baltacı’nın kusursuz oyunu ile bu zaafiyetler kapanarak tam bir hakimiyet yarısı olan ikinci yarıdan Galatasaray 1.20 gol beklentisi üreterek ayrıldı. Rakibine ise ilk yarıda 1.60 gol beklentisi verirken, ikinci yarıda hamleler ile sadece 0.09’luk bir fırsat vererek oyunu aldığını gösterse de skora yansımadı. Yoluna namağlup devam eden temsilcimiz bir sonraki maç haftasında Malmö deplasmanına konuk olacak. AZ Alkmaar ise Bulgaristan’a, Ludogorets’e konuk olacak. Futbol  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Tenisin Gösterişli Günleri Geride mi Kaldı?

    Rafael Nadal ’ın tenise vedasıyla birlikte tenis arenasından 2 dominant figür eksilmiş oldu.   Öyle bir iki tenisçi düşünün ki, oynadıkları sporu bulundukları konumdan alıp çok daha yukarılara taşımış, daha global hale getirmişler. Tabiri caizse zaten var olan bir şeyin canlanmasına, artık insanların içindeki saz teline vurmasına sebebiyet vermişler. Federer'in zarif oyun tarzı ve Nadal'ın mücadeleci ruhu, tenis izleyicilerini büyüleyerek branşı daha popüler hale getirmiş ve böylece spor dünyasına farklı bir pencere sunmuştur. Üstelik rekabetlerinin alev aldığı bu iki sporcu, eşi benzeri zor görülecek bir dostluğa da imza atarak diğer sporcular arasında farklılaşmayı burada da başardılar. David Foster Wallace, ‘’Sicim Teorisi’’ adlı kitabında Roger Federer ve Rafael Nadal’ın mücadelesini bir paragrafta şu şekilde tanımlıyor: ‘’Bu Wimbledon final maçında bir intikam anlatısı var; kral ile can düşmanının karşı karşıya gelme dinamiği, karakterlerin zıtlığı ön planda. Bir tarafta Güney Avrupa’nın tutkulu maçoluğu, diğer tarafta kuzeyin son derece incelikli, soğukkanlı sanatkârlığı. Dionysos ve Apollon. Satır ve neşter. Solak ve sağlak. Dünya 2 numarası ve 1 numarası. Modern power-baseline oyununu üst sınırına taşıyan Nadal… Karşısındaysa bu modern oyunu başkalaştırmış, temposu ve ayak çabukluğu kadar keskinliği ve çeşitliliğiyle de özel olan ama rakibi karşısında tuhaf bir şekilde kırılganlaşabilen ya da moralini yitirebilen biri. Basın tribününde arkadaşlarıyla laflayan Britanyalı bir spor yazarı iki kez aynı  şeyin altını çiziyor: Savaş Çıkacak!’ (Kitabı çeviren: Cem Pekdoğru, İnan Özdemir)   Onlarsız Olamaz Mıyız? İki dominant figürün üstüne Novak Djokovic gibi acayip bir sporcu daha eklendi ve aşağı yukarı 15 yıllık bir ziyafet sundular bize. Ardı arkası kesilmeyen turnuvalar insalara cazip gelmeye başlamıştı. Mevcut zamana dönüp baktığımızda bu 3 sporcunun muadili dediğimiz tenisçiler dahi, alışık olduğumuz seviyede bir rekabete erişemeyecekler gibi duruyor.   Rasyonel olarak baktığımızda tenisin büyük bir kan kaybettiği su götürmez bir gerçek. İzlenme sayılarının zaten düşüşe geçtiğini, grand slamlerin dahi artık çok fazla talep görmediğini veriler aracılığı ile biliyoruz. Ki zaten tahmin etmek de zor değil. Yukarıda senin benim gibi insan olan iki sporcuyu yere göğe sığdıramayacak şekilde anlatmışım, sanki edebi bir roman yazıyormuşçasına… Şunu demeye getiriyorum: onlar olmazsa tenis devam eder, ama nasıl devam eder? 10-20 yıl içinde tenise dair radikal kararlar verilebilir, belki de zemini hazırlanıyordur. Belki de artık hazırlamak gerekiyordur…   ... Tüm ‘’ikonikleşmiş’’ sporcuları canlı kanlı izlemiş olmak büyük bir lütufken ayrılık neden ızdırap gibi geliyor? Neden güzelce yaşanmış, misyonu tamamlanmış kariyerlere veda etmek zor geliyor? Acaba fazla mı gözümüzde büyütüyoruz da nostaljik düşünüyoruz?   Aslında hayata dair de benzer yorumlar yapılabilir. Filmler, diziler, oyunlar… Neredeyse her şeyin geçmişini tekrar canlandırma çabası içinde insanoğlu. Remake oyunlar bunun en büyük örneklerinden. Geçmiş diziler ve filmler benzer şekillerde tekrar gösterime giriyor. Spora tekrar dönecek olursak, Mike Tyson bahsettiğim şeyin yakın dönemdeki en güzel örneği aslında. Futbol tarafında ise efsaneler zaman zaman gösteri maçlarına çıkıyor. Mesela Ronaldo ve Messi hayatımızdan çıktığı zaman, önümüze tekrar tekrar farklı projelerle ‘sunulacak.’ Onlar çıkmayacaklar, altın tepsi ile önümüze sürekli koyacaklar. Bundan kaçış yok ama rahatsız olan da…   Evet bir spor olmayacaklar, hepsi birer şov olacak. Ta ki spor dünyası yeni bir figür-ler bulana dek. Ya da biz tüketiciler, şov yerine gerçekten sporu talep edersek işleri tersine çevirebiliriz.   Bahsini geçirdiğim şeylerin aslında fazlaca sosyolojik bir tabanı var. Üstelik çok katmanlı, çok boyutlu ve neresinden bakarsan bak ciddi bir konu.   Bu sporların yöneticileri ise suda nefes almaya çalışan balıklar gibiler aslında. Özellikle tenis yetkilileri için durum oldukça vahim.   Bu vahim duruma ilaç olacak şeylerin başında elbette kalan son figürün alacağı aksiyonlar var. Novak Djokovic, Avustralya Açık’a kadar Andy Murray’ı ekibine dahil etti. Bu haber, tenis kamuoyunda bir hareketlilik oluşturdu. Biraz ocağın altını açmak gerekiyordu açıkçası.   Yeni Dönemin Potansiyel Taşıyıcıları Mevcut duruma pozitif bir çerçeve ya da kılıf uydurmak gerekecekse tenisi öldürmeyecek, rekabetleri tenisi zirvede tutmaya devam edecek sporculara bakalım.   İki önemli adaya geçmeden bahsetmemiz gereken tenisçilere değinmek istiyorum: Taylor Fritz, Alexander Zverev, Daniil Medvedev, Holger Rune gibi isimler teniste çok şey düşündüren ancak istenilen sükseli geri dönüşü bir türlü veremeyen isimler. Sadece bunların arasından 2024 sezonunu güzel geçirmiş diyebileceğim oyuncu Taylor Fritz. Amerika Açık’ta ve ATP Finallerinde final oynadı, ikisinde de dünya 1 numarasına karşı mücadele etti ve kaybetti. Tüm bunların dışında Wimbledon son 16 turunda çok iyi bir Zverev maçı oynadı. Sonrasında Amerika Açık’ta da Zverev’i turnuva dışına itmeyi başarmıştı. Tüm bunların üstüne ATP Finalleri’nde de Zverev’e mağlubiyet yaşatması baya gündem oluşturdu. Fritz’in Zverev’e karşı ayrı bir üstünlüğü var diyebiliriz.   Daniil Medvedev’in ise grand slam’lerde çok daha aktif rol alması bekleniyor ancak işin sonunu getirmek onun için zor oluyor.   Holger Rune ise genç tenisçiler arasında önemli bir yetenek. Ondan da herkes gibi çok şey bekleniyor ama onun sürecini biraz daha zamana bırakmak gerekiyor diye düşünüyorum.   …   Rafael Nadal’ın veliahtı olarak nitelendirilen Carlos Alcaraz, yeni dönemin şüphesiz en büyük figürlerinden olacak. 21 yaşında tam 4 grand slam kazanmış durumda. Üstelik tıpkı Nadal gibi Roland Garros’da mevcut rakiplerine göre açık ara bir dominasyonu var. Rafa tam 14 kez Roland Garros kazandı. O’nun rekorunu kim geçebilir ya da doğrusu geçilebilir mi? Alcaraz ayrıca toprak dışında erkenden 2 tane çim (Wimbledon) şampiyonluğunu da cebine koydu. 2024 Paris Olimpiyatları’nda finalde Novak Djokovic’e kaybetse de genç yaşında final görmeyi başardı.   Korttaki sağlam duruşu ve bunu tamamlayan doyurucu, güçlü vuruşları onu Rafa’ya çok benzetmemize sebep oluyor. Fakat yetenek kitinde bulundurduğu en güçlü silahı ise kısa topları. Oyununa renk katan, seviye atlatan önemli bir becerisi diyebiliriz. Sıkıştığı vakitlerde kısa toplarına sıkça başvuruyor olması gördüklerimizin altını doldurur, kuvvetlendirir nitelikte.   …   Bir diğer aday ise Jannik Sinner . Sezonu Dünya 1 numarası olarak tamamladı. Tek sezonda sert kortta 2 grand slam’i kazanmayı başardı. ATP Finalleri’ndeki şampiyonluğu ile de kariyer sezonuna krema sıkmış oldu.   Nisan ayından itibaren doping mevzuları ile kariyerine devam etmek zorunda olan İtalyan, sezonu kusursuz tamamladı. Sonuçta kamuoyu tarafından cephe alınarak sezona devam etmek hiç kolay bir şey değildir diye düşünüyorum. Bu işin mental tarafında ne kadar kuvvetli olduğunu da bizlere göstermiş oldu Jannik Sinner.   Yeri gelmişken yazmış olayım: Sinner’in bence tutarlı ve geçerli bir sebebi var. Bilim adamlarının da belirttiği görüşler doğrultusunda oyuncuyu zan altında bırakmak doğru bir yaklaşım değil. Fakat burda eleştirilen kısım: diğer sporcuların vaka ile ilişkilendirilmesi durumunda bile onların tenisten tedbir amaçlı belirli bir süre uzaklaştırılmasıydı.   Yukarıda yazdım:   ‘’Bu sporların yöneticileri ise suda nefes almaya çalışan balıklar gibiler aslında. Özellikle tenis yetkilileri için durum oldukça vahim.’’ İşte Tenis yetkililerinin Sinner’in doping vakasına -geçmişteki dosyalara göre- daha ılımlı yaklaşmalarına sebep olan nokta: tenisin çöküşte oluşu… Zaten izlenmelerin, satışların, sponsorların azaldığı bir dönemde dünya 1 numarasını, tenisin yeni dönemdeki potansiyel yıldızını uzaklaştırmak aptallık olurdu herhalde… Dünya 1 numarası apoleti yetkilileri susturdu, İtalyan’ı korudu. Tenis ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • En Çok Para Kazanan UFC Dövüşçüleri

    UFC , her geçen gün maddi olarak büyümeye devam ediyor. Otuz yılı aşkın bir sürede yeni bir spor dalı yaratan UFC, artık birçok spor organizasyonunu geride bırakmış durumda. Sürekli kar açıklayan, marka değeri milyar dolarları geçmiş büyük bir organizasyon. Peki bu para basan organizasyonda en çok parayı hangi dövüşçüler kazanıyor. Bu yazıda UFC tarihinin en çok para kazanan 5 dövüşçüsünü ele alacağız. 5) Anderson Silva: 13.500.000 Dolar UFC’nin unutulmaz şampiyonlarından biri olan Anderson Silva listenin beşinci sırasında yer alıyor. Silva, UFC’nin dövüşçülere para verme konusunda cimri olduğu yıllarda değil de daha çok para verdiği yıllarda olsaydı bu listenin en üst sıralarında yer alabilirdi. Silva, kariyerinde hiçbir maçta 1 milyon dolar garanti maç ücretini geçemedi. Yine de diğer dövüşçülerde de olduğu gibi PPV, sponsorluk ve gişe hasılatı gelirlerinden bu garanti paranın çok fazlasını kazandı fakat yine de hak ettiği büyük rakamlara ulaştığı pek söylenemez. 4) Alistair Overeem: 15.400.500 Dolar UFC’nin en çok kazanan dövüşçüleri listesinde dördüncü sırada 15.400.500 dolarla Alistair Overeem bulunuyor. Overeen, UFC’de çıktığı 20 maçta hep 6 haneli paralar kazandı. Hollandalı dövüşçü, her UFC maçından ortalama 495.000 dolar aldı. Overeem, UFC’deki en büyük garanti maç parasını 2017 yılında Francis Ngannou maçından aldığı 860.000 dolarla kazandı. 3) Jon Jones: 20.500.000 Dolar Listenin üçüncü sırasında, birçok dövüş severe göre bu sporun G.O.A.T’ı olan Jon Jones bulunuyor. 2008 yılından bu yana UFC’de dövüşen Jon Jones, toplamda 20.500.000 dolar garanti maç parası kazandı. Jones, Ciryl Gane ve Stipe Miocic ile yaptığı son iki maçtan toplam 10 milyon dolar kazandı. Jones’un yakında Tom Aspinall ile büyük bir maça çıkması bekleniyor. Dana White , bu maç için Jon Jones’a büyük bir ödeme yapacaklarını söyledi. Eğer Dana White dediği büyük ödemeyi yaparsa Jones, bu listede daha da yukarılara çıkabilir. 2) Khabib Nurmagomedov: 22.900.000 Dolar İkinci sırada büyük bir şampiyon Khabib Nurmagomedov bulunuyor. Kariyeri boyunca hiç mağlubiyet almayan Khabib, UFC’nin en çok kazanan dövüşçülerinden biri olarak kariyerini tamamladı. Conor McGregor ile yaptığı o tarihi maçta kazandığı 2 milyon dolar ile birlikte UFC’den büyük paralar kazanmaya başladı. Son iki maçında Dustin Poirier ve Justin Gaethje ile karşılaşan Khabib, bu iki maçtan toplam 12.180.000 dolar kazandı. Khabib, eğer erken bir emeklilik kararı almasaydı şu anda bu listenin zirvesinde yer alabilirdi. 1) Conor McGregor: 39.300.000 Dolar Listenin zirvesinde hiç de sürpriz olmayan bir isim var; Conor McGregor . McGregor, sadece maç başına aldığı garanti ücretlerden 40 milyon dolara yakın bir para kazanmış durumda. UFC ile imzaladığı sözleşmeden doğan PPV, sponsorluk, gişe hasılatı gelirlerinden de paylar olduğunu düşünürsek bu rakamın 100 milyon doların üzerine çıktığı söyleniyor. Conor McGregor, UFC’ye büyük bir kitle kazandırarak her maçında neredeyse milyondan fazla PPV sattırarak şirkete büyük paralar kazandırdı. UFC’de Conor McGregor’un bu katkılarının karşılığını ona herkesten daha fazla para ödeyerek verdi. Conor, hem UFC’de kazandığı paralarla hem de yaptığı yatırımlarla birlikte şu anda dünyanın en çok kazanan atletlerinden biri haline de geldi. Conor McGregor’un UFC’de dövüşmeye devam ettiği taktirde bu paranın artacağına hiç şüphe yok. En Çok Para Kazanan 10 UFC Dövüşçüsü Sıralaması SIRALAMA DÖVÜŞÇÜ KAZANDIĞI TOPLAM PARA 1 Conor McGregor 39.300.000 Dolar 2 Khabib Nurmagomedov 22.900.000 Dolar 3 Jon Jones 20.500.000 Dolar 4 Alistair Overeem 15.400.500 Dolar 5 Anderson Silva 13.500.000 Dolar 6 Andrei Arlovski 11.200.000 Dolar 7 Michael Bisping 11.100.000 Dolar 8 Junior Dos Santos 11.000.000 Dolar 9 George St-Pierre 10.950.000 Dolar 10 Donald Cerrone 10.600.000 Dolar Dövüş sporları  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Las Vegas'ta Zafer RUSSELL’IN Şampiyonluk VERSTAPPEN’İN!

    2024 Formula 1 Las Vegas GP’si, yalnızca yarışın değil aynı zamanda şov dünyasının bir parçası olarak bu sabah unutulmaz bir etkinlik sundu. Las Vegas’ın büyüleyici atmosferi ve muhteşem gece ışıkları altında gerçekleşen yarış, sezonun en heyecan verici Grand Prix’lerinden biri oldu. Mercedes’in zaferi, Max Verstappen’in şampiyonluğu ilan etmesi ve gece boyunca süren rekabet, tüm dikkatleri Las Vegas’a çekti.   Yarışı Mercedes sürücüsü George Russell kazandı ve bu zafer, onun bu sezonki performansını taçlandırdı. Takım arkadaşı Lewis Hamilton ise ikinci sırada yer alarak Mercedes’e önemli bir 1-2 zaferi getirdi. Bu sonuç, takımın hem bireysel hem de takımlar sıralamasındaki iddiasını güçlendirdi. Russell’ın, yarış boyunca soğukkanlı stratejisi ve hızını koruma becerisi, galibiyetinin temelini oluşturdu.   Red Bull’un yıldızı Max Verstappen , yarışta beşinci sırayı almasına rağmen, matematiksel olarak 2024 sezonu şampiyonluğunu ilan etti. Dördüncü kez dünya şampiyonu olan Verstappen, sezon boyunca sergilediği istikrarlı ve üstün performansıyla bu unvanı hak etti. Yarış sonrası yaptığı açıklamada, takımına ve hayranlarına teşekkür ederek bu başarıyı kutladı.   McLaren de ise büyük üzüntü vardı. İlk kez ciddi anlamda şampiyonluk yarışı veren takım pilotlar şampiyonasında araç avantajına rağmen geride kaldı. Yarış sonunda Lando Norris ve McLaren ekibi oldukça üzgündü. Bu yarış, 2024 sezonunun genel gidişatını takımlar şampiyonasında etkiledi. Mercedes’in güçlü dönüşü Mercedes için takımlar şampiyonasında 4.lüğü sağlamlaştırırken Verstappen’in şampiyonluk ilanı ise sürücüler şampiyonasında noktayı koydu. Sezonun geri kalanına dair takımlar şampiyonasında heyecan sürecek. Ferrari, McLaren ve RedBull kalan iki yarışta takımlar şampiyonası için mücadelesini sürdürecek.   SIRADAKİ DURAK KATAR! Formula 1’de pilotlar şampiyonunu belirledik. Ancak takımlar şampiyonasında mücadele sürecek. 2 hafta sonra çöl sıcaklarına dönüyoruz. Sıradaki durağımız Katar! Katar’da görüşmek üzere. Motor sporları ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • UFC Dövüşçüleri Ne Kadar Para Kazanıyor?

    30 yılı aşkın bir geçmişe sahip olan UFC , her geçen gün izleyici kitlesini arttırıyor. Bu izleyici kitlesinin artmasıyla birlikte şirket her sene bir önceki yıldan daha fazla kar açıklıyor. Televizyon anlaşmaları, sponsorluklar, PPV gelirleri ve gişe hasılatları ile milyar dolarlık bir şirket haline gelen UFC’de dövüşçüler ne kadar kazanabiliyor? Bu yazıda bu sorunun cevabını ele alacağız. UFC’de dövüşçüler, diğer dövüş sporlarındaki gibi maç başına ödeme alırlar. NBA, NFL, MLB, NHL gibi majör organizasyonlar da olduğu gibi sporcuların yıllık garanti bir maaşı yoktur. Dövüşçüler, sözleşmelerini yıl sayısına göre değil maç sayısına göre yaparlar. Sözleşmelerdeki maç sayısı bitene kadar UFC dışında başka bir organizasyona gitme şansları yoktur. Dövüşüler her maç başına garanti bir ücret alır ve maçı kazanırsa ekstra olarak sözleşmesinde belirtilen miktarda galibiyet bonusu kazanır. Eğer iyi bir maça imza attıysa veya güzel bir bitiriş yaptıysa 50.000 dolarlık gecenin bonusuna sahip olabilir. UFC’de düşük, orta, yüksek ve süperstar seviyesi olarak dört seviye dövüşçü maaşları bulunmaktadır. Düşük seviye garanti dövüşçü maaşları 10.000 – 30.000 dolar arasındadır. Bu maaşı alan dövüşçüler genellikle UFC ile ilk sözleşmesini imzalamış dövüşçülerdir. Bu dövüşçüler dikkat çekici bir performans sergilediği taktirde orta seviye maaşlara yükseltilir. İlk sözleşmesinden sonra çok dikkat çekmemesine rağmen UFC’nin sözleşme yenilediği ve düşük seviye maaş kazanan dövüşçüler de bulunmaktadır. Orta seviye maaşlar 80.000 ile 250.000 dolar arasındadır. Bu maaşı alan dövüşçüler genellikle sikletlerinde sıralamada bulunan veya seyircinin dikkatini çekmiş dövüşçülerdir. UFC, bu dövüşçüleri PPV’lerin ana kartlarında veya dövüş gecelerin ana maçlarında dövüştürür. Bu dövüşçüler bu maaş skalasına yükseldikten sonra düşük seviye maaşlara düşmesi çok zordur. Eğer kötü bir performans sergilerlerse UFC yeniden onlarla sözleşme imzalamaz. Yüksek seviye maaşlar 500.000 ile 3.000.000 dolar arasındaki maaşlardır. Bu maaş seviyesindeki dövüşçüler şampiyon veya yıldız dövüşçülerdir. Şampiyonluk maçına çıkan dövüşçülere ödeme bu maaş skalasından yapılır. Genellikte şampiyonluk maçına çıkan kemersiz dövüşçülere 500.000 dolar garanti maaş ödenir. Şampiyon olursa fakat eski sözleşmesi devam ediyorsa yeni sözleşmeye kadar 500.000 dolar garanti ücret alır. Şampiyon olmasına rağmen yeni sözleşmeyle aynı maaşı almaya devam eden dövücüler de vardır. Bu şampiyonlar seyirci ilgisini kendi üzerine çekemeyen dövüşçülerdir. Şampiyon ve yıldız dövüşçüler son zamanlarda milyon dolar bandının üzerine çıkmaktadır UFC’nin süperstar olarak gördüğü dövüşçüler 3.000.000 doların üzerinde maaş alırlar. UFC’de bu maaş seviyesine çıkmak için sadece maç kazanmak veya şampiyon olmak önemli değildir. Kartı sattırmak ve UFC’ye para kazandırmak önemlidir. Bu yüzden süperstar maaş seviyesine çıkan dövüşçü sayısı azdır. Conor McGregor , Jon Jones ve Khabib Nurmagomedov gibi dövüşçüler bu seviye yüksek maaşlara çıkabilmişlerdir. UFC, dövüşçülerin aldıkları ücretleri büyük dövüş gecelerinden sonra kamuoyu ile paylaşmaktadır. Bu rakamlar yukarıda belirtilen garanti ücretler ve galibiyet bonuslarını içermektedir. UFC , özellikle büyük isimli dövüşçülerle sözleşme imzaladığında ekstra para kalemlerini de sözleşmeye eklemektedir. Kart sattırabilecek, seyirciyi tribünlere çekebilecek dövüşçülere o kartın PPV, seyirci ve sponsor gelirlerinden pay vermektedir. Bu verilen paylar bazı zamanlarda dövüşçünün aldığı garanti ücretten çok daha fazla olabilmektedir. Bu sebeple dövüşçülerin maçlardan kazandığı paraların tam rakamları kamuoyu ile açıklanandan daha yüksektir. UFC’nin dövüşçülere ödediği ücretin azlığı yıllardır tartışılmakta olan bir konu. Boksta şampiyon olan bir dövüşçü, UFC’de süperstar seviyesine gelmiş dövüşçüden daha çok para kazanabilmektedir. UFC’den ayrılıp boks yapan dövüşçüler de UFC’de kazandığının kat kat fazlasını kazanmaktadır. Örneğin UFC’de çıktığı 14 maçta toplam 4 milyon dolar garanti para kazanan Francis Ngannou, Anthony Joshua ile yaptığı bir boks maçından 20 milyon dolar kazanabilmiştir. UFC’nin MMA’de bir nevi tekel olması, bir dövüşçüyü parlatma veya düşürme gibi bir şansının olması şirkette yer alan dövüşçülerin ücretlerinin düşük olmasına sebep olmaktadır. Boksta ise her boksörün daha özgür olabilmesi, tekel bir organizasyon olmaması ücretlere olumlu anlamda yansımaktadır. Dövüş sporları  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

  • Bizim Çocuklar, Karadağ Deplasmanından Hayal Kırıklığıyla Ayrıldı!

    Balkanların son yıllarda turistik açıdan en fazla rağbet gören, Kotor, Budva, Tivat, Bar gibi şehirleri ile tarih ve turizm cenneti olan ve eşsiz coğrafyası ile ilgi çeken Karadağ, futbol düzeyinde bu başarıyı yakalayamamış gibi gözükmekte. Robert Prosinecki yönetimindeki Karadağ, Uluslar Ligi’nde oynadığı 5 maçtan da puansız ayrıldı ve son maçta Niksic kentinde Milli Takımı ağırladı. İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella, sakatlıkların yoğun olduğu ortamda esnek bir kadro ile sahaya çıktı; Arda Güler, Yunus Akgün, Kerem Aktürkoğlu ve Kenan Yıldız’a ön hattı emanet eden Montella, orta sahayı Okay ve Orkun’a bıraktı. Geride ise cezalı Abdülkerim’in yerine maça Emirhan Topçu ile başladı. Karadağ takımı ise 5’li katı bir savunma dizilişi ile geçiş arayacaklarını belli eden bir kadro ile sahadaydı. Patikada Maç! Yağışın bol olduğu bir coğrafyada Kasım ayının sonlarında maç oynamak, bakımsız zeminlerle birleşince eziyet olur genelde ve Karadağ Niksic Stadyumu’nda böyle bir ilk yarı geçti. Maçın başında Arda Güler ile top kapıp karşı karşıya net gol girişimi yakaladık ancak değerlendiremedik. Bu dakikadan sonra Karadağ art arda fırsatlar yakalamaya başladı ve 15. dakikaya kadar Karadağ duran top organizasyonları ve geçiş hücumları ile zorluk çıkardı. Sahaya ve oyuna adaptasyonu zor yakalayan Millilerimiz, 15. dakika itibari ile kontrolü eline aldı. Dakikalar 25’i gösterdiğinde Kerem Aktürkoğlu sol kanattan ceza sahasına kat etti ve içeri çevirdiği topta hiçbir oyuncumuz topla buluşamadı. 28.dakikada ise Kenan Yıldız’a gelen uzun topu Kenan direkt Kerem ile oynadı, net gol vuruşunda Kerem pozisyonu değerlendiremedi. Bu pozisyonun ardından savunmadan tek uzun topla çıkan Karadağ, Emirhan Topçu’nun topu ıskalaması ile kaleciyle karşı karşıya kalan Krstovic’in golüyle tabelayı değiştir: 1-0. Golün ardından şok bir top kapma ile 2. gol şansını net bir şekilde Jankovic ile değerlendiremedi Karadağ, Mert Günok karşı karşıya pozisyonda topu kornere yolladı. Dakikalar 37’yi gösterdiğinde sağ kanattan bir taç organizasyonu gerçekleştiren Millilerimiz , Orkun Kökçü’nün ceza sahasına koşusu sonrası içeri çevirdiği topta Kenan Yıldız şık plase ile durumu 1-1’e getiren golü kaydetti! Oyunun kontrolünü tekrar eline alan Millilerimiz uzaktan şutlar ile kaleyi denerken, ceza sahasında topla buluşan Kerem’in şutunu kaleci kornere çeldi. İlk yarının son dakikalarında yine bir uzun topta savunmanın hatası sonucu kaleci ile karşı karşıya kalan Krstovic, kendisinin ve takımının ikinci golünü atarak devreye Karadağ’ın 21 üstün girmesini sağladı. “Malumun İlanı“ İlk yarının talihsiz isimlerinden olan Emirhan Topçu, ikinci yarıda yerini Samet Akaydın’a bıraktı. İkinci yarıda Karadağ ekibi değişiklik yapmadan başladı. İkinci yarı, ilk yarının kopyası şekilde başladı ve 50. dakikada soldan Kerem’in açtığı ortada Yunus Akgün topa dokunsa da top auta gitti. Ardından dakika 53’te Kenan sol kanattan getirdiği topta karşı karşıya kaldığı pozisyonda, kaleci çıkardı top kornere gitti. Oyunun hakimiyetini ele aldığımız dakikalarda pozisyon bulduk ancak değerlendiremedik. Dakikalar 66’yı gösterdiğinde harika ara pasta Yunus karşı karşıya kaldı ancak topu ağlarla buluşamadı. 73. dakikada ise gecenin sürpriz ismi Krstovic, yine hızlı bir hücumda içeri açılan ortada kafa ile golü atarak Hat-Trick yaptı ve skoru 3-1’e getirdi. Geri kalan, uzatmalarla birlikte, 20 dakikalık bölümde golden uzak bir görüntü veren Millilerimiz, grupta puansız olan ve tarihimizde daha önce yenilgimiz bulunmayan Karadağ’a 3-1 mağlup olarak Uluslar B Ligi 4.Grup’ta liderlik şansını kaçırıyor ve ikinci olarak Yükselme Play-Off oynama hakkı elde ediyor. Galler ise evinde İzlanda’yı 4-1 yenerek grupta liderliği alan takım oldu. Futbol  ile ilgili tüm içeriklere ulaşmak için bizi takipte kalın!

bottom of page